Hrant, Mumcu, Anter… Bunlar da mı mertçeydi Akşener?

Yayın tarihi: 19 Ocak 2024 Cuma 11:35 am - Güncelleme: 19 Ocak 2024 Cuma 10:55 pm

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dün Sivas’ta “Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere tanık olduk ama mertçeydi” dedi. Sosyal medyada geçmişteki siyasi cinayetler hatırlatıldı, Akşener sözlerine tepki yağdı.

Partisinin dün Sivas Belediye Başkan adayını açıkladığı konuşmasında 30 Aralık 2022’de Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile görüşmesini anlatan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, geçmişte yaşanan siyasi cinayetlerin ‘mertçe’ olduğunu öne sürdü.

Akşener “Sinan Ateş’i torbacılar katletti. Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere tanık olduk ama mertçeydi, onun için de hiçbirimiz korkmadık. O çocuğun babasını torbacılar katletti, onların ne yapacağını bilmiyor. Bir çocuğa bunu yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Sizden talep ediyorum, önce bu adamı seçin, sonra bizi seçin. Bu çocukların ahının yerde kalmaması için bizi seçin” dedi.

Siyasi cinayetler yüzünden yakınlarını kaybeden ve kayıp yakınlarıyla dayanışma gösteren pek çok kişi, Akşener’in konuşmasının bu kısmını alıntılayarak yaşadıklarını hatırlattı. Sosyal medyada da geçmişteki siyasi cinayetler hatırlatarak “Bu da mı mertçeydi Akşener” diye soruldu.

Sinan Ateş’in eşi isyan etti: Bunun adı alçaklık namertlik değil de nedir?

HRANT DİNK 

Akşener’in açıklaması katledilen gazeteci Hrant Dink’in 17. ölüm yıl dönümünden bir gün önceye denk geldi.

Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de, genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin İstanbul Şişli Halaskârgazi Caddesi üzerindeki binası önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirmişti.

2021 yılının Mart ayında davanın sanıklarının bir bölümü zamanaşımı adı altında tahliye ve beraat ettirilmişti. O dönem 17 yaşında olan tetikçi Ogün Samast ise 15 Kasım 2023’te koşullu salıverilme kapsamında tahliye edilmişti.

UĞUR MUMCU 

Araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, tam 30 yıl önce, 24 Ocak 1993’te arabasına konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmişti. Suikast hala tam anlamıyla aydınlatılmış değil.

Organize suç örgütü lideri olmak suçlamasından hakkında arama kararı bulunan Sedat Peker’in 23 Mayıs 2021’de konuyu tekrar gündeme getirmesinin ardından Mumcu’nun eşi, eski TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, konuyla ilgili bilgi sahibi herkesin konuşması ve suikastın aydınlatılması için sonuna kadar gidilmesi çağrısını yinelemişti. Mumcu, “Çekin tuğlaları yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın” demişti.

MUSA ANTER

Kürt aydın Musa Anter de 20 Eylül 1992’de JİTEM tarafından Diyarbakır’da sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak katledilmişti. O sırada yanında bulunan Orhan Miroğlu’ysa saldırıdan yaralı kurtulmuştu. JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Musa Anter’i kendisinin içinde bulunduğu timin öldürdüğünü kabul etti ancak dava, geçen sene, ölüm yıl dönümünde zaman aşımı nedeniyle düşmüştü.

‘FAİLİ MEÇHUL’ İTİRAFI

Sol Haber’den Aşkın Süzük, Akşener’in İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemi ‘Unutanlara kısa bir hatırlatma: Meral Akşener’i nasıl bilirsiniz?’ başlıklı yazısında kısaca şöyle özetlemişti:

“3 Kasım 1996’da Susurluk’ta gerçekleşen kaza, kapitalist düzenin tüm kirini ortaya dökmüş ve Türkiye’yi çetelerin yönettiğini gözler önüne sermişti. O dönem de düzenin suçlarından temizleneceğini düşünenler ve “sonuna kadar gidilsinciler” düzen güçleri arasındaki hesaplaşmadan nemalanmaya yatırım yapmıştı.

Susurluk kazasından 5 gün sonra İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın görevinden istifa etmesinden sonra aynı koltuğa oturan DYP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, kendisinden bekleneni yaptı ve iş kontrolden çıkmadan Susurluk bakiyesini temizledi. Göreve gelmesinin hemen ertesinde İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu ve Özel Harekat Daire Başkan vekili İbrahim Şahin gibi isimleri görevden aldı. Yazıcıoğlu’nun görevden alınmadan önce Bakan Akşener’e, “Kumarhaneler Kralı” olarak bilinen Ömer Lütfü Topal cinayetini 10-15 gün içinde aydınlatabileceğini söylediği iddia edildi.

Akşener’in yol arkadaşı ve üyesi olduğu hükümetin Başbakanı Tansu Çiller, Susurluk kazasında adı geçenler ile ilgili “Bir ülke, millet ve devlet uğruna kurşun atan da, kurşun yiyen de bizim için saygıyla anılır, onlar şereflidirler” diyordu.

Susurluk kazası sonrası yürütülen 29 soruşturmanın 27’sinde Meral Akşener’in imzası vardı. Ancak bu soruşturmalara rağmen Susurluk’un yeterince aydınlatılamamış olması, Akşener’in o süreçte oynadığı role işaret ediyor. O günlerde kapitalist sistemin çete düzeninin ta kendisi olduğu gerçeğinin üzerinden atlayanlar ve düzen siyasetçilerinin gerçek bir temizlik yapabileceğini düşünenler, bugün de çareyi Meral Akşener gibi aktörlerde görüyorlar.”

Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı ile aynı masada yemek yediğine dikkat çeken Süzük, yazısının devamında şu hatırlatmayı yaptı:

“Meral Akşener’in Nisan 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığı döneminde işlenen faili meçhulleri sahiplenen bir açıklaması, o dönem misyonunu ortaya koymaya yetiyor: ‘Ben, İçişleri Bakanlığı yaptığım dönemde tarihin en uzun, en geniş, en kapsamlı sınır ötesi harekâtına imza atmış bir bakanım. Utanarak söylüyorum bazıları diyor ki sosyal medyada ‘Meral Akşener MHP’ye genel başkan olmasın, faili meçhullerin sorumlusu O’dur’ diyorlar. Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır, sorumluluğunu da sonuna kadar alıyorum.’ ”

SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI: ‘ÇOK NAMERTSİNİZ’

İYİ Parti liderinin sözlerine sosyal medyada tepki yağdı. Tepki gösterenlerden biri, 28 yıl önce gözaltında polisler tarafından dövülerek katledilen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe’ydi. Göktepe, “Faili meçhullerin müsebbibi olarak çok namertsiniz” yazdı.

Babası Nesimi Çimen’i 1993’teki Madımak katliamında kaybeden Mazlum Çimen de şunları yazdı: “Meral Akşener den duydugumuza göre, siyasi suikastlerde öldürülen bütün abilerimiz ablalarımız babalarımız analarımız kardeşlerimiz MERTÇE ! Öldürülmüş.. Ama yani Hiç olmazsa mertçe ÖLDÜRÜLMÜŞLER.! Bu nasıl bir laf yaa 😳 Acının Beşiğini sallamak…😔”

1993’te Ankara’da işyerinin önünden kaçırıldıktan iki gün sonra cenazesi bulunan Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Mecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın da Akşener’in sözlerine şu ifadelerle tepki gösterdi:

” ‘Mertçe işlediğiniz siyasi cinayetlerle’ kaybettim ben babamı! Ben 30 yıldır babamın akıbetini sorarken sizin siyasi güdümdeki yargınız beraat kararı ile ödüllendirdi üstadın Mehmet Ağar’ı Bizi eksik bıraktınız… İki elimiz yakanızda!”

Eşi Savaş Buldan 1994’te kaçırılarak öldürülen Pervin Buldan, Akşener’in açıklamasını da alıntılayarak “Namertçe” tepkisini dile getirdi.

İYİ Parti bu sefer de Saadet’i hedef aldı! Başkan adayı, Karamollaoğlu’na ‘soysuz’ dedi

 

Kaynak: TELE1