MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP ile FETÖ'nün ters düştüğü 17 - 25 Aralık sürecine atıf yaptığı ve 'hesabını soracağım' dediği takvim Ali Koç ziyaretinde tekrar gündem oldu. Bahçeli söz konusu takvimle ilgili "emniyet ve yargı darbesi" dedi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaretinde çekilmiş fotoğraflarda bir detay dikkat çekti. Bahçeli’nin 17-25 Aralık operasyonlarından sonra 17:25’i gösterirken pilini çıkardığı saatinin hala odada durduğu görüldü.

Bahçeli, AKP ve FETÖ'nün arasının açılmasına neden olan 17 - 25 Aralık sürecinde yolsuzluk iddialarını sert dille gündeme getirmiş ve o dönemki soruşturmaları işaret ederek dönemin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a verdiği röportajda odasındaki saatin hikayesini anlatmıştı.

Bahçeli o röportajda şunları söylemişti:

“Bunu bizzat ben yaptım. 17:25’i gösterdiğinde pilini çıkardım. Her gün bu takvime bakıyorum. Buradan da anlayabilirsiniz ki biz, 17 ve 25 Aralık’ın hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız.”

https://tele1.com.tr/bahcelinin-17-25-aralik-saati-oldugu-gibi-duruyor-1122928/

BU KEZ KUMPAS DEDİ

Bu sözleri söyleyen Bahçeli, Ali Koç ziyaretinden sonra tekrar ortaya çıkan takvimle ilgili, "17-25 Aralık emniyet ve yargı darbe süreci, 15 Temmuz FETÖ ihanetinin kuluçka evresidir. 15 Temmuz işgal teşebbüsünün çatısı 17-25 Aralık süreciyle örülmüştür" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:

Cumhur İttifakı, Türk tarihinin varoluş refleksi, Türk milletinin varlık ve birlik remzidir.

Küresel ekonomi-politik sistemin yeni baştan inşa edildiği, önümüzdeki bir yıllık süre zarfında iç kargaşa çıkma riski en yüksek ülke olarak Türkiye’nin haksız ve hayasızca gösterildiği bir dönemde Cumhur İttifakı milli güvence, milletin özgüvenidir.

Astronotlar nasıl oy kullanıyor? İşte cevabı... Astronotlar nasıl oy kullanıyor? İşte cevabı...

İstiklal ve istikbal haklarımızın muhafız ve müdafaa onurunun mihver gücü cumhur ile Cumhuriyet’i kucaklaştıran akıl ve ahlak temelli ittifakımızdır.

Türkiye’miz üzerinde karanlık senaryolar yazan, nevzuhur kaos denklemleri kuran, tarih sahnesinde pasif ve müdahale edilebilir bir ülke olmasının planını hazırlayanlar bugünlerde dedikodu çarkını hızla çevirmeye, fitne cephesini artan ölçekte tahkim ve takviye etmeye başlamışlardır.

Bu mahsurlu tablonun gözümüzden kaçtığını düşünenler hiç kuşkusuz derin bir gaflet ve melanet girdabında sürüklenen çürüklerdir.

17-25 Aralık emniyet ve yargı darbe süreci, 15 Temmuz FETÖ ihanetinin kuluçka evresidir. 15 Temmuz işgal teşebbüsünün çatısı 17-25 Aralık süreciyle örülmüştür.

Bu nedenle FETÖ’nün ne 15 Temmuz silahlı kalkışmasını ne de 17-25 Aralık kumpasını hatırımızdan ve gündemimizden çıkarmak mümkün değildir. Ayrıca doğru da değildir.

Cumhur İttifakı’nın tertemiz mücadelesine leke sürmek için beşinci kol faaliyeti üstlenen mihrakların boşa kürek çekmeleri bir yana, heveslerinin ve hedeflerinin ihanetle çerçevelenmiş kursaklarında kalması mutlak ve mukadder bir akıbettir.

Şunu da özellikle ve tekraren hatırlatmalıyım ki, küresel internet platformlarının, sosyal medya mecralarının, organize çıkar gruplarının, bazı gazete ve televizyonların (özellikle Halk Tv) Cumhur İttifakı’nda çatlak varmış gibi yaygara koparmaları hüsran içinde hayal kırıklığına uğramaya mahkumdur. Elbette bu odaklarla günü geldiğinde hesaplaşmak kaçınılmazdır.

Cumhur ittifakı Türk ve Türkiye Yüzyılının müjdesi, gelecek nesillerin haysiyet ve heyecan mükafatı olarak kutlu yürüyüşünü sürdürecektir.

Kaynak: TELE1