Bütün bunlara rağmen seçim henüz bitmedi!
Birincisine göre ortada “daha kolay” bir ikinci tur var.
Muhalefetin bu turu Kılıçdaroğlu ve Erdoğan arasındaki bir yarıştan çıkartıp tam bir referanduma çevirme şansı var!
Bunun için de en önemli hamle Kılıçdaroğlu kampanyasının içeriğini ve sloganlarını hızla değiştirip önce “değişime” yani Kılıçdaroğlu, Oğan ve İnce’ye oy veren toplam 26 milyon 869 bin 369 seçmenin motivasyonunu arttırmak ve ikinci turda sandığa daha fazla katılımını sağlamak gerekiyor.
Evet bir kez daha “bize”, yani değişim isteyen milyonlarca kişiye yine “kolay olmayanı” tercih etmek kaldı ama eğer bu motivasyon sağlanırsa Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki fark kapanır.
Bu sağlanırsa Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğu, tıpkı İBB ve ABB meclislerindeki örnekler gibi son tercihi belirleyici olmaktan çıkar, örgütlü kötülüğü yener!
.
İlk tur sonrası gördük ki, Erdoğan ve Cumhur İttifakı seçim stratejisini ikinci turda da terör ve milliyetçilik üzerine kuracak. Sabah akşam Kılıçdaroğlu’na hakaret edecek, parlamento çoğunluğuna dikkat çekerek “Erdoğan’ı seçmezsen siyasi istikrarsızlık olacak” diyecek!
Kılıçdaroğlu ve değişim isteyen bütün güçler, savunma psikolojisi ile hareket etmek ve Erdoğan’ın yalan dolanlarıyla bir yarışa girmek yerine kendi doğrularıyla bütün toplumu çürüyen bu sistemin asıl mimarı “Erdoğan’a evet ya da hayır” zeminine çekmeli!
Kendisini yenilmez olarak sunan ama ilk turda kazanamayan Erdoğan’ı ikinci turda yenmek ve siyasal iklimi değiştirmek mümkün!
Nazım Hikmet ’le başladım, yine onunla bitireyim:
İlerleyen aydınlığın içindeyim
Ellerim iştahlı, dünya güzel.
Gözlerim doyamıyor ağaçlara
Ağaçlar öyle ümitli, öyle yeşil…
Mesele esir düşmekte değil,
teslim olmamakta bütün mesele!