Hendek davasının 5. duruşması sona erdi! ‘En ucuz kalem işçi canı olmasın’

Yayın tarihi: 25 Ekim 2021 Pazartesi 12:53 pm - Güncelleme: 25 Ekim 2021 Pazartesi 6:39 pm

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020’de Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 7 kişinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin ise yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın beşinci duruşması Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 6 Aralık tarihine erteledi.

Patlamada hayatını kaybeden işçilerin aileleri, duruşma öncesi basın açıklaması yaptı.

Hendek havai fişek patlamasında abisi Halis Yılmaz’ı kaybeden Merve Nur Yılmaz şunları söyledi:

“Bundan sonra denetimsizlik başka canlar almasın, işçi katliamlarına davetiye çıkarmasın diye, 7 işçiyi bir daha kurban etmemek için Hendek’te adalet istiyoruz.”

Hendek patlaması davasında tahliye

‘İŞÇİLER CEZASIZLIKLA ÖLDÜRÜLDÜ’

Yılmaz açıklamasının devamında “Ben hukukçu değilim, yasa, mevzuat, yönetmelik bilmem. Ama emin olduğum tek bir şey var; patlama Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda oldu ama buradaki 7 işçi denetimsizlik ve cezasızlıkla öldürüldü. Bundan sonra denetimsizlik başka canlar almasın diye, cezasızlık başka katliamlara davetiye çıkarmasın diye, parayı insan hayatının önüne koyan bu sisteme bir işçiyi daha kurban etmeyelim diye Hendek için adalet istiyoruz” dedi.

‘EN UCUZ KALEM İŞÇİ CANI OLMASIN’

Ailelerle birlikte açıklamaya katılan Av. Can Atalay ise şöyle konuştu:

“Bu insanların acısı dinmez. Türkiye’de kapitalizmin en ucuz kalemi işçi canı olmasın diyedir davamız. Türkiye’nin dört bir yanında insanlar adalet istiyorlar. Türkiye’nin en derin krizi, adaletsizlik krizi. O yüzden Hendek’teki 7 işçicinin canının hesabı sorulmalı.”

“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI NEDEN SES ÇIKARTMIYOR?”

Müdahil Muammer Yılmaz: Benim çocuğumun ölmesinin sorumlusu Erşan Öztürk ve Hasan Ali Velioğlu’ dur. Sayın hakim ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Niye bir suç duyurusu yapılmıyor. Bunların altında çalışan herkes emniyetten emekli, İçişleri Bakanlığı neden buna ses çıkarmıyor.

Katılanlar Vekili Av. Can Atalay: Ali Rıza Coşkun’un müdafileri, Yaşar Coşkun’u “yakmaya” karar vermişler. Bütün tanıklar, meseleyi “Ali Rıza Coşkun hastaydı haftada üç gün gelirdi. Her işi Yaşar takip ederdi” olarak özetlediler. Bu tanıkların dediğini kabul etsek bile, haftada üç gün üretim yapılan tesise, iki gün de malı konuların takip edildiği ofise giden bir kişiden bahsediyoruz. Asli kusurlu olduğu çok açık. Bizce rapor statik elektrik konusunda çok eksik. Burada mesele sonucu ön görmesine rağmen tedbirleri almış mı, yoksa daha önce de yaşanan patlamalara rağmen bu tedbirler alınmamış mı? Sonucu görüyor, daha önce olmuş, insanlar ölmüş.

Katılanlar Vekili Av. İlknur Ebiz Yıldız: Sanıkların savunmalarını yaparken dahi olası kastla hareket ettiğini görüyoruz. Adeta ‘olursa olsun’ mantığıyla hareket edilmiştir. Kimin asli kimin tali kusurlu olduğuna dair değerlendirme salt bilirkişi raporu üzerinden yapılmamalıdır. İş sağlığı ve güvenliği bakımından alınması gereken önlemler netice öngörülmesine rağmen alınmamıştır.

Katılanlar Vekili Av. Gülşen Uzuner: Teknik tespitler açısından ilk bilirkişi raporu ile ikinci rapor arasında pek fark göremiyoruz. İkinci Bilirkişi Raporunda somut olarak risk değerlendirme ve önlem alma meselesinde ”olursa olsun” mantığıyla hareket edildiğini görüyoruz. Bu ölümleri-yaralanmaları yaratan; bu şekilde üretim biçimi, üretimin örgütlenmesi ve sürdürülmesi meselesidir. Bizce asli-tali kusur değerlendirmesi özel hukuk alanına girmektedir. Teknik uzmanlık gerektiren hususlarda dosyada yeterli değerlendirme yoktur.

Katılanlar Vekili Av. Ahmet Elgin: Bilirkişi Raporunda eksik husus kusur dağıtımıdır. Aslında bu raporun kusurlarla ilgili değerlendirme bölümü yok sayılmalıdır. Gerekli iş güvenliğinin alınmadığı bir yerde bilirkişinin yapmış olduğu değerlendirmeler abestir. Oradaki herkes olası kast organizasyonundan zarar görmeye adaydı. Belirsiz olan zarar göreceklerin kimlikleriydi.

Sakarya’daki patlamada oğlunu kaybeden baba isyan etti! “Üç beş kodaman daha fazla para kazanacak diye oğlumu 18 kemik aldım”

 

SANIK YAŞAR COŞKUN: BURASI SALÇA FABRİKASI DEĞİL

Sanık Ahmet Çağırıcı: Çinlinin olmadığı yerde kararı Çinli veriyorsa Çinlinin olduğu yerde de Çinli veriyordur. Çin Mahallesi çalışma düzenini ben kurmadım. Sorumlusu ben değilim.

Sanık Hasan Ali Velioğlu: Ben suçsuzum, tahliyemi talep ediyorum.

Sanık Yaşar Coşkun: Bizim fabrikamız havai fişek üretim fabrikası, salça fabrikası vb. değil. Patlayıcı Madde Fabrikalarını kurmak için ilgili makamlardan görüş istenir. Böyle bir tesisin kurulması için 200 dönüm arazi lazımdır. Fabrika 2 bölümden oluşur biri üretim merkezi diğeri patlayıcı madde deposudur. Fabrika kurulumu işlemi Valilik’in gözetiminde yapılır. Genelkurmay Başkanlığı izin vermezse yapamazsınız. Bu bilirkişi raporu sipariş üzerine hazırlanmıştır. 128 sayfalık raporun 116 sayfası bir önceki bilirkişi raporunun kopyasıdır. Ben 16 aydır tutukluyum 6 aydır bu raporu bekliyorum. Öbür dünya da var…

Sanık Yaşar Coşkun’un Müşteki Ailelere hitaben ”siz burada şov yapıyorsunuz” demesi üzerine katılan vekilleri ve aileler Coşkun’a tepki gösterdi.

Sanık Yaşar Coşkun: Fabrikaya girişte ve çıkışta insanlar aranır. Girerken sigara çakmak vb. poşetlere koyulur kaldırılır, çıkarken insanların fabrika dışına patlayıcı madde çıkarmalarına karşı bir arama daha yapılır.  “Ateşin Çocukları” isimli grubun sabotaj yaptığı iddiasını tekrarlayan Coşkun, “Bunlar sermaye düşmanıdır, iddianamenin tekrar yazılmasını ve babamla benim sanıklıktan çıkarılmasını istiyorum” dedi.

Sanık müdafi Av. Mehmet Mangıroğlu: İlk bilirkişi raporu ile ikincisi aynı cümlelerden oluşmaktadır, itibar edilebilir mahiyette değildir, yeterli bir rapor değildir. Gerekli incelemeler yapılmadan kusur değerlendirmesi yapılması doğru değildir. Tatmin edici ve hukuki olmaktan uzak bir rapordur. Keşif yapılmadan mevcut yargılama ilerleyemeyecektir. 16 aydır hala patlamanın sebebi açıkça ortaya koyulamamıştır. Bu halde verilecek hükmün Yargıtay’dan, AYM’den hatta AİHM’den geri döneceği kuşkusuzdur. 2018’e kadar olan hususlardan Ali Rıza Coşkun ve Yaşar Coşkun’u sorumlu tutmak ceza yargılanmasına ters düşecektir. Soma davasında da olası kast tartışması yapılmıştı. Orada 301 kişi toprağa gömüldü burada sadece 7 kişi öldü…
işçinin işten kaçınma hakkı vardır. Bu işçiler silah zoruyla mi çalıştırılmıştır ? Mahkemelere, CİMER’e başvurmuşlar mi ? Ali Rıza Coşkun fabrikaya işçilerin sırtını okşamaya giderdi, her yıl sünnet töreni düzenlerdi.

KARAR ÇIKTI

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu’nun tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 6 Aralık tarihine erteledi.