HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan, AKP ile arka kapı diplomasisi yürütüldüğü iddiasını yalanlayarak, partisinin yerel seçimlere dair yeni stratejisini açıkladı.
Gazeteci Deniz Zeyrek'in "AK Parti'nin belirlediği bir mekâna gittiler. Meclis'ten bindiler arabaya, gözümle gördüm" diyerek HEDEP ile AKP arasında ‘arka kapı diplomasisi’ başladığını iddia etti. O sözlere HEDEP'ten yalanlama geldi.
Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'a konuşan HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan hem bu iddiaya hem yerel seçimlere hem de CHP'deki değişime dair değerlendirmelerde bulundu. HEDEP’in yeni dönem mottosunun “kaybettirmek-kazandırmak” yerine “kazanmak” olacağını ifade eden Doğan, kimlerle ve nasıl ittifak yapabileceklerini de şöyle tarifledi: “İttifak olacaksa aleni, ilkeleri kamuoyu ile paylaşılan, demokrat, kapsayıcı, Kürt’ü tanıyan, ayrımcı olmayan, halka hizmet edecek bir anlayışla olacak."
https://tele1.com.tr/chpde-kurultay-sonrasi-yerel-secim-calismalari-basladi-950864/
Söyleşiden önemli kısımlar şu şekilde:
‘HİÇ KİMSE HALKA RAĞMEN ADAY OLMAYACAK’
*Kongreden sonra şekillenen yeni parti yönetiminin ilk büyük sınavı yerel seçimler olacak. Parti yöneticileriniz 'dünyaya örnek olacak bir ön seçim modeli' hazırlandığını söylemişti. Nasıl bir önseçim modeli hazırlığındasınız? Adayları nasıl belirleyeceksiniz?
Yerel seçimlerde adaylarımızı halk belirleyecek, bu aynı zamanda konferans kararlarımızdan biri. Halkın katılımını en geniş biçimde sağlayacak aday belirleme modeline ve seçim kılavuzuna ilişkin yerel yönetimler komisyonumuz çalışıyor. Bu konu, il, ilçe değerlendirme ve halk toplantılarında en çok karşımıza çıkan başlıklardan biriydi. Detaylarını çok yakında paylaşacağız. Şunu söyleyebilirim; yerel seçimlerde hiç kimse halka rağmen aday olamayacak. Adayları halk seçecek, halk belirleyecek, halkın iradesi sandığa yansıyacak.
‘YENİ DÖNEMDE MOTTOMUZ ‘KAYBETTİRMEK-KAZANDIRMAK’ YERİNE KAZANMAK OLACAK’
*Başta büyükşehirler olmak üzere pek çok şehirde yerel seçim tavrınız belirleyici olacak. Stratejinize ilişkin tartışmalar nasıl ilerliyor, genel eğilim ne yönde? Olası işbirliklerine açık mısınız ya da 81 ilde aday çıkarmanız gündemde mi?
Tüm ihtimaller masada; henüz bu ihtimallere ilişkin ortaya çıkmış bir eğilim, kesinleşmiş bir kararımız yok. Pek çok büyükşehirde oylarımızın belirleyici olduğunu bilerek, bu sorumluluğun farkında olarak karar vereceğiz. Yalnızca Genel Merkez’de MYK’nın tartışarak vereceği bir karar olmayacak, bize oy verenlerin, halkımızın, bileşenlerimizin talepleri, beklentileri belirleyici olacak. Seçim süreci açık ve şeffaf bir biçimde yürütülecek. Yeni dönemde mottomuz “kaybettirmek-kazandırmak” yerine kazanmak. Biz kazanacağız.
‘İTTİFAK OLACAKSA DEMOKRAT, KAPSAYICI, KÜRT’Ü TANIYAN ANLAYIŞLA OLACAK’
İttifak olacaksa aleni, ilkeleri kamuoyu ile paylaşılan, demokrat, kapsayıcı, Kürt’ü tanıyan, ayrımcı olmayan, halka hizmet edecek bir anlayışla olacak. Birinci ve ikinci parti olduğumuz her yerde kendi adaylarımızı çıkaracağız. Hafta sonu yaptığımız yerel yönetimler konferansında Eş Başkan’ımız Tuncer Bakırhan da ifade etti; Batı'da ittifaklara açığız.
‘İKTİDARLA KAYYIM PAZARLIĞI İDDİASI DOĞRU DEĞİL’
*Bazı gazeteciler kayyım atanmaması karşılığında büyükşehirlerde aday çıkararak iktidarın elini güçlendirebileceğiniz iddiasını ortaya attı. Böyle bir senaryo mümkün mü?
Bu haberlerin hiçbiri doğru değil. Kayyumların atanmaması için birilerinin lehine aday çıkarmamıza ya da çıkarmamamıza gerek yok. Kayyum rejimi, uygulamalarıyla birlikte tümüyle hukuksuz olduğu gibi, sürdürülürse yalnızca Kürt illeriyle sınırlı kalmayacağı da aşikar. Toplumsal muhalefetin, yaklaşan yerel yönetim seçimlerinde bizimle birlikte kayyum rejimini sandığa gömmesi gerekir.
‘ARKA KAPI DİPLOMASİSİ İDDİALARI DOĞRU DEĞİL’
*Gazeteci Deniz Zeyrek’in AKP ile arka kapı diplomasisi yürüttüğünüz yönünde güncel bir iddiası var. Değerlendirmeniz ne olur?
Bu iddialar doğru değil. Her seçim öncesi olduğu gibi partimizin iktidarla arka kapı diplomasisi yürüttüğü iddia ediliyor. Yalnızca iktidarla değil, hatırlayalım 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de benzer iddialar Millet İttifakı’yla ilgili de gündeme geldi. Her nedense HEDEP dışındaki siyasi partiler arası diyalog olağan görülürken; partimiz söz konusu olduğunda şüpheli yaklaşılıyor.
https://tele1.com.tr/hdpden-yerel-secimlerde-aday-cikarilacak-mi-sorusuna-net-yanit-870563/
‘MEŞRU VE YASAL BİR SİYASİ PARTİ OLARAK İLKELERİMİZ ÇERÇEVESİNDE HERKESLE GÖRÜŞEBİLİRİZ’
Elbette neden böyle yaklaşıldığını biliyoruz. Bazı kesimlerin iyi niyetli değerlendirmelerini tenzih ederek; bu durumu Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin kazanmalarına ve muhtemel kazanımlarına dönük en hafif deyimiyle korkunun tezahürü olarak tanımlayabiliriz. Meşru ve yasal bir siyasi parti olarak ilkelerimiz çerçevesinde herkesle görüşebiliriz.
‘CHP’NİN TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİSİ VE KÜRT MESELESİYLE İLGİLİ NASIL BİR SİYASET ORTAYA KOYACAĞINA BAKMAK GEREKİR’
*CHP kurultayında bir değişim yaşandı. Bu değişimi nasıl okuyorsunuz? Bu değişimin genel muhalefeti de etkileyeceği yorumları yapılıyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ve yeni yönetimi tebrik eder, başarılar dileriz. Değişim bir süreç az önce de ifade ettiğim gibi. CHP’de gerçek anlamda bir değişiklik olup olmayacağını ya da nasıl ve ne yönde olacağını süreç gösterecek. Buna dair konuşmak için henüz erken. Türkiye'nin demokrasisi ve Kürt meselesiyle ilgili nasıl bir siyaset ortaya koyacaklarına bakmak gerekir.
‘ÖZGÜRCE KONUŞAMADIĞINIZ BİR ORTAMDA YENİ VE SİVİL BİR ANAYASA’YA İLİŞKİN SÖYLEMLER NE KADAR SAMİMİ OLABİLİR?’
*Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasındaki krizin yeni bir anayasa çalışmasına gerekçe olabileceğine dair bazı yorumlar var. İktidar kanadı yeni anayasa için çalışmalarına ve çağrılarına bir süre önce başlamıştı. Partinizin yeni bir anayasa konusundaki tavrı nedir?
Bizim yeni anayasa konusundaki söylemimiz on yıllardır değişmedi. Bu darbe anayasasından kurtulmak gerekiyor. 12 Eylül Anayasa’sında adalet, demokrasi, evrensel haklar, hukuk ve özgürlük yok. AKP de bu anayasada onlarca kez değişiklik adıyla yama yaptı. Artık yamanın dikiş tutmadığı ortada! Özgürlükçü, demokrat, herkesin kendisini ait hissedebileceği yeni Anayasa’ya ihtiyacımız var. Dolayısıyla yeni anayasa konusu bizim için pazarlık konusu yapılamayacak kadar önemli bir mesele. Öte yandan özgürce konuşamadığınız, fikirlerimizi açıklayamadığınız bir ortamda yeni ve sivil bir anayasaya ilişkin söylemler ne kadar samimi olabilir ki? Yeni anayasa için toplumsal konsensüs şart. Toplumun tüm kesimleri bu sürecin parçası olabilecek mi? Yeni anayasa Türkiye’ye ne vaat ediyor/edecek? Gerçekten Türkiye'nin demokratikleşmesi için bir fırsata dönüşme ihtimali var mı? Biz bu soruları soruyor ve bunun üzerinden değerlendiriyoruz.