HDP’li Paylan: Yeni yıla zam yağmuruyla girildi, halk açlığa mahkum edildi!

Yayın tarihi: 4 Ocak 2021 Pazartesi 4:23 pm - Güncelleme: 4 Ocak 2021 Pazartesi 4:23 pm

HDP Ekonomi Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, yeni yıla ‘zam yağmuru’yla girildiğini ve ‘halkın açlığa mahkum edildiğini’ belirterek, zamların geri alınmasını istedi.

HDP Ekonomi Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, İstanbul İl Örgütü’nde düzenlediği basın toplantısında güncel ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Vatandaşların pandemi ve iktidarın yanlış politikaları nedeniyle daha da yoksullaştığını, işini, aşını kaybettiğini ifade eden Paylan, “İktidar ise vatandaşlarımızı desteklemek yerine onları borçlandırdı. 2020 yılında vatandaşlarımız ekonomik olarak büyük bir yara aldı” dedi.

Böyle durumlarda iktidarların vatandaşa umut, gelir güvencesi, iş-aş müjdesi vermek yerine daha yılın ilk gününde birçok zammı yürürlüğe soktuğunu anlatan Paylan, bu zamların vatandaşların zaten zor durumda olan alım güçlerini daha da fazla eriteceğini söyledi.

Türkiye yeni yıla da zamlarla girdi!

HDP’li Paylan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

HDP’Lİ PAYLAN ZAMLARI SAYDI

“Şimdi nelere zam geldi sayalım. Elektriğe yüzde 6, doğalgaza yüzde 1 zam geldi. Köprü ve otoyol ücretlerine fahiş zam geldi. Fatih Sultan Mehmet ve 15 Temmuz Şehitler köprülerinde yüzde 27 zam gelerek 13 lira 25 kuruşa geldi geçiş ücreti. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde yüzde 26 zamla 27.50 TL’ye yükseldi geçiş ücreti. Osmangazi Köprüsüne yüzde 26 zam geldi ve geçiş ücreti 147 buçuk liraya yükseldi. Kim geçecek bu köprülerden? Kim tek taraflı 147 buçuk lira verip geçebilecek? Yüzde 1 dışında kim geçebilecek bu köprülerden?

Bir de vatandaşlarımız İstanbul’dan İzmir’e gitmeye kalksın. İstanbul-İzmir otoyolu ücreti zaten 292 liraydı. O otoyoldan yoksul yurttaşlarımız geçemiyordu. Şimdi otoyola da yüzde 26 zam yapıldı. İstanbul’dan İzmir’e gitmek isteyen yurttaşlarımız Osmangazi Köprüsü hariç 367 TL ödeyecekler. Osmangazi Köprüsünü de kattığımızda 500 lirayı geçen tek yön ücreti ödemek zorunda kalacak. Bir vatandaşımız İstanbul’dan İzmir’e gidip gelmeye kalksa köprü ve otoyollara bin liradan fazla ücret ödemek zorunda kalacak. İktidara soruyoruz, kim geçebilecek bu köprülerden ve otoyollardan?

Zamlarla birlikte ağır vasıtalar için daha da fahiş geçiş ücretleriyle karşı karşıyayız. Yavuz Sultan Selim Köprüsünden kamyonlar 213 buçuk liraya, Osmangazi Köprüsü’nden ise 468 lira tek yön ödeyerek geçmek zorunda kalacaktır. Yandaş müteahhitlerin işlettiği köprü ve otoyollardan artık dar gelirli vatandaşlarımızın geçmesi tamamıyla hayal olmuştur. Bu köprülerden geçmek zorunda olan kamyoncuların ödeyecekleri ücretler yüzünden pek çok ürüne de zam gelecektir. Zamlar bununla da bitmedi. Yurtdışından cep telefonu getirmeye kalkan vatandaşımız 2 bin lira harç ve vergi ödeyecek.

“TÜM ZAMLAR GERİ ALINSIN”

Damga Vergisi yüzde 9,11, Motorlu Taşıtlar Vergisi yüzde 9’un üzerinde, Emlak Vergisi yüzde 4.55 oranında zamlandı. Bunu yanında harçlara fahiş zamlar yapıldı. Mahkeme harçları, icra ve iflas harçları, ehliyet harcı, işyeri açma harcı, tapu harcı, noter, pasaport harcı, ticaret sicil harçları yüzde 9.11 oranında zamlandı. Yeni yıla zam yağmuruyla girdik. Biz HDP olarak zamanların geri alınmasını talep ediyoruz. Zamlar geri alınsın diyoruz.

Saray, 2020 yılında da pandemi koşulları altında yurttaşlarımızı derin bir ekonomik güvencesizliğe ve çaresizliğe mahkum etti. Dar gelirliler desteklenmedi. İşsizlik ve yoksulluk sarmalındaki işçiler emekçiler, esnaflar ve çiftçiler yeni yıla 2020’nin ağır yükü altında girdiler. Zam yağmuru bu yükü daha da taşınamaz noktaya getirecektir. Saray’ın kamu hizmetlerine yaptığı zamlar, iğneden ipliğe bütün ürünlerin zamlanmasına neden olacaktır. Saray’ın yaptığı yüksek oranlı zamlarla gıda temizlik ürünlerine, vatandaşlarımızın temel ürünlerine de benzer oranlarda zamlar gelecektir. Dar gelirlilerin alım gücü zam yağmuru altında eriyip gidecektir. Yurttaşlarımız pandemi koşullarında işsiz, aşsız, güvencesiz ve açlık sınırında yaşam mücadelesi verirken mutlaka zamlar geri alınmalıdır. HDP olarak tüm zamların geri alınması gerektiğini söylüyoruz.

Yeni yılda zam yağmuru: Araç muayene ücretleri de arttı

“TÜİK ENFLASYON RAKAMLARININ İNANDIRICILIĞINA KİM İNANIYOR?”

Diğer bir konumuz bugün enflasyon oranları açıklandı. TÜİK’e göre aralıkta yüzde 1.25’miş, 2020 yılının tamamının enflasyonu da yüzde 14.6’ymış. Sokaktaki yurttaşlarımıza soralım, 2020 enflasyonunu yüzde 14.6 olduğuna inanan tek vatandaşımız var mı? Yok. Çünkü o alışverişleri vatandaşlarımız yapıyor. Marketlere, pazarlara, bakkallara o vatandaşlarımız gidiyorlar. Vatandaşlarımız her gün Saray’dakinin bihaber olduğu bu enflasyonla yüz yüze kalıyor.

Son bir yılda una yüzde 27, yumurtaya yüzde 80’inin üzerinde zam geldi. Ayçiçek yağına son bir yılda 100’ün üzerinde, kuru fasulyeye yüzde 50’nin üzerinde, mercimek yüzde 66’ını üzerinde zamlanmışken, vatandaşlarımızı enflasyonun yüzde 14 olduğuna inandırmak istiyor bu vicdansızlar! Niye yapıyorlar bunu? Neden enflasyonu düşük gösteriyorlar? Çünkü enflasyonu düşük gösterdiklerinde işçiye, memura, emekliye düşük zam veriyorlar. Ortada büyük bir oyun var. Bütün vatandaşlarımıza buradan sesleniyorum gelin bu oyunu hep beraber bozalım. Çünkü onlar gıda enflasyonu yüzde 30-40-50 iken enflasyonu yüzde 14 olarak açıklayıp işçiye ve emekçiye düşük zam yapıyorlar. Burada büyük bir soygun var. Bugün işçilerin ve emeklilerin zamları da belli oldu. Kamu emekçileri 2021’de yüzde 7, emekliler de yüzde 8 zam alacaklar. Gıda enflasyonu yüzde 30-40-50 iken işçiye yüzde 7, emekliye yüzde 8 zam verecek bu vicdansızlar! Bu şekilde her bir emekçinin cebinden yüzlerce, binlerce lira çalmış olacaklar. Çünkü enflasyonu, gerçek oranında yani yüzde 30-35 olarak gösterseler toplu sözleşmeye göre işçiye, memura, emekliye o oranda zam vermek zorunda kalacaklar.

“KÖPRÜLERE YÜZDE 26, GIDAYA YÜZDE 40, EMEKÇİYE YÜZDE 7-8…”

Ama enflasyonu yüzde 14 olarak gösterdikleri için de işçiye memura, emekliye yüzde 7-8 zam yapıyorlar. Bu çerçevede her bir işçinin, memurun, emeklinin cebinden yüzlerce binlerce lira çalmış oluyorlar. Bu çaldıkları paraları nereye götürüyorlar? Bu paraları saraylarına, yandaşlarına ve savaşlara harcıyorlar. Bu çaldıkları paraları Osmangazi Köprüsü gibi şehir hastaneleri gibi kamu özel sektör iş birliği ile yandaşlarına aktarıyorlar. Saraylarında lükse şatafata harcıyorlar. Savaş politikalarıyla silah harcamalarına harcıyorlar. İşte bu hırsızlık ve yoksulluk çarkına hep beraber dur demeliyiz. Bu sefalet ücretlerine ve zamanlarına hep beraber itiraz etmeliyiz. Aksi takdirde bu yolsuzluk düzeni devam edecektir. Köprülere yüzde 26 zam yapıp, gıda fiyatlarını yüzde 30-40 artırıp emekliye, emekçiye yüzde 7-8 zam vermek vicdansızlıktır, adaletsizliktir. Bütün vatandaşlarımızın bu adaletsizliğe tepki göstermesi çağrısını yapıyoruz.

ASGARİ ÜCRETE 4 BİN LİRA TEKLİF

Biz 2 bin 825 TL asgari ücreti sefalet ücreti olarak görüyoruz. Asgari ücret şu anda açlık sınırının hemen üzerindedir. Açlık sınırı ise Türk İş’in açıkladığı rakamlara göre 2 bin 600’e yaklaşmış durumda. 2-3 ay içinde asgari ücret bu zamlarla göreceksiniz açlık sınırının altına düşecektir. İşçilerimiz bir sefalet ücretine mahkum edilmiştir. Bu açıdan asgari ücretin vergiden muaf net 4 bin lira olması için bir hafta içinde Meclis gündemine yasa teklifi getireceğiz. Asgari ücretin en azından bir geçim ücreti olması için bir yasa teklifi sunacağız ve asgari ücretin net 4000 TL olmasını önereceğiz.

“VARLIK FONU’NA AKTARILAN 75 MİLYON’A VERİLSİN”

Milli Piyango geçmişte pek çok yurttaşımızın yılbaşı eğlencesiydi, pek çok yurttaş bilet alırdı. Ben de çocukluğumda bu heyecanı yaşadım. Yılbaşı gecesi televizyon başına geçerdik. Bu heyecanı yaşardık. Ama Milli Piyango tüpçüye satıldı, yandaşa satıldı ve artık Milli Piyango’ya güvenilmiyor ve vatandaşlar da artık bu yüzden bilet almıyor. Bu yılki çekilişte de geçen yıl olduğu gibi büyük ikramiye çeyrek bilete çıktı ve 3 biletin satılmadığı açıklandı. Bunu tabii ki ayrı bir spekülasyon konusu yapabiliriz. Bir bilet satılmış 3’ü satılmamış. Bir yere kadar bunun doğru olduğunu farz edelim. Demek ki Milli Piyango’ya bu anlamda bir güven yok. Bu 75 milyonun Varlık Fonu’na aktarıldığını öğrendik. Varlık Fonu bu parayı ne yapacak? Varlık Fonu ihalelerine baktığımızda yandaşlara para aktaran bir mekanizmaya dönüşmüş durumda. Saray yönetiminin Varlık Fonu var ve Saray’ın hayali Kanal İstanbul’u yapmak. O anlamda 75 milyonun Kanal İstanbul üzerinden yandaşlara aktarılacak bir paraya dönüşme olasılığı çok yüksek. Biz dün oluşan kampanya çerçevesinde SMA hastası çocuklarımız için bu kaynağın harcanmasını öneriyoruz. SMA hastası çocuklarımızın feryatlarını hepimiz duyuyoruz. Bu 75 milyon liranın mutlaka Milli Piyango İdaresinden alınıp SMA hastaları için harcanmasını öneriyoruz.”

Alkole yüzde 17 zam!