HDP’den ‘kayyım’ raporu: Seçilmişler Saray’dan gelen talimatlarla tutuklandılar

Yayın tarihi: 18 Ağustos 2020 Salı 3:47 pm - Güncelleme: 18 Ağustos 2020 Salı 3:47 pm

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, 19 Ağustos ‘1 yıllık Kayyım Raporu’nu genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, 2016-2017’de kayyım siyasetinin devreye girdiğini ve belediyelerin gasp edildiğini belirterek, muhalefet partilerinin kayyımlara karşı yeterli tepki vermemekle suçladı.

Paylan, “Erdoğan darbecidir. Bir kez daha darbe siyasetini geçen yıl bu tarihlerde Diyarbakır Mardin ve Van belediyelerimize darbe vurarak hayata geçirdi, siyasi partiler muhalefet dahil olmak üzere kayyım darbesine karşı yeterli tepkiyi vermemiştir. Türkiye siyaseti, Türkiye’nin doğusunda olan darbelere karşı tepkiyi Türkiye’nin batısında olduğu kadar ortaya koyamadı” dedi.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan ve Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Yunus Parim tarafından açıklanan raporda, kayyımların bir yıllık pratiklerinin yanı sıra HDP’ye dönük saldırılar yer aldı.

‘ÇÖKTÜRME PLANI’

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, HDP’nin güçlenmesini durdurmak ve toplumda bulduğu karşılığı engellemek için ‘Çöktürme Planı’nın devreye konulduğunu belirterek, “Bu çerçevede çözüm süreci sonlandırıldı, maalesef şehirlerimiz yakılıp yıkıldı. Bununla birlikte HDP’nin güçlü olduğu bütün kurumsal alanların tarumar edilmesi için darbe siyaseti devreye sokuldu. Öncelikle seçilmişlerimiz, eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz dokunulmazlıkları kaldırılarak, Saray’dan gelen talimatlarla tutuklandılar. Meclis’e darbe vuruldu” dedi.

‘DERHAL KAYYIM SİYASETİNE SON VERİLSİN’

HDP’li belediyelerin çoğunluğuna kayyım atanarak ve belediye eş başkanlarının tutuklanması ile milyonlarca yurttaşın iradesinin gasp edildiğinin altını çizen Paylan, şöyle devam etti: “Eğer Türkiye’nin herhangi bir yerinde darbe varsa bu bir kanser gibi bütün Türkiye’yi sarmaya ve metastaz gibi yayılma riski vardır. Bu darbe siyasetini püskürtmek için Türkiye’nin neresinde olursa olsun hep beraber bu darbe kanser ile mücadele etmeliyiz. Şu anda halkın iradesi tutuklu. Buradan bir kez daha bütün siyasi partilere, demokrasi güçlerine Türkiye halklarına çağrı yapıyoruz. Bizler derhal kayyım siyasetine son vermeliyiz. Belediye eş genel başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, seçilmişlerimiz görevlerini yapamıyorlar. Derhal görevlerine dönmelerini talep ediyoruz. Bunun için bütün Türkiye halklarının demokrasi güçlerinin seslerini yükseltmesi çağrısı yapıyoruz. Kayyımları ait olduğu yere sarayın bahçesine gönderelim. Belediye başkanlarımızı görevlerini yapmasını sağlayalım.”

‘BİN PARTİ ÇALIŞANI GÖZALTINA ALINDI’

Paylan’ın konuşması ardından söz alan Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan, kayyım atamaları ile yerel demokrasi ve demokratik belediyeciliğin tabutuna çivi çakıldığını söyledi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra kayyım atamalarının başladığı 19 Ağustos tarihinde 418 parti çalışanının gözaltı kararı alındığını belirten Karaaslan, Ağustos ayı boyunca bine yakın gözaltının olduğunu ekledi. Kanun Hükmünde Kararname gerekçesiyle YSK eliyle 6 belediyenin gasp edildiğini dile getiren Karaaslan, bu süreçte 14 belediye eş başkanı ile 48 belediye meclis üyesinin mazbatalarına el konulduğunu ifade etti.

‘İSTİFA İÇİN MİLYONLARCA TEKLİF’

Karaaslan, siyasi ahlaktan yoksun yöntemlerin uygulandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye eş başkanlarımıza aracılar eliyle çeşitli maddi çıkarları destekleyen tekliflerde bulundular. Milyonlarca lira teklif edildi ve tek şey söylendi: ‘Ya partinden istifa edip başka partilere geçin ya da bağımsız kalın.’ Yapmayan belediye eş başkanlarımızın yerine ertesi gün kayyım atadılar. Siyasi ahlaktan etikten yoksun yöntemi bu dönem ortaya koydu. Ve kayyımı belediye eş başkanlarımız üzerinde tehdit olarak kullanmaya başladı. Biz de somutlaşan bazı bilgiler de söz konusu, ihtiyaç duyulursa muhatap olan belediye eşbaşkanları açıklama yapabilirler. Kimi kısa bilgi notları ile mevcut iktidar partisinin bazı isimleri kısa bilgi notları göndererek parti değiştirme teklifinde bulundular. Bu dönem böylesi siyasi ahlaktan yoksun yöntemlerle muhatap olmak durumunda kaldık. Onun içindir ki bütün eş başkanlarımız kayyım atama süreçlerinde gözaltına alındılar.”

‘FISTIKÇI, HAMAMCI KAYYIM’

Karaaslan, kayyımların icraatlarına dair ise şunları söyledi: “30 ay boyunca kayyımların yarattığı korkunç tablo ile karşılaştık. Bilanço çok ağırdı kamuoyuyla eş başkanlarımız paylaştı ve her paylaştığımızdan sonra halk bunlara başka isimler verdi. Diyarbakır belediye başkanımızın açıkladığı video sonrasında hamamcı kayyım gerçeği ortaya çıktı. Mardin büyükşehir belediye eşbaşkanımızn paylaştığı belgeler sonucunda çerezci kayyım açığa çıktı. Fıstıkçı, fincancı kayımlar açığa çıktı. Bizim karşılaştığımız tablo da Gever örneğinde ortaya çıktı. Gever 16 yıl boyunca hiçbir şekilde harcama yapmadan borç ödeyecek bir duruma sürüklenmiştir. Bunların hepsi belgelerle mevcut.”

‘BELEDİYE MECLİSLERİ KEYFİ FESHEDİLİYOR’

Belediye eş başkanlarına gizli tanık ifadeleri öne sürülerek gülünç ve komik iddianameler üzerinden ceza verildiğini belirten Karaaslan, “Şu anda meclisin yetkisi atanmışlara devredilmiştir. Belediye meclisleri halk adına bütçe yaparlar, faaliyet raporlarını denetleyen, iş ve işlemleri denetleyen kritik bir role sahiptir. Oysa belediye meclisleri keyfi bir atanmış tarafından feshediliyor işlevsizleştiriyor. Meclislerin fiili olarak ortadan kaldırılması 4 milyon 268 bin 58 yurttaşın iradesinin gaspıdır” dedi.

‘TACİZCİ ÇALIŞANLARI YENİDEN GÖREVE ALDILAR’

Karaaslan, kayyımların en büyük korkusunun kadınlar olduğunu belirterek, kayyımların başta eş başkanlık sistemi olmak üzere kadın kazanımlarına saldırdıklarını dile getirdi. Türkiye’de kadın belediye başkanlarının yüzde 56,5’ini HDP’nin gösterdiğini ifade eden Karaaslan, “65 belediyemizin 63’ünde eş başkanlık sistemiyle belediye yönetimlerine aday olduk. Kayyımların eril anlayışı merkezi hükümetin kadın düşmanı anlayışı eş başkanlık sistemimizi hedef aldı. Kara propaganda yapmaya kimi yerlerle ilişkilendirmeye başladılar. Sayıştay raporları ve diğer raporları aldık. Bu raporların hiçbirinde eş başkanlığın kamuyu zarara uğrattığı tespitiyle karşılamazsınız. Kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde kayyımlar şiddetle mücadele eden kadın kurumlarını kapattılar. Kadın sığınaklarını kapattılar, kadın cinayetlerinin önü açıldı. Pandemi sürecinde artan erkek şiddeti ile mücadele edecek merkezlerini kapattılar. Kadın politikaları müdürlüğüne erkekleri atadılar. Mardin’e ilişkin dosyamız var, dosyamızın içerisinde 31 Mart’tan sonra açığa çıkardığımız tacizci çalışanları yeniden göreve getirdiler” dedi.

‘NEFRETLE BAŞLADILAR’

Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Yunus Parim ise, kayyım sisteminin artık çöktüğünü belirterek, şunları dile getirdi: “Kayyımlar Kürt halkının diline ve kültürüne yönelik bir nefretle işe başladılar. Örneğin Batman Belediyesinde kayyım göreve başlar başlamaz resmi siteden, Kürtçe dil seçeneğini kaldırdı. Siirt kayyımı Celadet Ali Bedirxan Kütüphanesini kapattı. Yine Muradiye kayyımı Ayşe Şan Kadın ve Konuk Evi’nin tabelasını indirdi.”