Hastanelerdeki randevu sorunu can aldı!

Yayın tarihi: 4 Temmuz 2022 Pazartesi 8:54 pm - Güncelleme: 4 Temmuz 2022 Pazartesi 9:03 pm

Devlet hastanelerindeki randevu sorunu her geçen gün büyüyor. Hastalar devlet hastanelerinde randevu bulamazken özel hastanelere yönelmek zorunda kalıyor.  Devlet hastanesinde yer bulamayan 56 yaşındaki Abidin Karataş Konak’ta bulunan özel Medicana International İzmir Hastanesinde anjiyo olduktan, 3 gün sonra hayatını kaybetti.

BirGün’den Berkay Sağol’un haberine göre, İzmir’in Konak ilçesinde bulunan özel Medicana International İzmir Hastanesinde 24 Haziran’da anjiyo olan 56 yaşındaki Abidin Karataş, operasyondan 3 gün sonra yaşamını yitirdi.

Gerekli tedavinin yapılmadığını ve zamanında müdahale edilmediğini iddia eden Karataş ailesi, ölümde hastane yönetimi ve doktorların kusuru olduğunu belirterek savcılığa suç duyurusunda bulunurken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Kamu hastanelerinde randevu krizi

‘YAŞANANLAR SUÇ’

Gereksiz yere yapılan anjiyo nedeniyle babasının öldüğünü savunan Av. Karataş, “2 bin 500 TL daha fazla alabilmek için babamı öldürdüler. Ölümü sonrasında Savcı geldi ve ölüm türüne şüpheli ölüm olarak geçtiğini ve otopsi yapılması gerektiğini otopsi talep edeceğini söyledi. Babam muayene hastası olarak girdi, yürüyerek hastaneye girdi. Adli vaka değildi. Ayrıca ölüm nedeninin beyin kanaması olduğu bize sözlü olarak söylense de yazılı evrak istediğimizde bu da verilmedi” dedi.

Babası Abidin Karataş’ın sağlıklı bir şekilde girdiği hastanede hayatını kaybettiğini vurgulayan Av. Karataş, “Hastane ticari olarak bakıyor hastaya. Devlet hastanesinden sıra bulabilseydik özeli tercih etmezdik ama mecbur kaldık. Bu da babamın hayatına mal oldu. Hem hastane yönetimi hem de doktorlardan şikayetçiyiz. Bir yere kadar taksir olabilir ama sonrasında yaşananların tamamı kasten insan öldürme suçu” diye konuştu.

‘HERKES CEZALANDIRILMALI’

Abidin Karataş’ın kızı ve avukatı Gülşah Karataş da aile olarak ölümde sorumluluğu olan herkesin cezalandırılmasını istediklerini söyledi. Abidin Karataş’ı 22 Haziran gecesi Medicana’nın aciline götürdüğünü söyleyen Av. Karataş, “Göğüs ağrısı vardı, kan tahlilleri, MR, tomografi, EKG… Hepsi temiz çıktı. 23 Haziran’da kardiyolojiden sıra aldık. Holter ve EFOR’a bakıldı ve doktor yine gayet sağlıklı olduğunu, kontrol amaçlı anjiyo yapacağını söyledi” dedi.

Babasının 24 Haziran’da anjiyoya alındığını söyleyen Av. Karataş, saat 11.00’de yapılması planlanan anjiyonun iki kere ertelenerek 16.20’de başladığını belirtti. Av. Karataş, “Operasyondan önce 12 saat aç kalması söylenmişti ama iki kez ertelenince babam yaklaşık 22 saat aç kaldı. Uzun süre aç kalınca doktora gerekirse erteleyelim dedik. Ben daha sonra devlet hastanelerinde saat öğlen 12.00’dan sonra anjiyo yapılmadığını öğrendim. Önlemlerin alındığı söylendi ve anjiyo yapıldı. 30-40 dakika sürmesi gereken işlem daha uzun sürdü. Doktor babamın ‘10 yıl gençleştiğini’ söyledi. Babamın ‘Başım, ölüyorum’ şeklinde bağırma sesi geliyordu. Korkulacak bir şey olmadığı söyleyerek beyin tomografisine aldılar. Tomografinin de temiz çıktığı söylendi ve doktorlar hastaneden ayrıldı” diye konuştu.

Birkaç saat sonra anjiyo yapan doktorun hastaneye geri geldiğini söyleyen Av. Karataş, “Doktor ‘Beyninde bir sıkıntı var, nörolog ile telefon üzerinden konuştuk. Beyninde pıhtı, plak, beyin kanaması olabilir’ dedi ve o sırada hastanede nörolog ya da beyin cerrahı yoktu. Babam entübe edildikten sonra hastaneye gelen nörolog ise bize beyinde kanama, pıhtı ya da plak olmadığını, beyin damarlarında yaygın bir şekilde anjiyo sıvısının bulunduğunu söyledi ” ifadelerini kullandı.
Av. Karataş, şunları söyledi: “Sabah saat 10.30 civarında başhekimliğe çağrıldık, çok fazla hekim vardı, babamın sabah 08.00 sıralarında kalbinin iki kez durduğunu öğrendik. Bize babamın kendileri nezdinde beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. Beyin ölümünün nedenini sorduğumda beyin kanaması cevabını aldım. Hekimleriniz ‘asla değil’ dediği şeyi mi ölüm nedeni olarak söylüyorsunuz diye bağırdım. Biz saatlerce beyin cerrahı gelsin, hekim gelsin diye yalvardık kimse gelmedi ve saatler sonra kardiyolog ve nöroloğun asla değil dedi tanıyla beyin ölümü gerçekleştiğini söylediler.

‘İDDİALARI REDDETTİ’

Öte yandan Medicana İzmir Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Hastamızın tedavi sürecinde tüm çağdaş tıbbi ve deontolojik kurallar uygulanmış olup, tam, etkin ve eksiksiz hizmet verilmiştir. İddiaların hiçbir mesnedi bulunmamaktadır. Hastamızın vefatı sonrasında konu savcılığa intikal etmiş, İzmir Cumhuriyet Başsavcılık makamınca gerekli soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma neticesi kamuoyu ile tüm açıklığı ile paylaşılacaktır. Önemle belirtmek isteriz ki; 30 yılı aşan süredir, hastalarına güvenle sağlık hizmeti sunan Medicana Sağlık Grubu, bundan sonra da tüm hasta ve hasta yakınlarının sağlık sorunlarında yanında olacak ve destek olmaya devam edecektir. Bu olay özelinde de İddiaların aksine ilgili tüm hekimlerimiz görevlerinin başında olup, İddiaların tamamı mesnetsizdir.”

‘AYLARCA SIRA BEKLENİYOR’

Sağlık sisteminin artık sağlıktan çok sağlıksızlık ürettiğini dile getiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, “En son yaptığımız ve diğer birçok iş bırakma sağlık emekçilerinin özlük haklarının yanı sıra, yurttaşların sağlık hakkına ulaşamaması ve ücretli sağılığın dayatıldığı bu sisteme karşıydı. Gelinen noktada hastanelerde sıra bulamama, randevu bulunsa dahil görüntüleme randevusu olmaması ve bu tetkiklerin yapılamaması gibi birçok sorun yaşanıyor. Anjiyo olması gereken hastaların aylarca beklemesi gerekiyor. Bu problemler artık her geçen gün daha da artıyor. Parası olanın sağlık hizmeti aldığı bir dönemin içindeyiz” dedi.

Batmaz şunları söyledi: “Sağlıkta dönüşüm projesinin geldiği son aşama maalesef bu. Sağlıkta hizmet tamamen piyasaya teslim edildi. Hastanelerin birçoğunda biz sağlık emekçileri olarak da sıra alamıyoruz. Hastanelerde randevu bulmak çok zor tetkik sırası çok daha zor. Bir an önce özel hastanelere ayrılan bütçe azaltılmalı. Sağlıkta dönüşüm projesinden vazgeçilmeli. Ertelenmeden sağlık hakkının nitelikli, ücretsiz ve ulaşılabilir olmasını istiyoruz.”