Hasan Can Kaya: Altı dolu olmayan ünlülüğün sonu kaçınılmaz çöküş oluyor

Yayın tarihi: 3 Mayıs 2022 Salı 9:09 am - Güncelleme: 3 Mayıs 2022 Salı 9:09 am

Konuşanlar isimli komedi programı ile kendinden bahsettiren Hasan Can Kaya, “Ünlülük’ bir meslek mi?” sorusuna, “Tabii ki değil. Hatta donanımsız bir insanın başına gelirse tuzağa dönüşebiliyor. Bir değer yaratıp bu sebeple ünlü olursan, hayatın olumlu anlamda gelişir. Ama altı dolu olmayan bir ünlülüğün sonu kaçınılmaz çöküş oluyor” yanıtını verdi.

Hasan Can Kaya, kendisi ile ilgili bilinmeyenler hakkında konuştu. Altı dolu olmayan bir ünlülüğün sonunun çöküş olduğunu söyleyen Hasan Can Kaya, Hürriyet gazetesinden Orkun Ün’ün sorularını yanıtladı.

Hasan Can Kaya’ya sorulan sorular ve cevapları şöyle:

“KOMEDİDEN KAZANILAN PARA HAVADAN GELİYOR GİBİ GÖRÜLÜYOR”

Tarafımı baştan belli edeyim; zor bir iş yapıyorsun. Ama kolay sanıyorlar değil mi? “Çık konuş, gül-güldür, paranı al git.” Oysa kim bilir nelerle mücadele ediyorsun…

Maalesef komiklik toplumun bir bölümünde ezelden beri küçümsenir. Çocukluğumuzdan beri “Cıvıklık yapma”, “Efendi ol” gibi hep ciddiyeti kutsayan, komikliği ucuzluk olarak tanımlayan bir kafa var. Bu kafa, profesyonel komikliği “işsizlik”, kazandığı parayı da “havadan gelen para” gibi görüyor. Ben de mizahçı olarak bu kafa yapısındaki birilerine denk geldiğimde aynı tanımlamalardan nasibimi aldım tabii. Almaya da devam ediyorum.

Bizde bir ‘heves kırma’ alışkanlığı var sanki. “Yapamazsın abi”, “Tutmaz abi”, “Hiç girme o işe sen” gibi… Yeri geliyor, insana en yakınındakiler söylüyor bunları. Sen de yaşadın mı böyle durumları?

Ben genelde yapılmamış işler denediğim için kariyerim boyunca bu yaklaşımla sınandım. “Konuşanlar”ı iyi ki YouTube’da kendimiz yaptık ve direkt seyircinin beğenisine sunduk, yoksa sektör dinamiklerine kalsa bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

“ÖNYARGILARI YIKMAYA ALIŞKINIM”

Senin için “Sevmiyorum o adamı, küfür ediyor sürekli” diyenlerin ben üç-beş program sonra “Ne zeki adam” dediklerine şahit oldum…

(Gülüyor) Ben önyargıları yıkmaya alışkınım. Bana da çok mesaj geliyor böyle.

Merak ediyorum, sürdürülebilir bir iş yaptığına inanıyor musun “Konuşanlar” programıyla? Bunun sonu muhakkak gelecek mi, yoksa zamanla “Konuşanlar” mı değişecek?

Onu hep birlikte göreceğiz. Bir kere her şey doğaçlama olduğu ve spontane şakalar yaptığım için kafamın yerinde olması lazım. Kafam yerinde olduğu, neşemi kaybetmediğim sürece de devam ederiz gibi geliyor.

Çok büyük bir kitleye sahipsin. Programına gelenler arasında Sorbonne’da akademisyen olan da var, ilkokul mezunu güvenlik görevlisi de. Ama sosyal medyada sana sallayan da çok. Bu ne yaman çelişki?

Maalesef ülkemizde büyük kitlelere mizah yapmanın ve başarılı olmanın bedeli bu. Kim olursan ol. Dijital dönemde başka türlü bir başarı hikâyesi mümkün değil. Mesela bilen bilir, Türkiye’de içinde birbirinden saygın üniversitelerin de olduğu 10’dan fazla üniversiteden ödül aldım. Üstüne Oxford’da “evrensel mizah” konulu söyleşiye davet edildim. Söyleşinin ardından, benim kitlemin eğitimsizlerden oluştuğuyla ilgili uzun, nefret dolu bir yorum okudum. İnanamadım. Oturdum, bu adama bunu yazdıranın ne olduğunu düşündüm. O kırılma noktası oldu. Artık kafaya takmak bir yana, gülüyorum çoğu yoruma.

Güngören’den yani büyüdüğün yerden sık sık bahsediyorsun. Bir insanın yetiştiği yer kariyerinde önemli mi sence?

Biraz da hangi meslekte kariyer yaptığına bağlı galiba. Benim gibi anlatıcıysan çok önemli. Çünkü o reflekslerle sahaya çıkıyorsun. Sokaktan gelmek büyük avantaj sağladı bana. Çok hikâye birikti.

Bu konu hakkında konuşmaktan çekinmediğin için soruyorum; bir ilişkin vardı ve beraber çalışıyordunuz. İlişki bitti, halen beraber çalışıyorsunuz. Zor olmuyor deme!

14 yaşında olmadığımız için zor olmuyor. Profesyonel insanlarız. Zaten zorlansak başka bir çözüm bulurduk.

“ALTI DOLU OLMAYAN ÜNLÜLÜĞÜN SONU ÇÖKÜŞ OLUYOR”

Son günlerde “Ünlü olmayı meslek sananlar var” açıklamasını çok tartıştık. ‘Ünlülük’ bir meslek mi?

Tabii ki değil. Hatta donanımsız bir insanın başına gelirse tuzağa dönüşebiliyor. Bir değer yaratıp bu sebeple ünlü olursan, hayatın olumlu anlamda gelişir. Ama altı dolu olmayan bir ünlülüğün sonu kaçınılmaz çöküş oluyor.

Takıntılı hayranın var mı? Hayranlarınla ilgili rahatsızlık verici olaylar yaşıyor musun

Takıntılı hayranım çok ama genelde çok tatlılar. Rahatsız olmuyorum, seviyorum onları. Zaten herhangi bir davranıştan rahatsız olursam söylüyorum, onlar da hemen düzeltiyorlar.

Şu ev iddialarını da sorayım. Neden sürekli “Hasan Can ev aldı” haberleri çıkıyor?

Son çıkan haber yalan. “Ev aldı, aldığı eve Acun Ilıcalı kefil oldu” falan, büyük yalan. Ama haber büyür diye cevap vermedim. Ben 2+1 evde yaşıyorum. Bir ev aldım evet ama aylar önce ailem için aldım o evi. Onlar daha büyük bir yerde yaşasınlar diye. Bundan daha normal ne olabilir ki?

‘Konuşanlar’ın Hasan Can Kaya’sı en büyük fantezisini açıkladı