- Sizi patron çağırıyor dediler,
Patron yazılarımla ilgili olumlu olumsuz bir şey söylememişti… merakla odasına girdim.
Bizim patron kocaman bir adamdır. Birçok gazete, dergi çıkarmış, bir o kadar da batırmıştır…
Kocaman bir puroyla yaşar… o puroyu ne zaman içer, ne zaman tüketir bilinmez.
Bana,
- Halkla bir sorunun mu var dedi…
Halkla ne sorunum olacak…
- Yok dedim.
- Halkla sorunun yoksa bu tür yazılara gerek yok… Halkın durumuna baksana… sokağa çıksın mı… çıkmasın mı… yatsın mı… yatmasın mı… halk ne yapacağını şaşırmış durumda. Böyle durumlarda halkın sorunları nedir dedi.
- Geçim derdi…
- Geç onu…
- Dikta mı, demokrasi mi…
- Parlamenter sistem mi…
Burada sözümü kesti…
- Ben halkın sorunları derken, sen yanlış anladın. Benim söylemek istediğim şu. Halkın sorunları yoktur. Sorunu biz uydururuz.
Patron burada sustu. Bir süre purosuyla uğraştıktan sonra konuştu.
- Bence maske çok başarılı oldu… Bir sorun nasıl işlenir… maske bunun örneği… Maske paralı mı olsun… parasız mı… nerde satılsın. Eczaneler… muhtarlar… belediyeler… sorunu salkım saçak ettiler…
Patron durdu.
- Salkım saçak olacak… halkı oyalayacak bir sorun uydur bize…
O günden beri düşünüyorum. Halkımızı oyalayacak bir sorun arıyorum.