Halk kredi batağında: Durum daha da vahim

Yayın tarihi: 18 Temmuz 2020 Cumartesi 10:06 am - Güncelleme: 18 Temmuz 2020 Cumartesi 10:06 am

Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin hazırladığı raporu değerlendiren Prof. Dr. Öner Günçavdı, “Rakamlar durumun daha vahim olduğunu gösteriyor” dedi.

Google Arama Trendleri raporuna göre, pandemi döneminde Türkiye’de ‘ihtiyaç kredisi’, ‘kredi başvurusu’ ve ‘enflasyon’ aramalarının yükselişe geçtiği ortaya çıkmıştı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin aylık raporuna göre de nisanda ilk kez ihtiyaç kredisi kullanan kişi sayısı 920 bin kişi ile rekor kırdı, mayısta bu sayı 699 bin kişi daha eklendi. 1.6 milyon kişi karantinada geçen iki ayda adeta bankalara akın etti.

Saray hükümeti kılını kıpırdatmıyor: Yüz binlerce insan kredi peşinde

Haziranda da son hız devam eden ucuz kredi politikasıyla 720 milyar liraya ulaşan hane halkı borçlarında, tehlikenin boyutu arşa çıktı. Hane halkının bankalara olan borcu sene başında 580 milyar liraydı.

DURUM VAHİM

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’e konuşan İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, geri ödenemeyen kredilerin yaratacağı finansman sorununun artık bir olasılık olmaktan çıktığını belirterek eylül, ekim aylarından sonra ciddi bir problem olarak ortaya çıkabileceğini belirtti.

Günçavdı, hükümetin bugün uygulanan politikaların maliyetlerini ödemeye başladığında, bu süreçten uzun dönem çıkmayacağını kaydetti ve “TBB’nin ortaya koyduğu rakamalar durumun daha vahim olduğunu gösteriyor” dedi.

UCUZ KREDİ POLİTİKASI GELİR DAĞILIMININ KÖTÜLEŞMESİNE NEDEN OLABİLİR

Krediye erişimin herkes için eşit olmadığına da değinen Günçavdı, bu durumun refahın dağılımı açısından da problem yaratacağını ve mevcut gelir eşitsizliğini artıracağını söyledi. Günçavdı, konut kredilerinden örnek vererek şöyle konuştu:

“Böyle bir dönemde istihdam açısından problem yaşamayanlar konut kredisine kolay erişebiliyor ve servet birikimi yapıyorlar. Erişemeyen ise hiçbir şey alamıyor. Bu da gelir dağılımın bozucu bir etki yaratıyor” dedi. Günçavdı’ya göre, ucuz kredi politikası zaten kötü olan gelir dağılımının daha da kötüleşmesine yol açabilir, bunun maliyeti de krediye erişimi olmayanların üzerine yüklenir.”