Mustafa Kemal Atatürk 1 Kasım 1922’de Saltanatı ve 3 Mart 1924’de Hilafetin kaldırdı. Her ikisi arasında 29 Ekim 1923’de Mustafa Kemal CUMHURİYET’i ilan etti.
Bundan yaklaşık 4 yıl sonra 22 Mart 1928’de İngilizler Mustafa Kemal’ın laik cumhuriyet felsefesinin önünü kesmek için Mısır’da Müslüman Kardeşler Örgütü’nün kurulmasını sağladı.
O gün bugün bu coğrafyada Mustafa Kemal’ın aydınlık laik cumhuriyet felsefesine inanlarla batı emperyalizminin her fırsatta kullandığı karanlık çağın savunucuları arasında kavga devam edip duruyor. Bazen siyasal, toplumsal ve kültürel zeminde bazen de silahlı ve kanlı formatlarla. Türkiye’de Şeyh Sait isyanı ve sonrasında bu coğrafyanın hemen hemen tüm ülkelerinde bu kavgalar yaşandı ve bazılarında hâlâ yaşanıyor. Örneğin Libya’da. Sünni Türkiye ve Katar’ın desteklediği radikal Sünni silahlı gruplarla savaşan ‘az ılımlı’ Sünni gruplara ise Sünni BAE, Suudi Arabistan ve Mısır arka çıkıyor. 2011 Kanlı Arap Baharı başlangıcında Suriye’de birlikte hareket eden bu beş ülke Haziran 2017 kendi aralarında kavga etmeye başladı sonra da ‘Üst Akıl’ın talimatıyla 2022’de barışıp ‘dost’ oldular.
Bunlar kendi aralarında kavga edip barışırken Irak ve Suriye’de Bağdadi denilen adam IŞİD yani Irak Şam İslam Devleti’nin kurulduğunu ve 4 Temmuz 2014’de Musul’da Büyük Cami’de ortaya çıkarak kendini Halife ilan etti. Her iki ülkede yüz binlerce insanın ölümüne neden olan Bağdadi yeterince kullanıldıktan sonra 27 Ekim 2019’da Colani’nin kontrolündeki İdlib’in kırsalında ve Türkiye sınırına yaklaşık sekiz kilometre uzaklıkta bir evde Amerikalılar tarafından öldürüldü. Aralık 2015’de BM Güvenlik Konseyi’nin kararıyla terör örgütü olarak tanımlanan NUSRA’ya kimse dokunmadı, Rusya destekli Suriye ordusu İdlib’e yönelik operasyon yapmaya kakıştığında Türkiye izin vermedi ve ABD tarafından on milyon dolarla aranan Colani’ye kimse bir şey yapmadı. Oysa Bağdadi gibi Colani’de EL KAİDE kökenli ve her ikisi Irak’da ‘Amerikan işgaline karşı savaştı, yaklaşık beş yıl Amerikan kamplarında tutuklu kaldı ve birlikte dolaylı-dolaysız ABD emperyalizmine hizmet etti. Büyük Abileri Üsame Bin Laden ve onun CIA, Suudi Arabistan, BAE ve İngiliz İstihbaratı ile birlikte 1992’de yarattığı Taliban gibi. Adamlar 20 yıl ABD ve NATO işgalinden sonra Kabil’de tekrar iktidar oldu ve İslam Emirliği’ni ilan ettiler.
Şimdi sıra Colani’de.
Kaide’nin, yani Taliban ideolojisin Suriye kolu Nusra’nın lideri.
Emrinde çoğunluğu Uygur Türkü, Çeçen, Özbek, Tajik, Ürdünlü, Suudili ve 20 kadar ülkeden 40 bin kadar ruh hastası terörist var.
Dün Bağdadi’ye özenerek Şam’da Emevi Cami’de ortaya çıktı ve yandaşlarına hitap ettikten sonra cemaate imamlık etti.
Hem de 9 Eylül 2012’de ‘Yakında Şam’a gider Emevi Cami’de Müslüman kardeşlerimizle namaz kılarız’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı beklemeden.
Erdoğan’ın stratejik müttefiği Katar Emiri Şeyh Hamed El-Sani’nin yaptığı gibi. Şimdiki Emir Temim’in babası olan Hamed 23 Ekim 2012’de her fırsatta ‘Yakında Gazze’yi ziyaret edeceğim’ diyen dönemin Başbakanı Erdoğan’ı beklemeden Gazze’ye gitti ve 31 Temmuz 2024’de İsrail’in Tahran’da öldürdüğü Filistin Başbakanı ve Hamas lideri İsmail Heniye tarafından büyük bir törenle karşılandı.
İngiltere’nin patentiyle 1932’de kurulduktan sonra 1945’de ABD’nin korumasına giren Suudi Arabistan o tarihten sonra ABD planlarına hizmet eden dünyadaki İslamcı parti, örgüt, cemaat, dernek, okul ve benzeri tüm oluşumlara milyarlarca dolar dağıtmıştı. ‘Arap Baharı’ sonrasında bu misyonu Suudiler gibi Vahabi olan Katarlı El-Sani ailesi devraldı.
Paralar Katar’dan plan ve eylemler AKP’nin Türkiye’sinden.
Suriye’de son bir haftada olup bitenlerin özeti bu kadardır.
Söz konusu Amerikan patentli siyasal İslam ise gerisi teferruattır.
2011 ‘la başlayan Arap Baharı’nın kanlı ilk perdesinden sonra sırada bol sisli son bahar başlıyor. Bol fırtınalı kara kış kapıda sırasını bekliyor. Hem de kasırga ve hortumlarla.
Neyi ne yapar hep birlikte göreceğiz.
Nasıl olsa hep tekerrür eden tarihten hiç kimse ders almıyor.