Güleda’nın annesi, kızının katiline ağırlaştırılmış müebbet verilmemesine tepkili

Yayın tarihi: 28 Ağustos 2020 Cuma 1:17 pm - Güncelleme: 28 Ağustos 2020 Cuma 1:17 pm

Isparta’da eski erkek arkadaşı tarafından kabloyla boğulup, kalbinden bıçaklanarak öldürülen 19 yaşındaki üniversiteli Güleda Cankel’in annesi Verafet Cankel, katile kasten öldürme suçundan verilen ömür boyu hapis cezasına tepki gösterdi.

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü birinci sınıf öğrencisi Güleda Cankel, geçen yıl 18 Kasım günü, kaldığı aparttaki odasında, eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından öldürüldü. Cinayetin ardından teslim olan Zafer Pehlivan, tutuklandı.

Pehlivan hakkında Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın 20 Ağustos günü görülen 4’üncü duruşmasında, Pehlivan, ‘kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

‘EŞYALARINA BAKAMIYORUM, ODASINA BİLE GİREMİYORUM’

DHA’ya konuşan anne Verafet Cankel, sanığa ağırlaştırılmış ceza verilmemesine isyan etti. Mahkemenin, katil zanlısının cinayetten önce yazdığı “Gidiyorum ama tek başıma değil…” cümlesinin yer aldığı mektubu dikkate alınmamasına tepki gösteren acılı anne, “Evlat acısı en zor şey. İlaçlarla yaşıyoruz. Hiçbir şeyden mutlu olamıyoruz. Hiçbir avukat, katilleri savunmasın. Devletimize, Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, bu tür cinayet işleyen kişilere en ağır ceza verilsin. Caydırıcı bir şey bulunsun. Evladımızın kaldığı apartı güzelce döşedik. Güzel güzel dolaplara her şeyini yerleştirdik. Ama eşyalarını geri getirmek zorunda kaldık. Her şeyini toparladık, geldik. Hayallerimiz yarım kaldı. Eşyalarını getirdik ama ben onun eşyalarına hiç bakamıyorum. Odasına bile giremiyorum. Çocuğumla gittiğimiz yerlere gidemiyorum. Bizim için hayat artık bitti” dedi.

‘LİSA, TORUNUMUN EMANETİ’

Dede Selahattin Cankel (78) de torunu Güleda Cankel’in çok sevdiği köpeği ‘Lisa’ya baktığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bu bize yavrumun hediyesi. Torunum bu köpeği daha küçükken almıştı. Isparta’ya üniversiteye giderken ağlayarak, ‘Sakın köpeğimin başına bir şey gelmesin’ diyerek, bize teslim etti. Ama bir daha yavrumu göremedim. Katiline tasarlayarak öldürmekten değil, kasten öldürme suçundan ceza verildi. Bu çok canımızı sıktı. Büyüklerimizden, bu konuda gerekenin yapılmasını rica ediyoruz.”

‘MEKTUP DELİLLER ARASINDA KIYMETLENDİRİLMELİ’

Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun ise, Güleda Cankel cinayetiyle ilgili ortaya çıkan mektuba dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Bu mektup niyeti ortaya çıkarmaktadır. Mektupta, sanık, Güleda’yı öldüreceğini bunun için Isparta’ya gideceğini hatta kendini de öldürebileceğini, bu dünyada kavuşamamalarını öbür dünyada birlikte yaşamak şeklinde ifade etmiş. Yalnız gitmeyeceğini, ‘kelebeğim’ dediği Güleda’yı da beraberinde götüreceğini yani öldüreceğini ifade etmiştir. Bunun hukuki açıdan değeri şu, böyle bir mektubun hazırlanması sırasında öldürme iradesinin oluşmuş olması lazım. Sanık bu mektubu, olayın vuku bulmasından birkaç gün önce gerçekleştirdiği ifade etmekte. Dolayısıyla Muğla’dan Isparta’ya Güleda’yı öldürmek için gittiğini açıkça ortaya koyan bir delille karşı karşıyayız. Bu delilin mahkeme heyeti tarafından irdelenmesi ‘tasarlayarak öldürme’ eyleminin delileri arasında kıymetlendirilmesi gerekmektedir. Bunun dikkatten kaçtığını düşünüyor ve kararın bu yönde eksik olduğunu değerlendiriyoruz. Mektubun içeriğinde yer alan sözcüklerin ‘tasarlama olgusuyla’ mutlak anlamda, hukuken kıymetlendirilerek kadın cinayetleri ile ilgili toplumsal ayıbımızın ortadan kalkmasında etkili olacağını düşünüyorum.”