Göze çarpanlar
Yüzüncü Yılda Hukuk
Cumhuriyetin yüzüncü yılını, siyasal erk dışında halk kutladı. Halkın coşkuyla kutlaması, kimilerine göre cumhuriyet için güvence sayıldı. Halk cumhuriyeti korudu. Bu görüş tek bir olguya bakılarak verilmiş ivedi bir karar. Cumhuriyet kutlamasından bir gün önce dinsel içerikli hamas mitingi yapıldı. Cumhuriyetçilerin bu mitingi not etmeleri gerekirdi. Çünkü mitingin tek amacı Hamas değildi. Bu bir yana cumhuriyeti kutlayan halk gerçekten bir güvence olabilir mi. Toplumda, kimya bilimi gibi deney yapılamaz. Ama kimi olaylar deney yerine geçebilir. Bi deney gezi olayıdır. Milyonlarca insanın katıldığı Gezi olayı demokratik bir halk hareketidir. Hareket sönümlendi. Gezi olaylarını başlattıkları savıyla ağır cezada davalar açıldı. Sonunda Osman Kavala süresiz hapis, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman. Daha sonra Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Yiğit Ali Ekmekçi’nin kararı bozuldu.
Peki bu insanlar yargılanırken halk n’aptı. Gezi olayının öznesi milyonlar n’aptı. Milyonların n’aptığını, Prof. Dr. Tayfun Atay şöyle söylüyor, “...Milyonların içinde yer aldığı bir ‘hayat isyanı’ karşısında iktidar kurban istedi, onları buldu. Ve o milyonlarca insan, bu haksız, adaletsiz, acımasız uygulama karşısında GEZİ’deki dinamizmlerinden eser kalmamış halde bu kurban ayinini kör bir sessziliğe bürünmüş seyrettiler. O yüzden tekrar edelim: Ne yazık ki bu ülkeye kahramanlarını yalnız bırakır, tiranların sunağında kurban olmalarına seyirci kalarak ateşe atar.” (Prof. Dr. Tayfun Atay, Birgün, 29 Ekim 2023)
Gezi deneyi sonucu şunu gösteriyor. Örgütsüz halkın yaptırım gücü sıfırdır. Halkı sıkı bir biçimde örgütlemeden halk için yola çıkmayın. Halk, zoru gördü mü yarıda bırakır, dahası karşınıza bile çıkar.
Şunu unutmayın. 12 Mart’ta, 12 Eylül’de birçok aydını halk yakalttı.
Mustafa Kemal’in Örgütçülüğü
Mustafa Kemal’in başarısı halkı örgütlemekten gelir. Amasya bildirgesi... Erzurum Kongresi... Sivas Kongresi... sonunda Ankara’da Büyük Millet Meclisi...
Söylev, bu görkemli örgütlenmenin öyküsüdür.
Kemal Atatürk, Söylev’de şöyle söyler, “ uygulamayı birtakım evrelere ayırarak ve olaylardan ve olgulardan yararlanarak ulusun duygu ve düşünceleri üzerinde işlemek ve adım adım ilerleyerek amaca ulaşmaya çalışmak gerekiyordu.” (Atatürk, Söylev, Türk Dil Kurumu. Ankara, 1978, Y-11)
Hukukun Serüveni
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı dolayısıyla birçok etkinliğin disiplin serüveni gösterildi. Ama hukuk alanında böyle bir çalışmaya ratlamadım. Oysa 1923’ten başlayıp yüz yılın hukuk serüvenini göstermek pek güzel olurdu.
Yüzyıl içinde yasalarımızda ne gibi değişiklikler oldu. Söz gelimi yazar olduğum için biliyorum, 141-142 Ceza yasasının bu ünlü maddeleri, nedir, ne zaman yasallaştırılmıştır.
Şunu da anımsatayım, bu maddeler anayasaya uygun mu değil mi kavgası vardı... Sonra 163. Madde.
Lale Oraloğlu da kaçaklıkran yargılanmıştı. Anımsadığım kadar suçu şuydu. Doğu illerimizden birinde pazarda satılan kaşık bıçak almıştı. Çatalla bıçak kaçakmış. O tarihte basın bu işi canlandırmıştı.
Hukuk serüvenimiz şöyle bir gözden geçirdikte, biz hukukta daha iyi miyiz, değilse kötüledik mi.
Hukuk serüvenini inceleyenler şu konuda da bizi bilgilendirmeli. Konum n’olursa olsun bir insan, “Ben sağolduğum sürece hapisyten çıkamaz” diyebilir mi. Derse ne yapmak gerekir.
İşçi Sınıfı
İşçi sınıfı için de hiç ses çıkmadı. Cumhuriyetimizin yüz yılında işçi sınıfının hakları, ilerledi mi bu konuda nasıl bir yerdeyiz.
Söz gelimi Türkiye’de sendikalaşma ne zaman başladı. Sendika söz konusu oldukta, sarı sendikacılık ne demektir.
İşçi sınıfı, siyasal yaşamda sözünü dinletebilmesi için siyasi parti kurdu mu.
Ayrıca Türkiye’de işçi eylemleri, eylemin amacı, eylem sonucu.
12 Mart-12 Eylül işçi haklarını kısıtladı mı, değilse genişletti mi.
Türkiye’de grevler.