Murat Kurum muhalefetin facia uyarılarına kulak tıkamış

Yayın tarihi: 13 Şubat 2024 Salı 11:34 pm - Güncelleme: 14 Şubat 2024 Çarşamba 12:37 pm

Erzincan İliç’te ‘heyelan’ sonucu dokuz işçinin toprak altında kaldığı maden ocağıyla ilgili 2022’de dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un soru önergesi bombardımanına tutulduğu ortaya çıktı. Önergeleri dikkate almayan Murat Kurum’un onayı ile maden alanı üç kat artırıldı. 

Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde pasa dağının çökmesi sonucu işçiler göçük altında kaldı. Resmi açıklamalara göre 9 işçi toprak altında kaldı. Kayan yığının içi siyanür doluydu.

AFAD açıklamasında, “Olay bölgesine Erzincan, Erzurum, Sivas, Rize, Malatya, Giresun, Diyarbakır, Tokat ve Tunceli il AFAD müdürlüklerimizden personel sevk edilmiştir” diye bildirirken bölgede çalışma yapan ekiplerin fotoğrafları ajanslara düşerken ekiplerin çıplak el ile korumasız çalıştığı görülüyor.

Bu arada madenin kapasitesi uzmanların uyarılarına rağmen, 2020 yılında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ikinci defa artırılmıştı.

O dönem bakanlığın koltuğunda şimdilerde AKP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilen Murat Kurum oturuyordu. Murat Kurum’un imzasını taşıyan onay ile maden alanı 3 kat artırıldı.

TELE1’in ulaştığı bilgilere Bakan Kurum madenle ilgili 2022 yılında soru önergesi bombardımanına tutuldu. Önergeleri CHP, İYİ Parti, HDP, TİP ve Saadet Partili vekiller verdi. Önergelerde Kurum’a sürekli siyanürle ilgili sorular sorulduğu görüldü.

İşte o soru önergeler:

SAADET PARTİLİ ABDULKADİR KARADUMAN: SİYANÜR HAVUZUNUN BÜYÜTÜLMESİ ÖNLENECEK Mİ?

“Ülkemizin dört bir yanında tatlı su kaynaklarımızı ve tarım arazilerimizi zehirleyen, insan sağlığını tehdit eden siyanür havuzlarında gözle görülür bir artış olmuştur. Türkiye’nin ikinci büyük altın madeni, Türkiye’nin ikinci büyük nehri Fırat’ı zehirliyor.

İliç yıllardır, Fırat’a 600 metre mesafedeki 200 futbol sahası büyüklüğünde, 1280 metre derinlikte bir siyanür havuzu ile yaşıyor ve bu zehir havuzunun büyüklüğü 640 futbol sahasına çıkarılmak isteniyor. Kanadalı SSR Mining’in asıl sahibi olduğu Alacer Gold ve Çalık Holding ortaklığındaki altın madeninde kapasite artırımı için alınmış ÇED Raporu’na dair yargı süreci devam ediyor. Erzincan İliç ve tüm bölge için büyük bir tehdit oluşturan siyanür havuzunun büyütülmesinin önlenmesi ve tehdidin bertaraf edilmesi için Bakanlığınızın gerekli önlemleri almasını beklemekteyiz.

Bu bağlamda;

1. Türkiye genelinde madencilik veya başka faaliyetler sebebiyle oluşturulan siyanür havuzu sayısı kaçtır? Bu havuzlar hangi illerimizde yer almaktadır?

2. Erzincan’ da son 5 yılda verilmiş kaç adet maden arama/çıkarma izni ve ruhsatı vardır? Bu sahaların kaçı hakkında ÇED Raporu hazırlanmıştır?

3. İliç’te Alacer Gold ve Çalık Holding ortaklığındaki altın madenindeki çalışmalar Bakanlığınızca denetlenmekte midir?

4. Fırat Nehri’ne akıtılan siyanür ile ilgili başlatılan yasal bir soruşturma var mıdır? Bakanlığınız bu olayın soruşturulması sürecine dahil midir?

5. Siyanür havuzunun genişletilerek zehirlenmeyi arttırmaya yönelik girişimler durdurulacak mıdır?”

Göz göre göre geldi! İliç maden faciasında 9 işçi kayıp

TİP MİLLETVEKİLİ BARIŞ ATAY: ZEHİRLİ ATIKLARIN TOPRAĞA SIZDIĞI BİLGİSİ DOĞRU MU?

“Erzincan’ın İliç ilçesine 650 metre mesafedeki Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş.’nin işlettiği Çöpler Kompleks Madeni Türkiye’deki ikinci en büyük altın madenidir ve aynı zamanda ülkemizin en önemli su toplama havzalarından biri olan Fırat Nehri Havzası’na 350 metre uzaklıktadır.

İliç Çöpler Altın Madeni işletmesinde kullanılan siyanür ve başka zehirli kimyasallar ile yapılan zenginleştirme sonucu ortaya çıkan atığın depolandığı havuz, Kasım 202rde Giresun Şebinkarahisar’da atık depolama alanındaki setin çökmesiyle yaşanan ekolojik felaket düşünüldüğünde endişe vericidir. Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı’na Çevre ve Şehircilik Bakanhğı’nca ÇED Olumlu kararı verilmesi ile birlikte endişe artmıştır. Bu çapta ve siyanür ile zenginleştirme yapılan, liç yığının da büyümesi anlamına gelen bir durumda, deprem, su kaynakları ve nehirlerin korunması bakımından değerlendirme yapılmaması bilimsel gerekçelerle bağdaşmamaktadır.

Ayrıca İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi atık havuzunda, depolanan atık miktarım azaltmak ve suyun çabuk buharlaşmasını sağlamak üzere havaya püskürtme yapılması basma yansımıştır. Kimyasallarla
kirletilmiş suyun, doğrudan havaya püskürtülerek buharlaştırılması sağlanmaktadır. Son günlerde, İliç Çöpler Altın Madeni siyanür liçi yığınını depolayan atık havuzunda heyelan olduğu ve atık havuzdan sızıntının sürdüp haberleri basma yansımıştır.

Bu bağlamda;

1 – Mayıs ayı içerisinde İliç havuz alanında heyelan gerçekleşmiş midir?

2 – Söz konusu alanda Çevre ve Şehircilik Bakanhğı’ndan müfettiş ve yetkililerin inceleme yaptığı ve numuneler alındığı belirtilmektedir. Söz konusu numunelerin analizleri sonuçlanmış mıdır? Bu sonuçlar
kamu ile şeffaf biçimde paylaşılacak mıdır?

3 – Yığın iç alanındaki membranın yırtılarak zehirli atıkların toprağa sızdığı bilgisi doğru mudur?

4- Yine basma yansıyan haberde, bölgede yaşayan ve 14 Eylül 2020 yılında vefat eden Fatma Tiftik’in yapılan tabiilerinde hastahğına sebep olarak en pçlü nedenin siyanür zehirlenmesi olabileceği belirtilmektedir. Bölgedeki sağlık problemlerinin raporlanmasında siyanür zehirlenmesine dönük bir oran kayıt altına alınmış mıdır?”

CHP MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZTUNÇ: FİRMAYI FAALİYETTEN MEN EDECEK MİSİNİZ?

“Erzincan’ın İliç ilçesinde faaliyet yürüten Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş.’ye ait maden işletmesinin yığın liç sahasına ait boru hattının patlaması sonrasında kimyasallarla yüklü atıklar çevreye yayılmışlardır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ‘Çevre kirliliğine neden olan altın madenine en üst sınır olan 16 milyon 441 bin TL idari para cezası uygulanmış, ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında gerekli adli soruşturmanın yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu’ bilgisi verilmiştir.

2018’de sülfürik asit tankeri İliç ilçe merkezinden geçerken devrilmiştir. 2019’da da yine bir sülfürik asit tankeri devrilmiştir. Söz konusu proje, Karasu ve Fırat havzasında tarım ve gıda güvenliği yönünden riskler barındırmakta, bölgedeki aktif fay hattını harekete geçirme olasılığı bulunmaktadır.”

-Söz konusu firma hakkında faaliyetten men cezası uygulamayı düşünüyor musunuz?

-Siyanür ve diğer kimyasal sızıntılarıyla ilgili inceleme ve analizlerin sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacak mısınız?

-Söz konusu tesisin, son denetimi hangi tarihte gerçekleştirilmiş, denetim raporlarındaki atık maden barajına yönelik tespit ve değerlendirmeler nelerdir?

-Söz konusu kaza sonrasında analiz için ne tür örnekler alınmıştır? Kaç noktadan numuneler alınmış ve kirlilik maden alanından itibaren ne kadar bir alanda analizlerle takip edilmiştir?

-Söz konusu kazanın yeraltı sularına etkilerine ilişkin bir takip yapılmış mıdır?

-Oluşan zararın kamuya maliyeti ne kadardır? Bu konuda bir hesaplama yaptınız mı? Yaptığınız maliyet hesaplamasında hangi parametreleri kullandınız?

-Kaza sonrasında toplanan atıklar nerede depolandı?

-Atıklara insan ve hayvan teması var mıdır? İnsanlar ve hayvanlar üzerinde sağlık taramasından geçirilmesi için Sağlık Bakanlığı nezdinde girişiminiz olacak mı?

-Şirketin ÇED Olumlu kararlarını iptal etme yönünde işlem tesis edecek misiniz?

-İlgili projeye ilişkin ÇED raporunu hazırlayan firmanın yeterlik belgesini iptal edecek misiniz?

-Söz konusu kaza nedeniyle tehdit altında olan Karasu ve Fırat havzasında tarım ve gıda güvenliği yönünden riskler barındırması, bölgedeki aktif fay hattını harekete geçirme olasılığı bulunması nedeniyle bu havzadaki su, toprak, hava değerlerindeki etkiler incelenmekte midir?

-Söz konusu kazanın etki sahasında olan bölgelerdeki köy ve mahallelerin içme ve kullanma sularında facia nedeniyle oluşan kirliliği tespite yönelik numuneler alınmış mıdır? Analizler yapılmış mıdır? Bu ilçelerimizdeki kazadan etkilenmeye yönelik hangi tedbirler alınmıştır?

-Söz konusu kaza sonrasında Sağlık Bakanlığı’nın, projenin etki alanındaki köy ve mahallelerde sağlık önlemleri almasına ilişkin tedbirleriniz olmuş mudur?”

HDP MİLLETVEKİLİ SERPİL KEMALBAY: KİMYASAL FIRAT NEHRİ İLE İLİÇ BARAJI’NA SIZDI MI?

“Yerin üstü altından değerlidir, toprağımıza, tarım arazilerimize, ormanlarımıza, sularımıza yani geleceğimize sahip çıkmak için mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek hak arayan yurttaşların şirketlere karşı verdiği mücadele kriminalize edilmekte, siyanür ile altın arayan şirketlere hukuksuz, adaletsiz ve vicdansız izinler verilmekte, Ordu’da Fatsa-Ünye arasındaki, Balıkesir İvrindi yakınlarındaki, Uşak Eşme, Eskişehir Kaymaz ve ülkenin dört bir yanındaki altın madenleri kapasite arttırarak işletilmeye devam etmektedir.

Kamuoyundaki tüm itirazlara rağmen Türkiye’nin dört bir yanında siyanür ile altın arayan şirketlere izinler verilmeye devam edilmektedir. Bergamalı köylülerin köy ve ilçelerinde siyanür kullanımına karşı kullanılan siyanür yönteminin tehlikeleri, sağlık açısından taşıdığı riskler, yeraltı su kaynaklarının kirletilmesi açısından taşıdığı riskler ve yöredeki eko-sistemin yok edilmesi isyanları ve hukuk mücadeleleri 13 Mayıs 1997 tarihli Danıştay kararıyla altın madeninin coğrafi yeri ve bölgenin jeolojik durumu nedeniyle söz konusu işletme izninin insan sağlığı ve çevresel riskler açısından kamu menfaatine uygun olmayacağı görüşü benimsenmesine rağmen işletmelerin faaliyetleri durdurulmamış, aynı şekilde Kaz Dağlarında da benzer olaylar yaşanmıştır.

Maden şirketlerinde yaşanacak herhangi bir olumsuzluğa karşı uyarı verecek veya anında müdahale edecek sistemlerinin bulunmaması bir eksiklik değil midir? Dünya standartlarında olduğunu iddia eden şirketin meydana gelen sızıntıya anında müdahale edebileceği teknik donanımı bulunmakta mıdır?

Yaşanan sızıntıdan dolayı zararlı kimyasallarla kirlenen alanlara gerekli müdahale de bulunulmuş mudur?

Sızıntıya maruz kalan işletme çalışanları bulunmakta mıdır? Bulunmakta ise çalışanlar ve bölge halkı için herhangi bir sağlık taraması yapılmış mıdır?

Söz konusu işletmenin bir nevi kaçak bir nükleer tesis olduğu da belirtilen bilimsel raporlarda işletmenin ÇED Raporu’nda yer alan önlemleri almadığı konusunda herhangi bir denetleme yapılmış mıdır? Yapıldı ise denetim raporuna yansıyan değerlendirmeler neler olmuştur?

İşletmeden sızan kimyasalın Fırat Nehri ve İliç Barajı’na sızıp sızmadığı konusunda numuneler alınmış mıdır? Alındı ise sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?

Sızıntının ekosistem üzerinde yarattığı tahribata ilişkin olarak Bakanlığınızca yapılmış olan herhangi bir zarar tespiti yapılmakta mıdır?

İşletmenin halk sağlığı üzerinde yaratacağı olumsuz etkilere yönelik olarak bölgede yapılmış herhangi bir çalışma bulunmakta mıdır? Bölgede yapılmış herhangi bir kanser taraması var mıdır?

Yasaların çiğnenmesine göz yuman, görevini yapmayıp ihmallere sebep olan, çevre karşıtı yatırım ve plan kararlarına onay veren, asli sorumluluklarını yerine getirmeyerek bu felaketlere sebep olan sorumlulara yönelik herhangi bir idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır?

Yaklaşık 600 futbol sahası büyüklüğündeki yığın liç sahasında heyelan olduğu ve heyelan sonucunda sahanın zeminindeki geomembran tabakanın koruyucunun yırtıldığı ve bu yırtığın da bulunamadığına ilişkin basında yer alan iddialara ilişkin Bakanlığınız ilgili birim tarafından yapılan herhangi bir araştırma olmuş mudur?

Bölgede olası bir deprem durumunda siyanürün doğaya karışacağına ilişkin bilimsel raporlara rağmen işletmenin faaliyetlerine izin verilmesinin gerekçesi nedir?

İşletmenin kazaya ve toplu ölümlere açık asitler ile siyanürlü çözeltilerin birbirine çok yakın veya temas halinde kullanılmasına izin verilmesinin gerekçesi nedir?

Ekolojik bir bakış açısından yoksun, halkın sağlığını ve ekosistemin geleceğini görmezden gelen, sadece ve sadece sermayeyi destekleyen politikalarınızda bir değişikliğe gitme planlamanız mevcut mudur

Kirletmenin ve doğal dengeyi bozmanın bahanesi halini almış olan “Sürdürülebilir Kalkınma” yerine, “yaşamın sürdürülebilirliği” ilkelerinin belirlenmesi düşünülmekte midir?

İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ AYDIN ADNAN SEZGİN: YERALTI SULARI SİYANÜRLÜ ATIKLARDAN ETKİLENDİ Mİ?

“Yaklaşık 20 ton siyanürlü su, sülfürik asit ve kimyasal madde Fırat Nehri’ne karışarak İliç Barajı’na ulaştı. Çevre denetim ekiplerinin incelemesinde, boru hattından kaynaklanan sızıntının tesis sınırlarının dışına taştığı tespit edildi.

1) Siyanürlü boruların patlaması sonucu meydana gelen toprak ve su kirliliğine yönelik olarak anında ve gerekli müdahaleler yapılmış mıdır?

2) Felaketin yaşandığı alanda bulunan yeraltı suları da siyanürlü atıklardan etkilenmiş midir? Atığın yeraltı suları vasıtasıyla içme ve kullanma suyuna karışmaması için ne gibi tedbirler alınmaktadır?

3) Boru hattından sızan sıvının miktarı ve içerisindeki siyanür miktarı hangi yöntemle belirlenmiştir?

4) Felakete sebep olan maden işletmesine yönelik denetimler en son ne zaman gerçekleştirilmiştir?

5) Maden işletmesinde bugüne kadar yapılan denetimlerden ne gibi sonuçlar elde edilmiştir?

6) Denetimler yapılmasına rağmen mevcut riskler tespit edilerek facianın önlenmesine yönelik tedbirler neden alınmamıştır?

7) Siyanürlü solüsyonun biriktirildiği atık toplama alanının zemini, zemin geçirimsizliği vb. açılardan mevzuat şartlarına göre tasarlanmış mıdır?

8) Felaketin yaşandığı bölgede yaşayan insanların maruz kalabileceği sağlık riskleri ile ilgili ne gibi tedbirler alınacaktır?

9) Çevreye ve doğaya verilen zararların önlenmesine yönelik iyileştirme çalışmaları kapsamında, Bakanlığınız ve maden işletmesi tarafından hangi yöntemler uygulanacaktır?

10) Maden işletmesine verilen 16 milyon 441 bin lira tutarındaki cezanın, yaşanan facianın neden olacağı çevresel ve sıhhi zararları telafi edebileceğini düşünüyor musunuz?

11) Diğer benzer işletmelerde de bu tür kazaların yaşanmaması için yeni tedbirler tasarlanmakta mıdır?

HDP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ OYA ERSOY: EKO YIKIMIN DURMASI İÇİN BİR TALİMAT OLACAK MI?

“Erzincan’ın İliç ilçesinde faaliyet gösteren Çöpler Altın Madeni’ndeki siyanür havuzunun 640 futbol sahası büyüklüğüne çıkarılmak isteniyor. Yöre halkı, maden işletmesine karşı açtıkları sayısız dava ve protestolara karşın faaliyeti bir türlü durdurulmayan işletmenin, Fırat Havzası üzerinde, Fırat Nehri’nin 300 metre dibinde kurulu siyanürlü atık havuzları ve yüzlerce metre derinliğinde maden çukurları ile doğa ve yaşamı tehdit etmeye devam ediyor.

Erzincan İliç’te 197 futbol sahası büyüklüğündeki siyanür ve sülfürik asitli atık havuzunun kapatılarak, kapasite artışını ve maden şirketinin doğada yarattığı ekoyıkımın durdurulması için bakanlığın bir talimatı olacak mıdır?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Anagold Madencilik ve Çalık Holding’in ortağı olduğu Çöpler Altın Madeni’nin kapasite artırımına, ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) olumlu kararı nasıl verilmiştir?

Fırat Nehri’ne 300 metreden sülfürik asitli ve siyanürlü su püskürten maden işletmesine verilen, ÇED olumlu kararı iptal edilecek midir?

Bakanlık olarak kimyasal maddeler ile çalışma yürütülen bir tesise ÇED olumlu karar nasıl verilmiştir?

Erzincan İliç’de püskürtme cihazlarıyla Siyanür, Sülfürik asit ve diğer 40 çeşit kansorejen kimyasalı atmosfere veren işletme hakkında herhangi bir yaptırım uygulanmış mıdır?

Şirket hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?

Halkın yaşam ve geçim alanlarına, su kaynaklarına, tarım arazilerine, doğaya ve canlılara zarar vermeye devam eden bu faaliyet neden hala yasaklanmamaktadır?”

CHP MİLLETVEKİLİ GÜRSEL TEKİN: BÖLGE ÇERNOBİL’E DÖNDÜ, ŞİRKETİN FAALİYETLERİ DURDURULACAK MI?

“Buradaki hasarı sadece su, hava, toprak diye değerlendiremeyiz. Bütün canlılara verdiği zarar açısından değerlendirmek gerek. Bu maden sadece İliç’i etkilemiyor, bütün dünyayı etkiliyor. Bölge Çernobil’e dönmüş durumda.

Erzincan İliç’te faaliyet yürüten bir Altın Madeni şirketinin, siyanürlü ve sülfürik asitleri buharlaştırarak atmosfere bıraktığı iddiası doğru mudur? Biriken zehirli sular taşmasın diye, “evaporatör” denilen bir aletle atmosfere buhar salmak insan sağlığı açısından tehdit değil midir?

Uzmanlar, İşletmede 21 farklı kimyasalın olduğunu ve milyonlarca ton zehirli, yakıcı ve kimyasal madde ile çalışma yürütüldüğü belirtilmektedir. Böyle bir tesise ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) olumlu kararı nasıl verilmiştir?

Fırat Nehri’ne sadece 300 metre uzaklıkta bulunan tesisin, olası bir depremde, toprak kaymasında, benzeri bir doğa olayında buradaki siyanürün ve sülfürik asitin nehre karışma ihtimaline yönelik ne gibi önlemler alınmıştır?

Altın madenciliği yapıldığı belirtilen tesislerin çevresinde devletin resmi kurumlan ve elemanları tarafından hangi sıklıkla su, toprak ve hava analizleri yapılmaktadır? Bölge halkının olası bir felakettin sonuçlarından en az şekilde zarar görmesi için ne gibi çalışmalar yürütülmektedir?

Özellikle son aylarda madende çalışan işçiler arasından ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmaya başladığı yönünde önemli duyumlar almaktayız. Bu iddialar doğru mudur?

Köylülere madene karşı dava açmamaları için imza attırıldığı ve İş tehdidiyle madene karşı çıkan köylülerin sindirilmeye çalışıldı iddiası doğru mudur?

Türkiye’nin can damarı Fırat Nehri’nin yanı başında bilumum kimyasalları kullanmakta olan şirketinin faaliyetleri durdurulacak mıdır?”

Kaynak: TELE1