Son günlerde takipçileri hızla artan ve gençler arasında diyalogları kullanılmaya başlanan Gibi dizisinde İlkkan’a hayat veren Kıvanç Kılınç, “Biz ‘kendi istediğimiz şeyi yapacağız, çok eğleneceğiz’ dedik. Diziyi seven bir seyirci kitlesi olacaktı elbette ama bu kadarını hiç beklemiyorduk” dedi.
Feyyaz Yiğit, Kıvanç Kılınç, Ahmet Kürşat Öçalan ve Rasim Can Güneş’in başrollerini paylaştığı, senaryosu Yiğit ve Aziz Kedi’nin yazdığı Gibi dizisi son günlere özellikle gençler arasında sıkça takip ediliyor. Dizideki diyaloglar gündelik hayatta kullanılmaya başlarken karakterler de sosyal medyada konuşulmaya devam ediliyor. İki sezonu ile izleyiciyle buluşan dizide tuhaf ve komik anekdotlar paylaşılıyor. Dizinin sevilen karakterlerinden biri de Kıvanç Kılınç’ın canlandırdığı, özlü sözleri ve kadınlara düşkünlüğü ile bilinen İlkkan karakteri. “Herkesin twitter personasından bir parça var İlkkan’da” diyen Kıvanç Kılınç Birgün’den Işıl Çalışkan’a konuştu. Söyleşi şu şekilde:-Muhteşem Yüzyıl, Lale Devri, Ulan İstanbul gibi popüler dizilerde oynamanıza rağmen birçok kişi sizi Gibi dizisiyle tanıdı. Gibi dizisini kariyerinizin neresinde konumlandırırsınız?
Lale Devri falan da güzel bir işti tabii. Uzun sürdü. Benim rolüm çok güzeldi orada. Çok eğleniyordum. Ama Gibi’nin televizyon dizisinden ayrılıyor olması etkili oldu muhtemelen bu kadar sevilmesinde. Seyirci tabanı kendi kendine sürekli olarak gelişti. Ve çok kaliteli bir komedi olduğunu düşünüyorum. Avam olmadan, gülünçleşmeden, toksik, eril bir dil kullanmadan yapılmış olması çok kıymetli geliyor. Kariyerimin en iyi noktası diyebilirim.-Dört erkekten oluşan bir kadro olmasına rağmen eril bir dilin hüküm sürmemesi bir başarı gerçekten. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?
Kendiliğinden oluyor aslında. Aziz ve Feyyaz yazdığı için Ömer çektiği için… Herkesin dünya görüşü böyle olduğu için.-Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz?
Çok eğlendim, çok güldüm. Feyyaz ile Aziz zaten 10 yıldan uzun süredir arkadaşım. Zaten çok beğeniyorum yaptıkları işleri. Arkadaşlığımızda da ortak bir mizah anlayışımız var. Biliyordum bu işin üzerinde çalıştıklarını. Senaryolar bir edebi eser değildir. Uygulanmayı bekleyen bir metindir. Ama ben her senaryoyu merakla bekliyorum. Sevdiğim bir mizah yazarının yeni bir kısa öyküsünü okuyacakmışım gibi oluyor. Çok eğleniyorum. Ne kadar hayal etmeye çalışsam da sette ortaya bambaşka ve daha güzel bir sonuç çıkıyor.ARAMIZDA EĞLENİRİZ DİYE DÜŞÜNMÜŞTÜK
-Aslında underground olarak değerlendirilecek bir işin bu kadar popüler olmasını nasıl karşıladınız?
Hiç beklemiyorduk. Ne güzel biz kendi istediğimiz şeyi yapacağız, çok eğleneceğiz dedik. Bizimle birlikte seven bir seyirci kitlesi olacaktı elbette ama bu kadarını hiç beklemiyorduk. Olumlu anlamda çığırından çıktı. Doludizgin gidiyor. Çok acayip, siyasi parti liderlerinin tweetleri falan oluyor Gibi göndermeli. Oralara kadar geldi. Herkesin Gibi’ye ihtiyacı varmış sanki. Ana akımda genel geçer olan mizah komedi gibi gösterilen başka bir alışkanlık ya bu komedidir buna gülünür gibi. Klasik şive yapmalar falan da elbette komedi unsurudur ama hiç bunlar kullanılmadan böyle güzel bir işin olabileceğinin ilk örneği sanırım. Bir parçası olmak hakikaten çok güzel.-İlkkan karakterini nasıl okudunuz peki?
İlkkan için küçük küçük, senaristlerin adres gösterdiği bir yol vardı. Biz de hem karşılıklı konuşarak hem de sete çıktığımızda deneyerek bir yere vardık. Özlü sözlerle kendini ifade etmeye çalışması, kadınlara olan düşkünlüğü gibi karşılıklı paslaşarak öyle bir şey oluşturduk. Politik doğruculuk var ya hayatımızın her alanında. Bilhassa sosyal medyada kendimizi öyle gösterme gayretindeyiz ama hayat rutininde çelişen şeyler yaşanıyor. İlkkan bunların vücut bulmuş hali gibi. Bizim dizide kadınlar hep sağduyunun sesi oluyor. Aklı başında insanlar kadınlar oluyor. Onlara katılıp sezgisel olarak sanki doğruya gidiyor gibi ama hayatı bir cümleye sığdırmak istiyor. Bir cümleyle hayatı değişsin istiyor.-Onu hepimizin İlkkan’ı yapan özellik ne sizce?
Herkesin twitter personasından bir parça var İlkkan’da. Galiba o çok yakın. Absürt komedi diyorlar ya ben buna karşı çıkıyorum. Çünkü aslında çok sıradan ve olağan durumları işliyoruz. Sıradan olaylar var ama karakterler sıra dışı Badanacı ve Erasmusla gelen Yamyam gibi. Bakın ne kadar komik bir fikir değil de orada hüzünlü bir cenazede bir kadının üzerini yırtması. Bu sahicilikle gidiyor olması çok güzel. Dizilerdeki insanlar komedide karikatürize ederek yapılır ve gerçek hayatın dışındadır bunlar. Gibi’deki karakterler tamamen hayatın içinden ve karşılaşabileceğimiz insanlar. Muhtemelen o sebeple herkesin İlkkan’ı.GİBİ SETİ BAŞKA BİR MEDENİYET
-Nasıl bir set ortamınız var? Seyirci izlerken çok eğleniyor ama arka planda neler dönüyor?
Elbette eğleniyoruz ama sonuçta bu insanların hepsi iş yapmak için oradalar. Televizyon dizilerinden farklı olarak iyi bir arkadaşlığımız var. Tartışmasız gördüğüm en iyi set. Gibi seti başka bir medeniyet gibi her şeyiyle. İşe karşı sorumluluğumuzu aksatmadan eğleniyoruz.-Diziyi izleyen herkesin bir favori bölümü var ve o bölüm hayat pratiğimizdeki bir şeylere denk geliyor. Sizinki nedir?
Favori bölüm değil favori anlarımız var. İlla bir bölüm söyleyeceksem Kuki bölümü diyebilirim. Kuki’nin İlkkan olması benim için çok eğlenceliydi. Hep duyduğumuz başka bir dünya ya bu kölelik sahibelik dünyası. O çok güzeldi. ‘Kokariç’ bölümünü çok beğeniyorum. ‘Nü model’ bölümü var. Ben neredeyse hiç yokum onda. Sadece final sahnesinde varım, sette de bulunmadım dolayısıyla ama bayıldım ona da. Aslında birbirinden farklı olması nedeniyle herkesin favori bölümü farklı. Güzel olan tarafı da o.Yeni sezon ne zaman gelecek?
3’üncü ve 4’üncü sezon olacak. Şu anda yazıyorlar. Programda bir aksaklık olmazsa ağustosta bir sezon çıkar. Zaten 30-36 günde çekiyoruz biz bir sezonu. Bir ağustosta bir de sanırım kasımda falan girip iki sezonu bitireceğiz ama yayını herhalde yeni yılın başı olur. Yazıyorlar şu an. Ben de çok merak ediyorum şu an acaba ne yazıyorlar diye…-Cihangir Atölye Sahnesi’nde (CAS) Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi Dario Fo’nun yazdığı ‘Ödenmeyecek Ödemiyoruz’ oyununu sürdürüyorsunuz. Uyarlamasını yaptığınız İtalyan Yazar Carlo Goldoni’nin dünyaca ünlü klasik komedisi ‘İki Efendinin Uşağı Alaturka’ Oyunu yeni prömiyer yaptı. Uyarlamada nelere dikkat ettiniz?
18’inci yüzyılda Venedik’te geçen bir İtalyan oyununu, Tanzimat Dönemi İstanbul’una uyarladım. Dünya tarihinde yazılmış en iyi kurulu metinlerden biri. Eksiksiz bir metin… Ben de daha çok bizim kültürümüze benzetmeye çalıştım. Dilde de daha çok uyaklı, vezinli kafiyeli bir dil tercih ettim. Bizim geleneksel komedi kodumuzla oynuyoruz. Cihangir Atölye Sahnesi aynı zamanda okul. Eğitmenlik yapıyorum. Diksiyon dersi de veriyorum. Ücretsiz konservatuvarımız da var 3 yıllık. https://tele1.com.tr/dogu-demirkolun-yeni-dizisi-dogunun-fragmani-yayinlandi-358208/
Muhabir: Alp Yanardağ