Gezi’nin gönüllü doktorlarından Dr. Ali Özyurt yaşamını yitirdi
Yayın tarihi: 17 Ocak 2020 Cuma 2:04 pm - Güncelleme: 17 Ocak 2020 Cuma 2:05 pmTTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Ali Özyurt hayatını kaybetti. Dr. Özyurt için 17 Ocak 2020 Cuma 11.00’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde, 12.30’da İstanbul Tabip Odasında tören düzenlenecek.
İstanbul Tabip odası’ndan yapılan açıklamada “Mücadelen, umudun, heyecanın, enerjin bize her daim yol gösterecek. Unutulmayacaksın..” denildi. Barış Akademisyenlerinden yapılan açıklamada ise “Barış akademisyeni, tıp doktoru, araştırmacı ve yazar hocamız Ali Özyurt’un hayata gözlerini yumduğunu büyük üzüntüyle öğrendik. Her mücadelesi ile hepimize ilham vermiş Ali Özyurt hocamızın ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz” ifadelerine yer verildi.
ALİ ÖZYURT KİMDİR?
1963 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ali Özyurt, 1987 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1994 yılında Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı olan Özyurt, mücadeci kimliği ile tanınıyordu. Sağlıkta şiddet, Tam Gün Yasası, iktidarın sağlıkta dönüşüm programı derken bir süre önce böbrek kanseri, ardından akciğer ve böbrek üstü bezi metastazları (kanserin başka organa sıçraması) ile mücadele eden Özyurt, “Söz Uçar Yazı Kalır” ve “Umuduna Yaşamak” adlı kitaplarını yazdı. Dr. Ali Özyurt, gazetemize verdiği son röportajında “Yaklaşık 33 yıla varan bir tabip odası aktivistliğim var. 2004 yılında böbrek kanseri teşhisi konuldu ve sol böbreğim alındı. 2008’de akciğer metastazı ortaya çıktı. O sıralarda biraz umutsuzdum. Moda’da zaman zaman deniz kenarında yürürken esinlenip bir şiir yazdım; Umuduna Yaşamak. Yeni kitabıma da isim oldu bu şiir” demişti. Özyurt, Barış Akademisyeni Prof. Dr. Hatice Kurtuluş ile yeni bir kitap için çalışma yaptıklarını ve otobiyografi tarzında olan kitabının yakın zamanda çıkacağını söylemişti. Özyurt, röportajında öğrencilik yıllarında Cumhuriyet gazetesini gizli gizli okuduğunu ve bu nedenle saldırıya uğradığını da anlatarak, şunları söylemişti:
“Yıl 1980. 12 Eylül olmuş ve iktisat fakültesini kazanmışım. Beyazıt Meydanı’nda durakta Cumhuriyet okuyorum. Bir faşist grubun saldırısına uğradım. 3 gün sonra tekrar gazeteyi okurken yanıma yaşlı bir adam geldi ‘Evladım gazeteyi sakla. Sana saldırırlar’ dedi. Sonra gizli gizli okumaya başladım. Cumhuriyet’le ilgili bir başka bir anım da 15 gün gözaltına alınmamla ilgili… 1985’te Cumhuriyet okurken bir cumartesi günü Ruhi Su öldü haberi gördüm, başka bir programım vardı ama cenaze törenine gittim. Binlerce kişi törendeydi. Cenaze namazı Şişli’de kılındı, ardından kalabalık kortej Zincirlikuyu’ya yürümeye başladı, polisler izin vermedi. Mezarlığa kadar yürüdük, çıkışta 170’e yakın kişi gözaltına alındı. 15 gün Gayrettepe’de gözaltında kaldım.”