Oda TV'den Sami Menteş'in haberine göre İki FETÖ’cü polisin “delil” olarak yer alan ifadelerini iddianamede yer aldı
Sami Menteş'in haberi ve yazısı şu şekilde: Gezi Parkı direnişine ilişkin aralarında Osman Kavala, Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamede yer alan şüpheliler hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamenin odaklandığı nokta ise 2013 yılında gerçekleşen Gezi Direnişi… Gezi’yi çeşitli örgütlerle ve dış güçlerle ilişkilendirme çabasında olunan ve 1 buçuk yılda yazılan iddianamede dikkat çeken noktalar bulunuyor. DELİLLER YENİDEN DEĞERLENDİRİLMİŞ: “KANSER HÜCRESİ GİBİ SIZMIŞ…” O noktalardan birisi, iddianameyi yazan savcı Yakup Ali Kahveci’nin soruşturmaya yönelik eleştirilere verdiği yanıt. Soruşturmayı FETÖ’nün kritik savcılarından Muammer Akkaş başlatmıştı. Savcı Kahveci, Muammer Akkaş eleştirilerine, iddianamede şu satırlarla yanıt verdi: “İddianamemizin tanzim edildiği dönemde şüpheliler, şüpheliler vekilleri ve bazı basın organlarında bu soruşturma evrakı ile ilgili olarak olayların yaşandığı dönemde devlet birimleri içerisine kanser hücresi gibi sızmış olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanı oldukları daha sonrasında tespit olunan şahıslar tarafından bu soruşturmanın başlatıldığı ve yönlendirildiği yönünde bir kısım iddialar ileri sürülmüşse de Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma safahatı sonunda ve özellikle 2016 yılı sonrasında soruşturmaya konu tüm delillerin ve özellikle de tapelerin tamamının yeniden kıymetlendirilmesinin yaptırıldığı, bu nedenle de iddia edildiğinin aksine dosyanın dış etkilerden ve bahsi geçen örgüt militanlarının dosya üzerindeki tüm etkilerinin ortadan kaldırıldığı hususunun da izahı zaruret arz etmiştir.” İDDİANAMEDEKİ TANIKLAR Yani Savcı Kahveci, FETÖ’yü devlet içine sızmış kanserli bir yapıya benzetiyor, dosyadaki delillerin tümünün yeniden değerlendirildiğini ve FETÖ’nün iddianamedeki etkisinin ortadan kaldırıldığını ileri sürüyor… Güzel… Peki, iddianamede tanık olarak kimler yer alıyor? İddianamede sanık olarak yer alan Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Mücella Yapıcı, Can Atalay ve diğerleri hakkında kimler ifade verdi? Biz bazılarından bahsedelim: Tanığın adı Ercan Orhan Aydın. Aydın, Gezi direnişi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünde Ekipler Amiri olarak Başkomiser rütbesinde bulunduğunu söylüyor. Gezi’nin başından sonuna kadar görevli olduğunu vurguluyor. Yani, Gezi’nin en şiddetli günlerinde de sahada olan bir polis. İddianamede ifadesine yer verilmiş. Tanıdığı isimleri şöyle anlatıyor: “Memet Ali ALABORA bu şahsı sanatçı kimliği ile tanınan birisi olduğu için bizzat eylemci grubun başında açıklamalarda bulunurken gördüğünü, Gezi Parkı olaylarının büyümesinde yaptığı açıklamalar ve twitter paylaşımları ile aktif rol aldığını bildiğini, Ayşe Pınar ALABORA isimli şahsın Memet ali ALABORA’nın eşi olması sebebiyle tanıdığını, bu şahsın da Gezi Parkı olaylarının başlangıcında ve devamında eşi ile birlikte rol aldığını gördüğünü, Ayşe Mücella YAPICI isimli şahsı da Taksim Dayanışması grubunun önde gelenlerinden birisi olduğunu, Taksim Meydanı, Mimarlar Odası civarında çok kez gördüğünü, basın açıklaması ve müzakere esnalarında grubun en önünde bulunduğunu, Şerafettin Can ATALAY isimli şahsın da avukat olduğunu, Taksim Dayanışması grubunun önde gelenlerinden olduğunu, gerek eylemlerde gerekse gözaltına aldığı şahıslarla ilgili çok kez şubede ve Gezi eylemlerinde gördüğünü, Tayfun KAHRAMAN isimli şahsı da Gezi Parkı eylemlerinden hatırladığını, Taksim Dayanışması grubunun içerisinde olduğunu, Taksim Meydanı ve Mimarlar Odası civarında Mis sokak üzerindeki eylemler ve açıklamalar içerisinden kendisini hatırladığını…” TANIK OLAN GÜVENLİK ŞUBE MÜDÜR YARDIMCISI… İddianamede ifadesi yer alan bir diğer isim Hasan Gül… Gezi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını belirtiyor. 31 Mayıs 2013’teki parka müdahale sırasında görev aldığını söylüyor. Görevi ise parkın boşaltılması için anons yapmak… Hasan Gül ise iddianamede sanık olarak yer alan isimler hakkında şunları söylüyor: “Osman KAVALA olarak bildiği şahsı kitlesi kalabalık olan eylemlerde gördüğünü ve kendisine danışılan bir tip olduğunu, Oyuncu olarak bildiği Memet Ali ALABORA isimli şahsı Gezi olaylarının ilk döneminde İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanındaki gösterilerde en önde gördüğünü, sloganlar attığını, Taksim Dayanışmasının yöneticisi olduğunu bildiği Ayşe Mücella YAPICI isimli bayanı da Gezi parkı kalkışmasının başından sonuna kadar yapılan bütün basın açıklamalarında ve eylemlerinde gördüğünü, Avukat olduğunu bildiği Şerafettin Can ATALAY’ın basın açıklaması adı altında yapılan çağrıları yönlendiren kişi konumunda gördüğünü, bu şahısla müzakere yaptığını, Mühendisler odasından olduğunu bildiği Tayfun KAHRAMAN isimli şahsı da Taksim Meydanı ve civarında yapılan basın açıklamalarında gördüğünü…” FETÖ’DEN TUTUKLANDI: ÖRGÜTÜN EN BÜYÜK SİLAHI İFTİRA ATMA… İddianamede muteber tanık olarak ifadeleri yer alan isimlere mercek tutalım. Ercan Orhan Aydın, İstanbul Emniyeti’ndeki görevinden sonra Sivas’ın Hafik ilçesine atanıyor ve orada FETÖ’den tutuklanıyor. Aydın, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söylüyor ve ifadesinde “eli kanlı terör örgütünün en büyük silahı olan gizlenme, yalan söyleme ve iftira atma durumlarını geç de olsa gördüğünü” söylüyor… Gelelim diğer tanık Hasan Gül’e… Hasan Gül, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdür Yardımcısıydı. 5 Ekim 2016’da FETÖ gerekçesiyle açığa alınan 12 bin 801 polis arasında bulunuyor. Polis Gül, haberlere ise şu ifadelerle yansımıştı: "Görevden uzaklaştırılanlar arasında 2 şube müdür yardımcısı ile 2 kritik büro amiri bulunuyor. Meslekten uzaklaştırılanlar arasında Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Hasan Gül ile Spor Şube Müdür Yardımcısı Ercan Bilgili bulunuyor. Bilgili, Gezi olaylarında eylemcilere karşı kullanılan gaz bombaları nedeniyle yaptığı açıklamalar ile gündeme gelmişti. Hasan Gül ise Güvenlik Şube'nin demirbaşlarından birisi olarak biliniyordu.” KADERİN CİLVESİ… Evet... İddianamede yer alan ifadeleri veren, savcının muteber tanıkları, FETÖ’cü çıktı! Gezi’yi FETÖ’ye bağlamak için sarf edilen çabada bu iki eski polisin de tuzu olması aslında bizi şaşırtmıyor. Zira... FETÖ’nün yayın organı Zaman Gazetesi, Gezi’nin ilk günlerinde eylemcileri “provokatör” ilan edip, her yeri yaktıklarını yalanını atmıştı. “Camide bira içildi” de ilk olarak FETÖ’nün Cihan Haber Ajansı üzerinden servis edilmişti. Savcı Kahveci’nin FETÖ’yü kanserli bir hücreyi benzetip delillerin yeniden incelendiğini ve dosyanın FETÖ etkisinden kurtulduğunu yazmasının ardından, iki FETÖ’cü polisin “delil” olarak yer alan ifadelerini iddianamede görmek, kaderin ufak bir cilvesi olsa gerek!
Muhabir: Oğuzhan Poyrazoğlu