Gezi /Haziran Dersleri-III

GEZİ’NİN LİBERAL OKUMASI

Gezi Direnişi’ne ilişkin tuhaf, yer yer iyi niyetli fakat pop-liberal bir okuma girişimi de var. Bu okuma biçimi, esas olarak örgütsüzlüğü kutsuyor ve neredeyse apolitik bir eylem olduğunu öne sürüyor. Bu çevre, direnişçileri neredeyse bazı mizah dergilerini okuyan, duvarlara esprili sloganlar yazan, neşeli ve zeki çocuklardan ibaret görüyor. Eylemin aşağıdan gelen, yatay, hiyerarşisiz ve siyasal hedeflerinin silik olmasına aşırı vurgu yapıyor. Dahası bu özelliği yeni doğru olarak sunuyor. Oysa Haziran eylemlerinin en belirgin talebi, “AKP iktidarına hayır” sloganıyla ifade edilen siyasal tutumdu. Bu belirgin siyasal talep ve hedef, o günlerde örtbas edilmeye çalışıldı. Bu bir uysallaştırma, isyanın devrimci ve laik karakterini silikleştirme girişimiydi. Kuşkusuz direnişte kimi liberter gruplar ve söz konusu mizah dergilerinin kültürüyle yetişmiş gençler de vardı. Hiç kuşku yok ki, isyana hem renk hem de zeka kattılar. Ama unutulmasın ki, Gezi eylemini Haziran direnişine çevirenler, gerektiğinde ağız dolusu küfür eden, büyük çoğunluğu daha önce hiçbir eyleme katılmamış, çevrecilik konusunda pek duyarlı oldukları söylenemeyecek emekçiler ve geniş cumhuriyetçi kesimlerdi.

BAYRAK EL DEĞİŞTİRDİ

Anımsanacağı gibi, 1 Haziran’dan itibaren Gezi isyanı sırasında çekilen bütün görüntülerde ve fotoğraflarda, bütün barikatlarda, polisle girilen bütün çatışmalarda ay yıldızlı bayrak vardı. Daha önce sol çevrelerde –bazı istisnaları olsa da- genellikle baskı, despotluk ve şovenizmin aracı ve simgesi olarak görülen Türk Bayrağı, birkaç gün içinde bir direniş sancağına dönüşmüştü. Haziran direnişçileri ay yıldızlı bayrağı gericiliğin ve faşizmin elinden almıştı. Direnişin çok önemli meşruiyet kaynaklarından biri de buydu. Marx’ın dediği gibi, ulusun sembolleri el değiştiriyordu. Bir ulusun sembollerinin emekçilerin eline geçmesi, o ülkede egemen güçlerinin kavgayı kaybetmeye başladıkları anlamına geliyordu. Evet, AKP kaybediyordu. Ama olmadı! Çünkü solcular bu sembolleri akıl almaz bir dar görüşlülük nedeniyle kısa sürede yeniden egemen güçlere, gericilere ve faşistlere iade etti. Sol üzerinde devam eden liberal etki, Kürt siyasal hareketinin baskın konumu ve solun özgüven eksikliği, bu sembollerin gerici-faşizan güçlere teslim edilmesinde önemli rol oynayacaktı. YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN