Gezi’ye ceza yağdı! Kavala’ya müebbet 7 kişiye 18 yıl hapis ve tutuklama

Yayın tarihi: 25 Nisan 2022 Pazartesi 10:17 am - Güncelleme: 25 Nisan 2022 Pazartesi 10:15 pm

Gezi davasında karar açıklandı. Mahkeme tutuklu yargılanan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Diğer sanıklara ise 18’er yıl hapis cezası verilerek tutuklandı. Bir hakim karara şerh düştü.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararlarının bozulmasının ardından yeniden görülmeye başlanan Gezi Davası’nın 6. duruşmasında karar açıklandı.

Mahkeme, 4,5 yıldır tutuklu olan iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası veren mahkeme, bu isimlerin tutuklanmasına hükmetti.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada duruşma savcısı celse arasında mütalaasını açıklamış, mütalaada, iş insanı Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı’nın ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilirken, 6 sanığın ise ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Mütalaada ayrıca, haklarında yakalama kararı bulunan ve ‘olayların organizatörleri’ oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dava dosyalarının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edilmişti.

Gezi davasında karar çıkmadı

‘DİRENİŞİ KİRLETME ÇABASINDAN VAZGEÇİN’

Duruşma öncesi adliyle önünde bir basın açıklaması yapan Taksim Dayanışması da bir kez daha ‘hukuksuz dava geri çekilsin’ çağrısı yaptı. Açıklamaya milletvekilleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Basın açıklamasında, “Ülke tarihinde bir onur sayfası olan Gezi Direnişi’ni karalama çabasından derhal vazgeçin. Herkesi Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hep birlikte baskılara direnmenin yolu Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaktır. Gezi yargılanamaz” denildi.

OSMAN KAVALA SEGBİS İLE KATILDI

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Osman Kavala SEGBİS bağlantısı ile duruşmaya katılıyor. SEGBİS’in video bağlantısındaki sorun sürüyor.

Çizim: Murat Başol

‘DOSYADA İLERLEME YOK’

Duruşmada ilk olarak söz alan yargılananlardan Mine Özerden’in avukatı Tuğçe Duygu Köksal, “Beraat kararının verildiği 18 Şubat 2020’den beri bu dosyada hiçbir ilerleme yok derhal beraat kararı verilmesi gerekir. Beraatın aksi yönünde ne delil toplandı? Hangi delil tartışıldı? Ben değil sözlü beyanlarım, dosyaya eklediğim taleplerimin de okunmadığını düşünüyorum. Beraat kararı istinaf mahkemesince esastan bozulmadı. İstinaf, dosyanın delillerin tartışılmasını ve Çarşı davası ile birleştirilmesi talep edilmişti. Anlaşıldı ki o dosyadan aleyhe hiçbir şey çıkmayacaktı dolayısıyla ara karardan dönüldü. O karardan sonra derhal beraat verilmeliydi ama onun yerine dosya esas hakkında mütalaa için savcılığa verildi. Esas hakkında mütalaada zımni beraat mütalaasıdır. Bir delil hukuka aykırıysa kabul etseniz ne olur? Hukuka aykırı olan hukuka aykırıdır. Ceza kanunumuz net. Müvekkilimin hakkını kullanması esas hakkında mütalaada “hükümeti kaldırmaya yönelik teşebbüse yardım” olarak nitelendirmiş. Esas hakkında mütalaada müvekkilin sağlıklı bir çevreye yaşama hakkına yönelik talebi kriminalize ediliyor. Deniz gözlüğü basınçlı suya karşı korur, maske gaza karşı, sargı bezi ise copla fişekle yaralandıysa ona karşı. Bunlar delil olamaz. Ortada hükümeti devirme suçu olmadığından yardım da söz konusu değildir. Müvekkilim hakkını kullandığı için suçlanmaktadır. Beraat talep ediyoruz. ” dedi.

“TOPLUMUN SUSTURULMASINI AMAÇLAYAN POLİTİK DAVADIR”

Avukat Köksal’ın ardından, Yiğit Ali Ekmekçi’nin avukatı Emel Ataktürk savunmaya başladı. Ataktürk, “Bu dava insan hakları için çalışanların ve sivil alanın yok edilmesine yöneliktir. Konusu suç olan eylemlerin yargılanması değil, hak savunucuları üzerinden tüm toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir davadır. Yargılamanın başından beri adil yargılanma ve bağımsız mahkeme ilkelerine yönelik ihlalleri sıralayan avukat Emel Atatürk: “Gezi ve Çarşı davaları yüksek mahkemelerde incelenirken siyasi otoriteler Gezi davası hakkında yorum yapmayı sürdürdü. Gezi ve Çarşı davaları yerel mahkemeye döndüğünde de müdahaleler sürdü. 30 ACM dosyaya daha hakimdi, beraat kararı verilmişti ama dosya tefrik aşamasına geldiğinde dosya hızla karara çıkarılmak için 30 ACM’ye değil mahkemenize verildi” diye konuştu.

“BU SUÇUMU VERİN DAVASIDIR”

Yiğit Ali Ekmekçi’nin diğer avukatı Hasan Fehmi Demir, “Bunlar “bana suçumu verin” davalarıdır. Çünkü bu davalarda suç yoktur, suçluluk inşa edilir, niyet okunarak suç yöneltilir. Müvekkillerimiz olmayan suçun savunmasını yapmaya çalışıyorlar. Yapmadıkları eylemleri kanıtlanmaları istiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bugün hapiste olan farklı fraksiyona mensup eski meslektaşlarının yöntemlerini tekrarlamakla kalmıyor, istismarcı Anayasa anlayışı ortamında temkinli davranırken, sanatı, hak savunusunu kriminalize etmeye çalışıyor. Gezi direnişi boyunca öldürülen tek kişinin adını dile getirmemiştir. Ethem’in katili polise verilen 15.bin ile kaç direk onarılır? Sizce biber gazıyla insanlarımızın öldürülmesi mi ülkemizin yüzünü karartır yoksa biber gazının kullanımına karşı çıkmak mı? Tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermek hukuki sorumluluktur” diyerek beraat talebinde bulundu.

Gezi davası mahkeme heyeti. Çizim: Murat Başol

Demir’in ardından söz alan, Gökçe Tüylüoğlu avukatı Bahri Belen “Mahkemenin beraatin dışında bir karar verme olasılığı yok. Müvekkilimin çalıştığı vakıfta yapılan denetimlerde hiçbir usulsüzlük bulunmadı. Müvekkilimin sorgusu da yapılmadı. Aslında bu dava hukukun siyasetle dansıdır. Siyaset dans etmek isteyebilir ancak hukukun böyle bir dansa izin vermemesi gerekir. Başta müvekkilim olmak üzere dosyadaki sanıklar hakkında, mahkemenin siyasetin dışında hakimler olarak bir karar vermenizi talep ediyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.” dedi.

SEGBİS’teki sorun çözüldü Osman Kavala duruşma salonunu selamladı. Çizim Murat Başol

“BU SAVUNMA HAKKININ İHLALİDİR”

Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Fikret İlkiz’in konuşmasıyla devam ediyor:

“Emniyete savcılığa talimat verme yetkisi verilirse ortaya 2 bin sayfadan fazla fezleke ortaya çıkar, 657 sayfalık bir iddianame ortaya çıkar.30 ACM’deki yargılamaya hiçbiriniz katılmadınız, orada neler konuşulduğunu bilmiyorsunuz. Biz tekrarların tekrarlarını yaşıyoruz. Yargı organları aynı şeyleri tekrarlatmak için insanları sanık yapma hakkına sahip değildir. Hükümete karşı suçlar kapsamında yapılmış bir dinleme yok bu dosyada. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verirken bunların zehirli ağacın meyvesi olduğunu söyledi. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ilk yargılama sırasında kaç iddianame düzenlerseniz düzenleyin aynı savunmayı yapacağını söyleyen Mücella Yapıcı, yine aynı savunmayı yaptı. Beş yıl sonra yine yargılarsanız yine aynı savunmayı yapacağız. Savcılığın esas hakkındaki mütalaası 72 sayfa, mütalaaya karşı aynı sayfalarla yanıt vermek için 72 sayfalık beyanımı sunacağım. Her olasılıkta derhal karar vermek istiyorsunuz. Savunma için süre verilmesine dair bir karar çıkmadı ağzınızdan. Başka bir ceza muhakemesini dikkate almıyorsanız savunma için süre verilir. Avukat Tora Pekin konuşurken 48 dakika oldu dediniz. Süre mi tutuyorsunuz? 10 dakika daha süre verdiniz. Bu savunma hakkının ihlalidir. O halde biz burada ne yapıyoruz? Bir ritüeli tamamlamak üzere savunma yapıyoruz. Bu insanlar size karşı ne kadar çok şey savundular! İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bekleyen bir dosyanız varsa getirin, bizi tekrar yargılayın! Hangi yasada yeri var bunun: Ne dersen de karar belli. Yargılanan sanıklar aslında yargılar. Şimdi siz bulunduğunuz yerden sanıklara bakıyorsunuz. Onlar da oturdukları yerden yargılandıkları için size sesini duyurmaya çalışıyorlar. Ravel, en bilinen eseri Bolero için “İçinde hiç müzik yoktur” der. Adaletin dağıtıldığı yer mahkemelerdir ama ne yazık ki içinde hiç adalet yoktur.”

“YENİDEN KIYMETLENDİRME LAFINI BİLEN YOK İLK DEFA DUYUYORUZ”

Avukat İlkiz’in ardından Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Evren İşler, “Yeniden kıymetlendirme lafının ne olduğunu bilen yok, ilk kez bu iddianamede duyduk. Herhalde kıymeti kendinden menkul.Önünüzdeki tape kayıtlarına baktığımız zaman bu dinlemeleri yapan hakimler ve emniyet mensupları delil üretmekten yargılandı ve cezalandırıldı. Mahkemenizde bir tek delil tartışması yaptırılmadı, bütün talepler reddedildi. Manasız bir birleştirme süreci yaşadık, hemen sonrasında da hızlı bir ayırma kararı verildi. İstinaf mahkemesi kararında ‘elinde bir delil yok bir de oraya bak’ diyerek çArşı dosyasını işaret etti. Baktınız bulamadınız ve dosyayı iade ettiniz” dedi.

‘BİZ SİZİ REDDEDİYORUZ’

“Siyasi bir liderle arasındaki bağı açık eden bir hakimin karar verme mevkiinde bulunmaması gerekir”  diyen Avukat Köksal Bayraktar ise şöyle konuştu:

“Bunlar üzeri örtülecek şeyler değil. Mahkemenin bir karar vermesi lazım, bu karar davadan çekilme şeklinde veya üye hakimin çekilmesi şeklinde olabilir. Biz sizi reddediyoruz. Bunun 4,5 yıldır tutuklu olan müvekkilimizin durumuna halel getireceğinin de farkındayız. Bu davada bazı arkadaşlarımız davanın siyasi olduğunu söyledi. Siyasi olduğu apaçık ortada, üzerine bir şey söylemeye gerek yok. Bu dava olağan dışı bir davadır. Bugüne kadar 20 hakim değişmiştir bu davada.”

ÜYE HAKİM AKP’DEN ADAY ADAYI

Hakan Altınay’ın avukatı Tora Pekin, üye hakim daha önce AKP’den milletvekili aday adayı olduğunu belirterek, yargılamanın bir anlam ifade etmediğini söyledi. M.B.’nin bu davadaki hakimlik görevini kabul etmemesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı M.Ö. Savcı E.Ş. görüşünü sorması üzerine savcı “Takdir mahkemenin” dedi. Mahkeme heyeti, üye hakim M.B.’nin davadan çekilmesi talebinin “davayı uzatmaya yönelik bir talep olduğuna” karar vererek talebi reddetti.

KAVALA’YA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI

Mahkeme heyeti daha sonra kararını açıkladı. Osman Kavala TCK’nin 312/1. maddesi uyarınca “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kavala’nın yargılama sürecindeki davranışları ve eylemi işleme biçimleri dikkate alınarak takdiri indirim uygulanmadı. Heyet, Osman Kavala’nın bu suçtan tutuklanmasına karar verdi. Kavala hakkında “Siyasal ve askeri casusluk” suçundan ise kesin ve yeterli delil bulunmadığından beraatine karar verildi. Kavala hakkında TCK’nin 312. maddesi uyarınca hükmen tutuklamaya karar verildiğinden casusluk suçundan tahliyesine karar verildi.

7 SANIĞA 18’ER YIL HAPİS CEZASI

Sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs” suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak bu suçların asli faili konumunda bulunan diğer sanığa suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunmaları nedeniyle icrasını kolaylaştırdıkları anlaşıldığı gerekçesiyle 18’er yıl hapis cezasına indirdi. Bu sanıklar için de takdiri indirim uygulanmadı. Heyet, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasını geri bırakmadı ve erteleme kararı vermedi. Sanıklara verilen ceza miktarı ve suçun niteliği dikkate alınarak tutuklanmalarına karar verildi.

9 SANIĞIN DOSYASI AYRILDI

Aralarında Can Dündar’ın bulunduğu 9 sanık hakkındaki dosyanın ayrılmasına karar verildi. Kararın açıklanmasının ardından ortalık karıştı. Duruşma salonundakiler “Her yer Taksim, her yer direniş” diyerek mahkeme heyetini yuhaladı. Mahkeme heyeti üyeleri kararı okumayı tamamlamadan salondan ayrıldı. Haklarında tutuklama kararı verilen 7 sanık için duruşma salonuna polisler geldi. Sanıklar alkışlar ve sloganlarla polis eşliğinde adliye içindeki polis merkezine götürüldüler. Karakoldaki işlemlerinin ardından cezaevine götürülecekler.

BİR HAKİM KARARA ŞERH DÜŞTÜ

Öte yandan, karar oy çokluğu ile alındı. Üye hakim, sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeterli delil bulunmadığından beraatlerine, tutuklu sanık Osman Kavala’nın tahliyesi ile diğer sanıkların tutuklanmaması görüşünde olduğunu belirterek karara şerh düştü.