YAŞ Kararları sonrasında 5 Generalin atamalar sebebiyle emekliliğini istemesinin yankıları devam ederken Odatv yazarı Müyesser Yıldız konuyu köşesine taşıdı.
https://tele1.com.tr/flas-iddia-generaller-yas-kararlarina-tepki-olarak-istifa-ettiler-78892/ Generallerin 'liyakatsiz atamalar' sebebiyle istifasını konu alan Yıldız, ' Deniyor ki; “TSK'nın yeniden yapılandırılması kapsamında Doğu-Batı Ordusu şeklinde iki ordu sistemine geçilmesi düşünülüyor”! Doğruysa, bir kez daha tekrar edelim. Evet, emperyalistler NATO'dan bağımsız tek ordu olan ve “4. Ordu” diye bilinen Ege Ordusu'nun lağvedilmesi peşindeydi, ama bu kadarını onlar bile istememişti!' ifadelerini kullandı. İşte o yazı: TSK'yı şekillendiren YAŞ toplantıları eskiden 3 gün sürerdi. Önce 1 günde bitirilir oldu. Bu yıl ise sadece 1.5 saatte tamamlandı. Toplantıdan sonra açıklanan terfi/emeklilik kararları ile geçen hafta yayınlanan tayin/atamalara tepki için çok sayıda subay emeklilik dilekçesi vermeye başladı. Doğu-Güneydoğu, Irak'ın kuzeyi ve Suriye'de PKK/YPG terör örgütüne karşı alarm durumundayız... Ege-Doğu Akdeniz'de, Rum-Yunan ikilisi ve bunların arkasındaki bilumum emperyalist güçlerle bilek güreşindeyiz... İşte bu şartlarda onlarca subay emekli ediliyor ya da emekliliğini istiyor, ama birkaç medya kuruluşu dışında haber bile olmuyor. Hoş, Ergenekon/Balyoz/Casusluk kumpaslarında bir kalemde yüzlerce subay tutuklandı da kaç tanesi umursadı? Ülkenin Genelkurmay Başkanı Silivri'ye atıldı da ne oldu? Veya bir diğer Genelkurmay Başkanı, gidişata tepki için emekliliğini istedi de kaç gün konuşuldu ki, 5-10 generalin emeklilik dilekçesi vermesi haber değeri taşısın, değil mi?ORAYA KORGENERAL VERİRLERSE
YAŞ kararlarından sonra bu yıl hiç kimsenin Orgeneralliğe terfi ettirilmemesi nedeniyle, 2'inci, 3'üncü ve Ege Ordu Komutanlıklarının Korgenerallerle idare edilmeye çalışılabileceğine dikkat çekmiştik. O günlerde Balyoz kumpasında yıllarca hapis yatan emekli bir general şu mesajı gönderdi: “Yunanistan'da 2 sene yeni kurulan NATO karargâhında görev yaptım. Orada Ege Ordu'nun adı 4'üncü ordudur. Buraya Korgeneral verilirse, bayram ederler.” Öyle de oldu, 22 Ağustos'ta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile sadece Ege Ordusu'na değil, 2 ve 3'üncü Ordulara da Korgeneral atandı, yani bu komutanlıkların seviyesi düşürüldü. Düşünün, Genelkurmay Karargâhı'nda kızakta “Afrin kahramanı” olan bir Orgeneral, İsmail Metin Temel var, ama ilaç niyetine de olsa hiç bir yere atanmıyor ve Korgenerallerle idare tercih ediliyor. Bu durumda iki ihtimal akla geliyor; Ya Temel'in “günahı” çok büyük ya da Orduların yapısının artık böyle olması isteniyor!EMEKLİLİK GEREKÇELERİ
Son kararlara tepki için emeklilik dilekçesi verdiği belirtilen generallerin gerekçelerini, merak edenler için kısaca anlatalım. Birincisi, 30 Ağustos geçmeden hiç biri konuşmak istemiyor. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla; Komutanlardan birisi, daha YAŞ öncesinde terfi ettirilmediği takdirde pasif bir göreve verilmesini, emekli olacağını söylemiş. Yönetim de öyle uygun görünce, emekliliğini istemiş. Bir diğeri, Korgeneral rütbesindeki bir görevdeyken Tümgeneral seviyesindeki bir göreve atanmasını kabul etmemiş. Bir başkası; 15 Temmuz darbe teşebbüsünün en önemli davalarından birisinin çok önemli tanıklarındandı. Aynı karargâhla ilgili davanın birisinde mahkemeye gelip, tanıklık yaparken, diğerinde dinlenmesi sağlanamamıştı. O süreçte peş peşe önemli görevlere atanırken, bu yıl Güneydoğu'ya tayin edilince, emekliliğini istemiş. Dördüncü bir isme gelince; İnanmayacaksınız, ama “Mobbinge” maruz kaldığı için emeklilik dilekçesi vermiş. Doğruysa, bir yandan böyle bir durum sözkonusu. Öte yanda Mahkeme kararıyla, emrindeki askerlere “Mobbing” uyguladığı tespit edilip, cezaya çarptırılan bir başka generalin görev süresinin YAŞ kararıyla uzatılması gerçeği var!GENELKURMAY KAPATILACAK MI
Bu detaylardan sonra genel tabloya geçelim. ABD ve AB, 1999'dan itibaren “Askeri vesayetin sona erdirilmesi” için Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasını istiyordu. Bu talep AB'nin Türkiye İlerleme Raporu'nda, “AB, NATO ve AGİT standartlarına rağmen, Genelkurmay Başkanı Savunma Bakanı’na karşı sorumlu olmak yerine, hala Başbakan’a karşı sorumludur” şeklinde dillendirildiğinde, 2002'de dönemin AKP'li Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, mevcut düzenlemenin devam edeceğini söyledi. O günün Komuta kademesi ise “Geçmişte denenmiş ve askeri işlerin siyasallaşmasına yol açmış” bu uygulamanın Türkiye'nin ihtiyaçlarına uymadığını bildirdi. AB, 2004'te aynı talebi tekrarladığında da Savunma Bakanı Gönül, “Ortak gündemimizde olmayan bir konu üzerinde Türkiye çalışma yapmak zorunda değil” dedi. Benzer talepler, hazırlanan çeşitli uluslararası raporlarda da yer aldı, ama beraberinde şunun altı çizildi: “Kendi sahaları içinde askerlerin mesleki uzmanlığı kabul edilmeli ve izlenecek politika konusundaki tavsiyelerine saygı duyulmalıdır.” Malûm, ABD ve AB'nin bu isteği 20 yıl sonra, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından hayata geçirildi. Kuvvet Komutanlıkları ile bağı kopan Genelkurmay Başkanlığı, adeta MSB'nin altında bir Genel Müdürlük konumunda kaldı... İzlenecek politikalar konusunda görüşlerini soran veya dikkate alan da yok... Şuraya geleceğiz; Bu yılki YAŞ kararlarıyla sadece 1 Tümgeneral Korgeneralliğe terfi ettirildi. O isim de son açıklanan atama kararıyla Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'ndan, MSB Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Genelkurmay'da görevli birkaç isim daha MSB'de görevlendirildi. İşte bu atamalar askeri çevrelerde, “Yoksa Genelkurmay kapatılacak mı?” gibi dikkat çekici bir değerlendirmeye yol açtı. “Emperyalistler bile bu kadarını istememişti” demekle yetinip, askeri kulislerde konuşulan bir başka iddiaya geçelim. “Orduların seviyesi düşürülüyor... Terfi/tayin mekanizması alt üst ediliyor... Kurmay subaylar yerine sivil kökenlilerin ağırlığı arttırılıyor...” ya; Tüm bunların sebebiyle ilgili bir çalışmadan söz ediliyor. Deniyor ki; “TSK'nın yeniden yapılandırılması kapsamında Doğu-Batı Ordusu şeklinde iki ordu sistemine geçilmesi düşünülüyor”! Doğruysa, bir kez daha tekrar edelim. Evet, emperyalistler NATO'dan bağımsız tek ordu olan ve “4. Ordu” diye bilinen Ege Ordusu'nun lağvedilmesi peşindeydi, ama bu kadarını onlar bile istememişti! Ülkemizin içinde bulunduğu şartlarda bunların konuşuluyor dahi olması karşısında hepimizin acilen şapkamızı önümüze koyup, “TSK nereye sürükleniyor?” diye sorması gerekmiyor mu?
Muhabir: Alp Yanardağ