Yerleşimciler ise Siyonist ideolojiye inanarak ‘Nil’den Fırat’a Büyük İsrail Devletini kurmak amacıyla dünyanın dört bir yanından taşınan ve gelir gelmez silah altına alınan Yahudiler’dir.
Her canı sıkıldığında Gazze’yi bombalayan, karadan dalan ve çoğunluğu çocuk, kadın ve sivil olan binlerce Filistinliyi öldüren İsrail geçen süre içinde kurucusu Şeyh Ahmed Yasin başta olmak üzere Hamas’ın lider, komutan ve yöneticilerinin büyük bölümünü suikast ya da havadan atılan füzelerle öldürdü.
Örneğin felçli olan ve tekerlekli sandalye ile camiye giden Ahmed Yasin 22 Mart 2004’de sabah namazı sonrasında F-16’dan atılan bir füze ile öldürüldü.
Oysa bazı bildik projelerin aparatları tipler Hamas’ın İsrail tarafından kurulduğunu söyleyecek kadar kendilerine verilen görevleri çok iyi yerine getiriyorlar.
Dönelim Gazze’ye..
Ağustos 2005’de İsrail’in Gazze’den çekilmesinden sonra Gazze ve Batı Şeria’da yapılan seçimleri Hamas kazandı. ABD ve AB’nin teşviki ile seçime katılan Hamas’ın beklenmeyen bu zaferi herkesi şoke etmişti. Bu zaferin nedeni ise 1993’de imzalanan Oslo Anlaşması ile Filistin halkının hiç bir hakkını elde edemeyen Yaser Arafat’ın başarsızlığı ve Hamas’ın silahlı mücadeleyi savunmasıdır. BM ve batılı gözlemcilerin gözetiminde yapılan seçimlerde Hamas’ın kazanmasını içine sindiremeyen ‘demokrasi savunucusu’ batılı ülkeler bildik iki yüzlülükleriyle her türlü kirli oyunun içinde oldular. Bundan cesaret alan İsrail o tarihten sonra onlarca kez Gazze’yi bombaladı ve dört kez karadan ve havadan saldırdı ama hiç biri işe yaramadı çünkü Hamas her seferinde daha da güçlendi. Üstelik Gazze’de yaşayan 2,3 milyon Filistinlinin suyu, yakıtı, yiyeceklerinin büyük bölümü ve yaşamsal tüm ihtiyaçları İsrail üzerinden taşınmaktadır.
Yalnızca bu gerçek Gazze’deki Filistinlilerin işgal ve kuşatmaya karşı ayaklanıp İsrail’e saldırması için yeterli bir nedendir.
Daha somut olarak İsrail suyu kesince Gazzeliler susuzluktan ölecek.
İsrail yakıtı kesince Gazze’de yaşam duracak ve insanlar elektrik olmayınca hastanelerde bile ölecek.
Batı Şeria’da durum bundan farklı değil.
Üç milyon Filistinlinin yaşadığı altı bin kilometrekarelik Batı Şeria 1967’den bu yana işgal altında ve dünyanın dört bir yanından taşınan Yahudiler silahlandırılarak buralarda yerleştirilmektedir.
İsrail işgalinin ne anlama geldiğini bir Allah bilir bir Filistinliler.
Hamas’ın radikal İslamını bahane eden İsrail ve yandaşları her nedense Batı Şeria’nın 75 yıllık işgalinden söz etmezler.
Üstelik 21.Yüz yıldayız.
Uzatmaya gerek yok.
Filistin’le ilgili binlerce kitap yazılmıştır ama ortada tek bir gerçek var :
FİLİSTİN dünyanın onlarca farklı ülkesinden taşınan Yahudilerin değil FİLİSTİN halkınındır.
Bu gerçeğin tüm detay ve boyutlarını yarın akşam Tele1 Gündem Özel’de saat 21.00’de Murat Taylan’la konuşacağız.
Merak edenler, gerçekleri öğrenmek isteyenler ve elbette sürekli yalan söyleyenler oturup izlesin.