30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama etkinliklerinde konuşan Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ sözünü rehber alarak, Cumhuriyetimizi, demokrasimizi ve bağımsızlığımızı daha da güçlendirme azim ve kararlılığındayız. Atatürk’ün izinde yürümeye devam edecek, ülkemizi, cumhuriyetimizi daha aydınlık yarınlara taşıyacağız” diye konuştu.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yılı Gaziemir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklerle, ilçede büyük bir coşkuyla ve gururla kutlandı. Festival Alanı’nda yapılan etkinlikler “Cumhuriyet ve Bugün” söyleşisiyle başladı. Yazar Zeynep Altıok Akatlı’nın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Işık Kansu ile Tarihçi, Yazar, Profesyonel Rehber Bülent Demirdurak, büyük zaferi, cumhuriyetin ilanına giden süreçte yaşanan tarihi gelişmeleri ve ülkemizin bugün içinde bulunduğu koşulları anlattı.
Söyleşinin ardından düzenlenen konserde Tolga Çandar sahne aldı. Tolga Çandar seslendirdiği kahramanlık türküleriyle, Gaziemirlilere bayram coşkusu yaşattı. Kutlama programında sahneye çıkan Gaziemir Belediyesi Halk Dansları Topluluğu da danslarıyla bayram coşkusuna ortak oldu.
“GÖREVİMİZ BAĞIMSIZLIK DESTANINI YAŞATMAKTIR”
Kutlama programında konuşan Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, “Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, milletimizin kazandığı büyük ve eşsiz zaferin 102. yıl dönümünde, bir kez daha özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Atatürk önderliğinde kazanılan bu zafer, milletimizin hiçbir güç karşısında boyun eğmeyeceğinin, vatanımızın her karış toprağının ne pahasına olursa olsun savunulacağının dünyaya ilanıdır. Atalarımızın kahramanlığı, fedakârlığı ve sarsılmaz iradesiyle yazdıkları bu büyük bağımsızlık destanını yaşatmak, bizlerin en kutsal görevidir” dedi.
“CUMHURİYETİMİZİ DAHA AYDINLIK YARINLARA TAŞIYACAĞIZ”
“Halkına güvenen, halkıyla birlikte bütün engelleri aşan, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan Büyük Önderimiz, Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı yoldan yürümeye devam edeceğiz” diyen Başkan Ünal Işık, “‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ sözünü rehber alarak, Cumhuriyetimizi, demokrasimizi ve bağımsızlığımızı daha da güçlendirme azim ve kararlılığındayız. Atatürk’ün izinde yürümeye devam edecek, ülkemizi, cumhuriyetimizi daha aydınlık yarınlara taşıyacağız. Bu anlamlı günde, Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve vatanımızın bağımsızlığı için canını veren tüm kahramanlarımızı minnetle ve saygıyla anıyor; gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Büyük zaferimizin 102. yılı kutlu olsun. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet!” diye konuştu.
“KARANLIĞIN KARŞISINDA OLACAĞIZ”
“Cumhuriyet ve Bugün” söyleşisinin moderatörlüğünü yapan Zeynep Altıok Akatlı, şunları söyledi: “‘Savaş cinayettir’ diyen Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, savaşın kazanımını bir kahramanlık, bir taraftarlık olarak görmezdi. Savaşın yıkımını vicdanında hisseder, halkını savaşın yıkımından aydınlık bir geleceğe taşımanın ne demek olduğunu içselleştiren vizyonla bakardı. Kurduğu Cumhuriyetin, demokrasinin başka savaşlar olmaması için, kalıcı bir barış için yapıcı ve iyilik ören bir liderdi. Çağının çok ötesinde bir lider olan Atatürk, bugün hala dim dik ayakta durmamızı sağlayan emanetini bize bıraktı. Demokrasinin olmadığı yerde barışın da olmayacağını çok iyi biliyordu. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı daha nice yıllar daha büyük coşkuyla kutlayacağız. Atamızın istediği gibi Cumhuriyetin, demokrasinin, eşitliğin yanında kalarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Nerede olursa olsun karanlığın üzerinde, karşısında olacağız.”
“30 AĞUSTOS AYNI ZAMANDA AKLIN ÖZGÜRLEŞMESİDİR”
Cumhuriyet Gazetesi’nin ve kurucusu Yunus Nadi’nin tarihi süreçte aldığı rolü anlatan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Işık Kansu, Yunus Nadi’nin çıkardığı Yenigün gazetesi, Kuva-yi Milliye’nin sesi olduğunu ifade etti. Cumhuriyetin ilanından sonra dönemin İstanbul basınının eleştireler getirdiği, bunun üzerine Atatürk’ün Yunus Nadi’den cumhuriyeti destekleyen bir gazete çıkarmasını istediğini anlatan Işık Kansu, Yunus Nadi’nin, Yenigün gazetesini kapatıp, Cumhuriyet Gazetesi’ni kurduğunu söyledi.
Cumhuriyet Gazetesi’nin, Atatürk’ün gazetesi olduğunu, 100 yıldır Atatürk ilde ve devrimlerini savunduğunu vurgulayan Işık Kansu, “Son yıllarda ulusal bayramlarımızı ve Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamamamız için çeşitli bahaneler üretildi. Son günlerde de 30 Ağustos’u kutlamamak için etkinlikler yapıldı. Bu yılda Ahlat’ta yapılan Malazgirt Zaferi etkinlikleriyle, 30 Ağustos’un önemi gölgelenmek istendi. Malazgirt Zaferi, Türlerin Anadolu’ya sahip oldukları bir dönemdir. Ancak saray rejiminin söylediği gibi Anadolu’nun Türkleştirildiği bir adım değildir. Çünkü Türkler millattan sonra 500. yılda Türkiye’ye yerleşmişlerdir. 30 Ağustos gölgelenmek ve yok sayılmak isteniyor. Çünkü 30 Ağustos bağımsızlığımızın simgesi. Sadece ulusal bağımsızlığımızın değil, aynı zamanda insanın bağımsızlaşması, özgürleşmesidir. Bütün doğmalardan uzaklaşarak aklın bağımsızlaşmasıdır. Cumhuriyet hem siyasal iktidarı hükümranlıktan, padişahlıktan alırken aynı zaman akıllarında bağımsızlaşmasını sağlamıştır. Saray rejiminin 30Ağustosu neden örtmeye çalıştığı ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
“CUMHURİYET BİR DÜNYA DEVRİMİDİR”
“Bizim 1923 devrimi, yani Cumhuriyet Devrimi bir dünya devrimidir. Tıpkı 1789 Fransız Devrimi gibi, 1917 Rus Devrimi gibi dünyaya mal olmuş bir devrimdir” diyen Işık Kansu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu devrimde Fransız Devrimi’nden izler vardır; eşitlik, özgürlük, kardeşlik gibi ilkleri içselleştirdiği, Sanayi Devrimi’nin getirdiği insanlık kazanımlarını içerdiği, reform ve Rönesans izlerini görmekteyiz. 1917 Rus Devrimi’nden de devletçilik ve halkçılığı almıştır. Türk Devriminin özgün yanı ise bugün çok üzerinde durduğumuz, emperyalizme karşı mücadele edilerek kazanılmış bağımsızlık inancıdır. Tüm mazlum uluslara örnek olmuş bir devrimdir. 30 Ağustos’un önemi çok geniştir; yadsınamaz, küçültülemez, gölgelenemez.”
“MUSTAFA KEMAL’İ ÇOK İYİ ANLAMALI VE SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Mustafa Kemal Atatürk’ün diğer ülkelerin liderleri ve komutanlarıyla yaşadıkları anıları anlatan Bülent Demirdurak, “Atatürk, bütün düşmanlarından bir dost çıkarmayı bilmiş bir devlet insanıydı. Akıldan hiçbir zaman vazgeçmedi. Mustafa Kemal, halk yönetimini kurmayı çok önceden aklına koymuştu. ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır’ diyen Mustafa Kemal, savaş alanlarında okullarda kendine öğretilenleri yapmamıştır, kendi taktiklerini uygulamıştır. Bu da düşmanı şaşırtmıştır. Eğitim hayatı boyunca bürün savaş kitaplarını okumuş bir insandı. 30 Ağustos Zaferi’nde birçok ezber bozulmuştur. Savaştan önceki son toplantıda, ‘Eğer başaramazsak meclisin kapısında beni asarsınız. Bütün sorumluluk bendedir’ diyerek savaşın tüm sorumluluğunu almıştır. Mustafa Kemal yalnız bir dahiydi. Mustafa Kemal, halk yönetiminin her şeyden önce gelmesi gerektiğini düşünen bir cumhuriyetçiydi. Bunu laik bir ülkede yapabileceğini biliyordu. Mustafa Kemal, bir devrimciydi, bir antiemperyalistti. Mustafa Kemal’i çok iyi anlamamız ve özellikle bugünlerde çok iyi sahip çıkmamız gerekiyor” dedi.