Gazi Katliamı: 26 yıldır etkin soruşturma yapılamadı

Yayın tarihi: 12 Mart 2021 Cuma 11:54 am - Güncelleme: 12 Mart 2021 Cuma 11:55 am

İstanbul’da 12 Mart 1995’te Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi’nde çıkan olaylarda yaşanan katliamın üzerinden 26 yıl geçti.

Gazi Mahallesi’nde önce bir kıraathaneye saldırım gerçekleşti. Silahlarla taranan kahvehanede 5’i ağır 20 kişi yaralandı. Saldırının ardından mahalleliler, protesto eylemi için bir araya geldi. Bu defa da bnu kitlenin üzerine polis ateş açtı. Bu olaylarda da çok sayıda kişi yaralandı, hayatını kaybedenler oldu.

Peş peşe gelen iki saldırıya tepki büyüdü ve protestolar yayıldı. Yaklaşık bir hafta süren olaylarda toplam 22 kişi yaşamını yitirdi.

26 yıl önce yaşanan ve bugün halen sıcaklığını koruyan katliam ile bir türlü yüzleşilemedi. Saldırıda yaşamını yitirenlerin aileleri defalarca yargı yoluna gitse de etkin bir soruşturma yapılamadı.
Gazi Katliamı’nda yaşamını yitiren Zeynep Poyraz’ın ailesi yaşadıklarını ve hukuki mücadeleyi TELE1’e anlattı.

Yaşananları Gazi Katliamı’nda 24 yaşındaki kızı Zeynep Poyraz’ı kaybeden Cemal Poyraz’dan dinleyelim:

“1995’te akşam saat 20:30’da televizyonlar başlık attı, televizyonda ‘Kahvaneler taranıyor’ diye başlık gördüm. Yer Gazi Mahallesi’ydi. Ben de işyerimdeydim. Haberi alır almaz Gazi Mahallesi’nde akrabalarımız olduğu İçin hemen oraya gittik. Gider gitmez kahvehanede yaralanan kuzenimi kanlar içinde gördüm. İnsanlar sokaklara dökülmüştü, yaşlı genç demeden insanlar yaşanan katliama karşı ses yükseltiyordu. ‘Alevi olmak suç mu?’ diye bağıranları duydum. Bir süre sonra ilerledik Halil Kaya’yı gördük alnından vurulmuştu. Üzerini kağıtlar ile örtmüşlerdi. Ben de kızımı kaybettim.”

“POLİSLER KATİLLERİ YAKALAMIYORDU”

“İnsanlar sokaklarda polislere neden katilleri yakalamıyorsunuz diye bağırıyordu. İlk günden sonra o ilk geceki katiller işlerini devlete bıraktı. Bu sefer, devlet genç yaşlı demeden insanları vuruyordu. Bütün bunlar 12 Mart’ta yaşandı. Ayın 13’ünde büyük bir direniş oldu. Ayın 14’ündeyse cenazelerimizi toplu olarak bir yere gömmek istedik. Ama o zaman bütün cenazelerin bir arada gömülmesine izin verilmedi. Bizler de farklı yerlere cenazelerimizi defnettik. 43 gün sonra tekrar bütün cenazelerimizi mezarlarından çıkarıp toplu olarak bir yere alıp anıt yaptık. Devlet anıtlarımızı dahi gözaltına aldı. 1 ay boyunca anıtlarımız gözaltında kaldı.”

“TÜYLERİM DİKEN DİKEN”

“Hayatımız boyunca yaşamadığımız acıları devlet bize yaşattı” diyen Poyraz, olayların üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen devletin adalet getirmek yerine sürekli olarak katliamı yapanları koruduğunu ifade etti. Poyraz,  “Bizler 26 yıldır bunlardan adalet bekliyorduk. Ama bunların adaleti başlarına çalınsın. Bizi bu acılarla götürecekler. Bugün katliamın 26’üncü yılı. Şimdiden tüylerim diken diken olmuş durumda. Ne umutlarla 24 yaşında bir genç yetiştirdik. 26 yıldır katillere gereken cezalar verilir mi diye bekliyoruz” dedi.

ANNESİNİ KAYBEDEN ÇOCUK…

Yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra o dönemde çocuk olanlar da halen o günü dün gibi hatırlıyor. Olaylar sırasında 16 yaşında olan Müşerref Bingöl, saldırılarda annesini kaybetti. Bingöl ise şöyle konuştu:

“Ben Fadime Bingöl’ün kızıyım. Annemi kaybettiğimde 16 yaşındaydım. Gazi Mahalle’sinde bir çok iş yeri tarandı. Üzerinden 26 yıl geçti. Bu süreye rağmen hangi kirli eller tarafından yapıldığı belli değil. Kahvehaneler tarandığı sırada ve sonrasında kolluk kuvvetleri gerekli müdahaleyi yapmadı. Yaşanan olayı engellemediler. Aksine suçluların bulması gerekirken mağdur olan tarafa baskı uyguladılar. Benim annem kalabalığın içinde çocuğunu görebilmek için yüksek bir yere çıkmıştı. Elinde ne bir taş ne bir sopa vardı. Sadece çocuğunu arayan bir anneydi.”

26 YILLIK MÜCADELE

“Katliamı gerçekleştiren katillerin isimlerinin bilinmesine rağmen göstermelik yargılandılar. Biz şehit aileleri olarak aynı gökyüzü altında olduğumuz aynı havayı soluduğumuzu biliyoruz. Hiçbir canımız bizim yaşadığımız acıları yaşamasın, hiçbir anne evlatsız, hiçbir evlat annesiz kalmasın diye 26 yıl boyunca adalet arayışımızı sürdürdük. Bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz.”