Merkezi Ankara’da bulunan Türkiye’nin en eski, en önemli deyim yerindeyse ‘olmazsa olmaz’ sivil toplum kuruluşlarından biridir.
Gazeteciler Cemiyeti’nin 6 Ekim’de genel kurulu yapılacak, üyeler yeni Başkan ve yöneticileri seçecek.
Cemiyet seçimi her dönemde önemli olmuştur ama ‘İfade özgürlüğünün dibe vurduğu, tek adam rejiminin ülke içinde ve dışında tartışıldığı, basının Saray’dan yönetilmeye çalışıldığı, Dezenformasyon Yasası’yla boğazımızın sıkıldığı’ bir zamanda bu seçimin önemi daha da artıyor.
İktidarın kendisini eleştiren kişi, kurum ve kuruluşlar üzerindeki baskısı sır değil. Gazeteciler Cemiyeti’nin bu baskıyı iliklerine kadar hissettiğini tüm üyelerin bildiğini sanıyorum.
‘Yandaş değilsen bizden değilsin’ stratejisiyle kalite ve kalibresine bakılmadan ‘liyakat’ kelimesinin sözlükte bırakıldığı, işsiz gazetecilerin her geçen gün arttığı bir dönemde Cemiyet seçime gidiyor.
Yaşayan üyeler arasında en eski isimler arasında yer aldığımı düşündüğüm, üyesi olmakla her zaman gurur duyduğum Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin faaliyetlerini her zaman yakından izledim ve fırsat buldukça seçimlere katılmaya çalıştım.
Değerli arkadaşım , meslekdaşım Başkan Nazmi Bilgin ve geçtiğimiz günler kaybettiğimiz meslek hayatımda önemli bir yeri olan TRT’de birlikte çalıştığımız değerli insan Savaş Kıratlı ağabey yönetiminde Cemiyet yıllardır yönetiliyor.
1970’lerden beri özellikle de son yıllarda Cemiyetin ‘şer odaklarına’ karşı korunmasında, birliğinin muhafazasında, basın özgürlüğü ve hepsinden önemlisi ‘Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğiyle ilgili (terör örgütlerine) karşı önemli mücadele verdiğini biliyoruz.
Eleştirilecek yönleri yok mu? Mutlaka vardır.
Ancak;
‘Demokrasi ve Basın Özgürlüğü bir çıkmazın eşiğindeyken, ülke sorunları her geçen gün içinden çıkılmaz hale gelirken, dış politika yerde sürünürken, bölgemizde savaş rüzgarları eserken’ emlak ofisiymiş gibi Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘mal varlığını’gündeme getirmek, sosyal medyada tartışmaya açmak, kişiler üzerinden kurumu yıpratmaya çalışmak, üye olmayanların hariçten gazel okuduğu bir ortam yaratmak sadece ‘şer’ odaklarının işine yarar.
Şüphesiz Cemiyet Yönetimi tartışılmalı ama bu kongrede seçim günü olmalı.
Ayrıca yarım asırdır tanıdığım Başkan Nazmi Bilgin’in ‘yurt severliğinin yanı sıra bir kuruşa tenezzül etmeyecek kadar dürüst’ olduğunu da biliyorum.