Gazeteciler, basın kartı sahibi olmasalar da yıpranma hakkından faydalanabilecek

Yayın tarihi: 14 Şubat 2020 Cuma 2:12 pm - Güncelleme: 14 Şubat 2020 Cuma 4:30 pm

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), basın çalışanlarının yıpranma hakkına ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Gazeteciler, basın kartı sahibi olmasalar da yıpranma hakkından faydanabilecek.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun gazetecilerin yıpranma hakkını düzenleyen hükmündeki basın kartı sahibi olma şartı kaldırıldı. Bu kararla birlikte basın kartı sahibi olmayan gazeteciler de yıpranma hakkından yararlanabilecek. AYM’nin iptal kararı yeni düzenleme yapılabilmesi için 9 ay sonra faaliyete geçecek.

Kanun maddesine göre basın çalışanlarının hizmet süresine her 360 güne karşılık 90 gün eklenmesi belirtiliyor. Bu haktan yararlanabilmek için basın kartı sahibi olma koşulu bulunuyordu.

İstanbul 22’nci İş Mahkemesi, basın kartı sahibi olan ve olmayan gazeteciler arasında ayrıma yol açması nedeniyle AYM’ye başvurdu. Mahkeme başvurusunda, basın kartı alabilmek için getirilen Basın İş Sözleşmesi kapsamında çalışma şartıyla işverenlerin doğal olarak kendi çalışma çıkarlarını gözeterek çalışma ve eşitlik hakkını ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürdü.

İptal istemini haklı bulan Yüksek Mahkeme ise kararında, bu hakka keyfi şekilde müdahale edilmesini önleyecek şekilde kanunla açık bir şekilde ortaya konulması gerektiğini belirtti.

BASIN KARTI KANUNA BAĞLANMALI

Ayrıca, fiili hizmet zammından (yıpranma hakkı) yararlanacak basın kartı sahibi olanların tespitinin Basın Kartı Yönetmeliği’ne bırakıldığının hatırlatıldığı AYM gerekçeli kararında şu tespitlerde bulunuldu: “Böylece basın kartı sahibi olmak için gerekli şartlar ve dolayısıyla fiili hizmet zammının uygulanacağı basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların belirlenmesinde temel esaslar ve ilkeler kanunla düzenlenmeyerek bu konudaki düzenleme yetkisi, yönetmelik aracılığıyla bütünüyle yürütme organına verilmiştir. Basın ve gazetecilik mesleğinde fiilen çalışanların fiili hizmet zammından yararlanmaları için kuralda olduğu gibi Basın Kartı Yönetmeliği’ne göre basın kartı sahibi olmaları şartının öngörülmesi yeterli değildir. Kanunilik ölçütünün gerçekleşmesi için sosyal güvenlik hakkının sınırlanmasına yol açan söz konusu düzenleme nedeniyle basın kartının niteliği ile ne şekilde verileceği konusunda ve bu kartın verileceği kişilerde aranacak şartları içeren temel ilkelerin anılan hakka keyfi bir şekilde müdahale edilmesini önleyecek şekilde kanunla açık bir şekilde ortaya konulması gerekir. Kanunda söz konusu temel ilkeler ve kanuni çerçeve belirlenmeksizin itiraz konusu kuralla sosyal güvenlik hakkına sınırlama getirilmesine imkan tanınması temel hakların ancak kanunla sınırlanabileceğini öngören Anayasa hükmünü ihlal etmektedir.”

BİLGİN: ANAYASA MAHKEMESİ KEYFİLİĞE KARŞI ÇIKTI

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Anayasa Mahkemesi’nin gazetecilerin yıpranma hakkının başlamasında basın kartı sahibi olmaları şartının aranmasının Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilmesini “Yüksek mahkeme keyfiliğe karşı çıktı” ifadeleriyle değerlendirdi. Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nün lağvedilmesi sonrasında oluşan Cumhurbaşkanlığı
İletişim Başkanlığı’na bağlı bir alt birim haline getirilen ve gazetecilerin gerçek temsilcisi olan örgütlerin dışlanarak oluşturulan Basın Kartları Komisyonu’nun basın kartları konusundaki icraatının ciddi sıkıntılar içerdiğini kaydeden Bilgin, “Yüzlerce meslektaşımızın basın kartları yenilenmediği gibi, yüzlerce genç gazetecinin başvurusu da birkaç devlet memurunun onların gazeteci sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmesine bırakılmış durumdadır. AYM’nin kararı her ne kadar yürütmeye dokuz ay içerisinde durumu düzeltme imkânı vermiş ise de, yıpranma hakkının kanunla düzenlendiğini, yönetmenlik veya keyfi değerlendirmeler ile kısıtlanamayacağını vurgulamaktadır. Basın kanunu çerçevesinde çalışmaya başlayan genç gazetecilerin yıpranma hakkı elbette ki mesleğe başladıkları, sosyal güvenliklerinin ödendiği ilk günden itibaren geçerli olmalıdır,” dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde ya basın örgütlerinin verdiği kartların ya da gazetecilerin çalıştıkları kurum kartlarının basın kartı olarak kullanıldığını kaydederek, “Bir süredir Türkiye’de de birçok meslek örgütü bu konuyu vurgulamakta, ülkemizdeki (Devlet kimin gazeteci olduğuna karar verir) anlayışını yansıtan ciddi anomalinin ortadan kaldırılması çalışması içerisindedir. Örgütlü dayanışma içerisinde Türkiye’deki basın kartı sorunu çözülmelidir,” dedi.

Bu arada, Anayasa Mahkemesi’nin gazetecilerin fazla mesaisinin zamanında ödenmemesi durumunda ödenmediği süre boyunca her gün işletilecek olan yüzde 5 faizin haksız ve ölçüsüz olduğu iddiasıyla yapılan itirazın da kabul edildiğini söyleyen Bilgin, “Bu faiz gerçekten yüksekti. Fiili olarak uygulanması zordu. Ancak gazetecilere gazete sahiplerine karşı ciddi bir güç sağlıyordu. Oran düşürülse belki