Sözcü gazetesi yazarı usta gazeteci Bekir Coşkun hayatını kaybetti. Bekir Coşkun bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Coşkun, 20.30 sularında rahatsızlanarak hayatını kaybetti.

75 yaşındaki gazeteci Bekir Coşkun, akciğer kanserine yenik düştü. Uzun zamandır akciğer kanseri nedeniyle tedavisine devam edilen Bekir Coşkun hayatını kaybetti. https://tele1.com.tr/gazeteci-bekir-coskunun-vefati-turkiyeyi-derinden-sarsti-246978/ Doğa ve hayvan sevgisiyle tanınan Bekir Coşkun 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü'nde son kez okurlarıyla buluşmuştu.

İŞTE BEKİR COŞKUN'UN SON YAZISI

Bugün Dünya Hayvan Hakları günü. Daha birkaç gün önce, Karadeniz'deki bir üniversitenin bahçesindeki dişi köpeğin vajinasından el feneri çıkarttılar… Kutlu olsun… ★ Bir köyün anız tarlası ya da üniversitenin bahçesi… Bu millet, hayvanları birer can gibi göremedi… Bizim medya bile ölen hayvanlar için hâlâ “Telef” diyor… “Kuşlar telef oldu… Atlar telef oldu…” Onların “can” olduğunu anlamadılar… ★ Lütfen yakınlardaki bir barınağa uğrayın… ★ Barınağın demir kapısı açılıp da birileri içeri girdiğinde, evlerden atılmış köpekler “Beni almaya geldiler” diye sevinç çığlıkları atarlar… Sokağa atılmış canlar “buradayım” der gibi bağırır Oyuncu küçük köpekler, kendilerini hatırlatmak için, o evlerde öğrendikleri takla atma, el verme gibi numaralarını yapmaya başlarlar. Hepsinin gözü kapıdan içeri girenlerdedir. Kimisi, “O gelenler bizimkiler, seninkiler değil…” dercesine yanındaki köpeği pataklar. Bir sevinç fırtınası eser barınakta. Kimisi kapatıldığı tel kafesin kapısına kadar koşup koşup döner. Kendilerini almaya geleni görmek için çırpınırlar, irili ufaklı köpekler, sevinç çığlıkları birbirine karışır… Ama kimse bir daha dönüp bakmaz… Gelenler gittiğinde, arkalarından bakıp, hüzünle tellerin arkasındaki köşelerine çekilirler… Bir özlem ve acının kahrı içinde, kuyruklarını dolayıp yüreklerine bastırarak, yeniden beklemeye başlarlar… “Telef” olana kadar… ★ Kamyonlara doldurulup sucuk fabrikalarına götürülen atlar… Önce ayağı sonra başı kesilen buzağılar… Hayvanat bahçesinde fındık yerine iğneli yemiş atılan flamingolar… Kuğulu Park'tan çalınıp ızgara yapılan kuğular… Çöplüklerde bir parça yiyecek bulmak için çöpleri eşelerken, silah eğitimi için vurulan bebek köpekler… Ve tüm bunları yapanları suçlu saymayan bir yargı… Hayvanlar toplu ölürlerse, medyadan sadece duyarsınız: “Telef” oldular… ★ Kutlu olsun… Bugün hayvan hakları günü… ★ Eğer diğer canlıları “can” gibi görmezseniz, kendi çocuklarınızın kanı sokaklardan eksik olmaz… Çünkü asıl “telef” olan insanın vicdanıdır…

BEKİR COŞKUN KİMDİR?

1945 yılında Şanlıurfa'da, memur bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Ankara’da Yüksek Gazetecilik Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1974’te foto muhabiri olarak işe başladı. Daha sonra polis muhabirliği, parlamento muhabirliği yaptı. 1978’de Günaydın Gazetesi'ne geçti. Köşesinin adı Dokuzuncu Köy’dü. 1987’de Sabah Gazetesi'nde Onuncu Köy başlıklı köşesini yazmaya başladı. 1993'te Hürriyet Gazetesinde geçti. Şu ana kadar yayımlanmış 4 adet kitabı bulunmaktadır: "Dövlet", "Avukatımı İstiyorum", "Pako'ya Mektuplar" ve "Ben Pako". Köpeği Pako’nun adıyla kaleme aldığı yazılar yayımlanmıştır. TRT'de yayımlanan "Pako’ya Mektuplar" adlı dizi başta BBC olmak üzere altı AB ülkesi televizyonu tarafından satın alınmıştır. Hayvansever kişiliğiyle de bilinen yazar; keman çalabilmektedir, bir doğa ve deniz tutkunudur. Yaz ayları Ayvalık'ın Cunda Adası'nda ikâmet etmektedir. Bekir Coşkun, 9 Eylül 2009 tarihi itibarıyla Hürriyet Gazetesi'de ayrılıp, 25 Eylül 2009 tarihi itibarıyla HaberTürk gazetesinde yazılarına başlamıştır. Ancak referandumda AKP hükümetine karşı yazdığı yazılardan dolayı baskı gördüğünü iddia eden Coşkun'un işine 20 Eylül 2010 itibariyle de son verilmiştir. Bekir Coşkun, 3 Kasım 2010 tarihinden itibaren Cumhuriyet Gazetesinde Onuncu Köy köşesinde yazılarına devam etti. Bir süre sonra Sözcü’de yazmaya başladı. Sözcü’de yazdığı dönemde rahatsızlanan Coşkun, kanser tedavisi görmeye başlamıştı.
Muhabir: Alp Yanardağ