Gazeteci gözüyle Kılıçdaroğlu
aldatıldım’ diyen ya da ‘mağdur’
edebiyatına sığınan bir Genel Başkan olmadığını gözlemledim.
Liderin ‘yukarıdan bakıyor mu, karşısındakini küçümsüyor mu, tehditkar ifadeler kullanıyor mu?’ hepsini anlayabilirsiniz.
Kılıçdaroğlu’yla yaptığım söyleşilerin hiç birinde bunları görmedim. Samimi, mütevazi, nezaket içerisinde , fikir soran ‘demokrasi, ifade özgürlüğü ve özgür basın’ konusunda son derece duyarlı, meslek kuruluşlarına önemseyen bir lider olduğunu söyleyebilirim.
Şüphesiz Kılıçdaroğlu tüm bu özelliklerini Cumhurbaşkanlığı Yönetimine de yansıtacaktır.
Ankara’da görev yapan gazetecilerin Kılıçdaroğlu döneminde şanslı olacağını düşünüyorum.
Gazetecilerin baskı ve tehdit altında olmadan , mesleklerini özgürce yapacaklarından kuşkum yok.
Eminim tarihi ‘Çankaya Köşkü’ yeniden renklenecek.
Bir zamanlar olduğu gibi Çankaya Köşkü’nün basın giriş kapısı akredite gazetecilere ayırım yapılmadan açık olacak.
Bir dönem olduğu gibi gazetecilik yarışı başlayacak. Ankara Gazetecileri ‘haber atlatma’ gibi keyifli bir meslek yarışı içinde olacaklar.
Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’nun zaman zaman düzenleyeceği basın toplantısında ellerine önceden sorular verilmeden özgürce kendi sorularını soracaklarına inanıyorum.
Gazeteci mesleğinin gereğini yapacak ama Kılıçdaroğlu’nun ‘gereğini yap!’ talimatıyla değil.
Basın kartlarına el konulmayacak. Tabii ki gazeteci olmayanların basın kartları iptal edilecek.
Belki de ‘sarı basın’ kartı dönemine dönülecek.
Şüphesiz her dönemde olduğu gibi aralarında ‘yeni döneklerin’ dedi-kodusunu da yapacaklar
Kılıçdaroğlu döneminde sadece Çankaya’da değil, bakanlıklarda da özgürce gazetecilik yapılacağını düşünüyorum.