Gazete Duvar’da deprem

Yayın tarihi: 14 Ekim 2021 Perşembe 10:00 am - Güncelleme: 14 Ekim 2021 Perşembe 12:36 pm

Gazeteci Ali Duran Topuz, Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Gazete Duvar’dan ayrıldı. Topuz’un kararının ayrılık haberleri peş peşe geldi.

Türkiye’de internet gazeteciliğine güçlü bir soluk getiren Gazete Duvar’da kriz çıktı, ayrılık haberleri peş peşe geldi. Gazeteci Ali Duran Topuz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Gazete Duvar’la yollarının ayrıldığını duyurdu. Topuz’la beraber İcra Kurulu Başkanı ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ömer Araz’ın da yayın sahibi Vedat Zencir ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle görevinden ayrıldığı belirtiliyor.

Topuz, Türkiye’nin ilk vicdani retçilerinden Vedat Zencir’in sahibi olduğu, Ağustos 2016’da yayın hayatına başlayan Gazete Duvar’ın kurulduğu günden beri Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyordu.

Twitter hesabı üzerinden kararını açıklayan Topuz’un daha sonra kararını mesai arkadaşları ile de paylaştığı belirtildi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Topuz, ”Her şeyin bir başı vardır bir de sonu. GazeteDuvar ile bir bağım kalmamıştır. Mesai arkadaşlarıma, yazarlara, okurlara binlerce teşekkürler. Eleştiren, kızan, öven herkese de şükran. Hakkınızı helal edin. Bir kişiye hakkım helal değil. O kendisini gösterecek zaten” ifadelerini kullandı.

ALİ DURAN TOPUZ

Kurumda çalışan gazetecilerin geleceği merak edilirken, Ali Duran Topuz’un bugün mesai arkadaşlarıyla bir toplantı yapacağı belirtildi.  Öte yandan Topuz’un ardından sitede yazarlık yapan birçok isimden ayrılık kararı aldı. Aralarında Gazeteciler Fehim Taştekin, Bahadır Özgür, Hakkı Özdal ile Duvarenglish Şef Editörü Cansu Çamlıbel, Sinema Yazarı Şenay Aydemir’in de olduğu o isimler ayrılık kararlarını şöyle paylaştı:

CANSU ÇAMLIBEL: Ali’nin davetiyle katıldığım GazeteDuvar ailesinde o olmadığı takdirde benim de olmam söz konusu olamaz. İyi gazeteciliğe inanan ve destek veren herkesle nasılsa yine yeniden buluşuruz. Bu kadar kıymetli bir çabaya bu şekilde veda ediyor olmak kalbimizi kırdı elbet.

BAHADIR ÖZGÜR: Ali Topuz bir an dahi tereddüt etmeden yazı yazma imkanı sundu bana. Onun siyasal bakışının, ahlakının, üslubunun ürünü olan Duvar sayesinde çok fazla şey kazandım. Hakkını o da helal eder umarım. Duvar emekçilerine de sonsuz teşekkürler. Başka yerde görüşürüz yine…

KEMAL CAN: Ali’nin söylediği gibi “her şeyin bir başı bir de sonu var”. Hepsinin başında heves, sonunda üzüntü oluyor. Fakat az sayıda örnekte, bu aralığa yoğun bir emek ve başarı sığıyor. Duvar, Ali Duran Topuz’un özel çabasıyla böyle bir örnek oldu. Olmaya da devam edebilirdi. Yazık. Ali “sonu geldi” diyorsa, bu örneği var eden koşullar sürdüremeyecek biçimde tükenmiş veya hasar görmüş demektir. Bu mecburiyetleri defalarca ve bir sürü mecrada yaşadık. Hevesle başlananlara, çok emek verilenlere zamanı geldiğinde kendine ve işe saygı gereği son vermek gerekiyor.

ŞENAY AYDEMİR: Duvar daha proje iken çağırdı beni Ali Topuz. Tek satırıma, tek bir cümle edilmedi. Duvar sayesinde çok özel gazetecilerle çalıştım, güzel insanlarla tanıştım. Ama bu serüven de buraya kadarmış. Cuma günü yayınlanacak son yazı ile birlikte Duvar’daki yazılarıma son veriyorum.

HAKKI ÖZDAL: Benim için Duvar’ın başı Ali Topuz’la olmuştu, sonu da öyle oluyor.. 2016 yazından sonra, çok zor bir siyasal iklimde, çoğunu okuyucuların hiç görmediği onlarca insanın inşa etmeye başladığı Duvar’daki emekler baki kalacaktır. Orada bir iki küçük tuğlam olabildiyse ne mutlu bana.

AYŞE ÇAVDAR: Ne olduğunu bilmiyorum, saatlerdir anlamaya çalışıyorum, ama Ali’siz bir Duvar’da olmayacağım ben de.

DİNÇER DEMİRKENT: Duvar’daki son yazım. @alidurantopuz üniversiteden atıldıktan sonra yazar mısın dedi? Yazabilir miyim her hafta dedim. Dört yılı aşkın her hafta yazdım. Mutfağı tanıdım. Başta çalışana, okura, yazara teşekkür. Böyle bir son ise hayal kırıklığı.

İSLAM ÖZKAN: Kendisiyle çalışmaktan onur duyduğum değerli bir yöneticiydi @alidurantopuz. O istifa ettiyse, İslami gelenekten gelen ve kendini hala o gelenek üzerinden tanımlayan biri olarak bu güzel mecrada bana yer açan kişiye vefa borcudur istifa etmek. Cümleten yolumuz açık olsun.

METİN SOLMAZ: Kayahan’a bağlayasım var! İlk istifa ettiğimde “bana artık ihtiyacınız yok” demiştim. Garsondum. İkincide de garsondum. Kuşadası’nda, serdiğim masa örtüsünü buruşturup patronun suratına fırlatmıştım. Üzerime gelen şef garsonu nasıl ittirdiysem düştüğü yerde kıvranmıştı. Bir kere Datça’da bi kumsalın sonunda yer vardı işe girdiğimin ertesi günü et yemiyorum diye maraz çıkarmış, “yiyeceksin” demişlerdi. O malum eril cümleyle, olm siktirin gidin diye başlayarak istifa etmiştim. Bu böyle gitti. Benim kadar az maaşla çalışmış birisinin bu kadar çok istifa etmesi acayip tabii. İlk medya istifam da Siyah Beyaz gazetesinden gaste çıkamadan oldu. Efsanedir. Bir gün rakı içersek sorun anlatayım, bir sofrayı işgal edecek kadar da komiktir. Ankara Solfasol gazetesine yazmıştım vaktinde: https://docs.google.com/document/d/e/2PACX-1vSMNZfHtNYFSJyKpk6dzayA92jwTuszsmED2TcIJtuLDOpumIybpYjnur25jttJqF3_Kxs9JkVqbo6o/pub

Bir efsane istifam da Kıbrıs Gazetesi’nden olmuştur. Gazetede çıkan yazılardan daha çok okunmuştu istifa mektubum. Ki yayınlanmamıştı, internete düşmemişti (o vakit internet köydü). Velhasıl az çalışmış halimde bu kadar çok istifa ettim bi de çalışmış olsam peheeey lafı uzatıyorum. Çünkü elim varmıyor. Kalbim çok kırıldı. Bu Duvar işinde önde 3 tane insan var. 3’ü de çok iyi arkadaşım. 3’ünden de bu hayatta iyilikten başka bir şey görmedim. İsimleri gizli değil. Yayın Yönetmeni Ali Duran Topuz, Patron Vedat Zencir Müdür, Siyo Ömer Araz. Önce @merAraz40134101 sonra @alidurantopuz istifa ettiler. Pek bir şey açıklamadan. Ben bütün hikayeyi dinledim. Büyük oranda anladım da. Tarafımı da seçtim. Tarafım yazının başlığından belli olmuştur. Fakat bu işin bu şekilde bitmesini affedebilmiş de değilim.

Bu sefer farklı olacağını düşünmüştüm. Bu sefer “Türkiye muhalif medyası”nın klasik hikayesinin olmayacağını düşünmüştüm. Klasik hikaye şudur. Bir sol geleneğe yahut hakiki bir sermayeye dayanmayan muhalif yayınlar eninde sonunda kavga dövüşle ayrılır. Aman yanlış anlaşılmasın. Bir siyasi geleneğe dayanan muhalif yayın da olmaz zaten. Olmasın. Sadece gazete olsun yeter. Neyse. Diyeceğim şu. Bu üç arkadaşımın “bile” anlaşamamış olması beni çok üzdü. Yıktı. Bitirdi. Perişan etti. Eksiltti. Allah kahretsin diyorum. Susuyorum.

FEHİM TAŞTEKİN: Radikal kapanırken okurlarımız ‘Abi yeter ki yaz, taşa yaz, duvara yaz, biz bulur okuruz’ demişti! Veda yazımda ‘Ali Topuz da zor zamanda dosta ne göndereceğini bilendir, bana gönderdiği de Nesimi’den bir şaheserdi’ diye not düşmüştüm.  Sonra sevgili Ali Topuz ‘İşte duvar, gel yaz’ dedi. Ben de yazdım, 5 yıl, yaklaşık 500 yazı. Keyifle ve özgürce. Şimdi davetin sahibi gitti. Ahde vefamız vardır. Ve Ali Topuz ile Ömer Araz’ı çalışamaz noktaya getiren koşullar benim için de geçerlidir. Duvar benim için Radikal’in devamı gibiydi, bütün emekçilerine minnettarım. ‘Nefes aldığımız bir yerdi, güzeldi’ diyeceğiz.

AZMİ KARAVELİ: Duvar demek Ali Topuz demektir. Gazeteciliğin patronlarla bağımsızlık ilişkisini Duvar başaramayacaksa,2,5 senedir keyifle yazdığım yerde olmamın da anlamı yok. Şimdilik benden bu kadar. Bu vesileyle herkese ilgisi için çok teşekkürler. @alidurantopuz…

Edit: Ali Topuz’un ne kadar önemli ve güzel işler yaptığını belirtmek istedim. Elbette harika işler çıkartan Duvar ekibi olmadan Duvar olmazdı. Başta @ogunisik_olmak üzere hepsine çok teşekkürler. Tek adam rejimine karşıyken, her şeyi tek adama indirgemek gibi olmasın:)

MUSA ÖZUĞURLU: Ben de Duvar’dan ayrılıyorum. Son aldığım bilgiler, ilkesel olarak kabul edemeyeceğim bir durumun olduğunu gösterdi. GazeteDuvar okuyucularına, Ali Topuz’a, Ömer Araz’a, Barış Avşar’a editör arkadaşlara, Duvar ekibine binlerce teşekkürler. Başka bir yerlerde buluşmak dileği ile.

İRFAN AKTAN: 2016’nın güzel bir ilkbahar günü Ali Duran Topuz arayıp ‘Bir site kuruyoruz, senin de olmanı istiyoruz’ dediğinde, açık söyleyeyim, o dönemin siyasi koşullarında çok yaşamayacağını düşündüğüm bir tohuma can vermek üzere enerjimizin son gıdımlarını kullanacağımızı düşünmüştüm. Fakat Gazete Duvar, çok korkunç bir siyasi iklimde, kadrosunun müthiş uyumu sayesinde filizlendi. 2015 sonrası yıkımla birlikte yaşadığımız korkunç günlerin az da olsa tesellisi gibi oldu Duvar’da yaptığımız işler. Yakın zamana kadar, ideolojik olmaktan çok şahsi gibi görünen görüş ayrılıklarının Duvar’ın sarsılmasıyla sonuçlanmaması için elimden geleni, ilgililere gereken uyarılar eşliğinde yaptım.

Duvar’ın ustası Ali Topuz olmadan şahsen benim de olmayacağımı ifade ettim. Ne var ki bu sorunlar aşılamadı ve dün itibariyle Ali Topuz ayrıldığını açıkladı… Açıkçası bu süreçte ayrılma kararını açıklaması en zor kişilerden biriyim. Bir kere görüş ayrılığı yaşayanlar benim arkadaşlarım. Bu anlaşmazlığa tanık olmak beni epeydir üzüyordu zaten. Öte yandan bizler ayrılırken ayrılmayacak arkadaşımızın kötü hissetmeyeceği bir dil kurmak gerekiyor. Dolayısıyla ördüğümüz Duvar’dan ayrılan son kişi olmayı, haber müdürü, editör, muhabir, stajyer vd. arkadaşlarımızın işlerine devam etmelerini temenni ediyorum.