Gal arısı alarmı… ‘Yakın zamanda yiyecek kestane bile bulamayacağız’

Yayın tarihi: 27 Mayıs 2020 Çarşamba 11:14 am - Güncelleme: 27 Mayıs 2020 Çarşamba 11:14 am

Kestane üreticileri arasında ‘katil arı’ olarak adlandırılan kestane gal arısı, Düzce’de de görülmeye başlandı. Kestane ağaçlarının çiçek açmasını engelleyen ve kurumasına neden olan gal arısı, arıcıları endişelendiriyor.

Ana vatanı Çin olan ve Türkiye’de ilk olarak Yalova ile Bursa bölgesinde ortaya çıkan gal arısı, kestane ağaçlarının tomurcuklarına yerleşerek, çiçek açmasını engelliyor. Zamanla bu zararlı arılar, ağaçların kurumasına da neden oluyor. Son dönemde Düzce’de de görülmeye başlanan gal arısı, özellikle kestane üretimi yapan köylülerle birlikte kestane balı üreten arıcıların da korkulu rüyası haline geldi.

BÖCEK YETİŞEMEDİ

Türkiye Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Dayanışma Platformu Derneği Düzce Şubesi Başkanı Aykut Keleş, gal arısı ile mücadele edilmemesi durumunda kestane ağaçlarının tamamıyla kuruyacağını söyledi. Keleş, “Bırakın bal almayı, yakın zamanda yiyecek kestane bile bulamayacağız. Bu olaya detaylı ve tam olarak el atılması gerekiyor. Buna karşı bir böcek türü geliştirildiğini duyuyoruz. Fakat bu böcek türü buna yetişemiyor. Gal arısı daha hızlı ilerliyormuş. Bekliyoruz, aksi halde ormanlarımız iyice kuruyacak” dedi.

KARANTİNA ZARARLISI

Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz ise gal arısının önemli ekonomik kayıplara yol açtığını belirterek şu ifadeleri kullandı: Gal arısı kestane üretiminde önemli ekonomik kayıplara neden olan bir karantina zararlısıdır. Bu bir arıcık. Arı grubundan bir zararlı. Kestanelere gerçekten çok önemli zararlar vermektedir. Erginleri siyahımsı renkte, anten ve bacakları sarımsı kahverengi renkte, yumurta ve larvaları beyazımsı, erişkinleri ise sarımsı ve kahverengi bir zararlı. Ana vatanı Çin. 1941 yılında Japonya, Kore ve Nepal’de görülmüş. 1970´li yıllarda Amerika’da görülmüş. 2002 yılında başta İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerinde görülmüş. Ülkemizde ise 2014 yılında görüldü. Özellikle Yalova ve Bursa´da yayılmış durumda. Ancak ülke genelinde yayılması da ülkemiz açısından büyük risk oluşturacaktır.

VERİMİ DÜŞÜRÜYOR

Gal arısının yüzde 50 ile 75 oranında verim düşüklüğüne neden olduğunu da belirten Öztemiz, “Özellikle tomurcuklarda zarar veriyor. Tomurcuklarda gal oluşumuna neden oluyor. Çiçeklerde dökülmeler, gelişimde gerilemeler, meyve tutumunu engellemekte ve verimi yüzde 50 ile 75 arasında geriletmekte, çok önemli bir zarar oluşturmaktadır” diye konuştu. Öztemiz, gal arısıyla mücadelenin zor olduğunu dile getirerek şunları söyledi: Mücadelesi olmakla birlikte biraz zor. Nedeni ise özellikle tomurcuklarda geliştiği için yumurtasını tomurcuğa bırakıyor ve birinci derece larvalar kışı tomurcuk içinde geçiriyor.

AĞACI ÖLDÜRÜYOR

Mayıs ayına kadar tomurcukta kaldıktan sonra erginler tomurcuktan çıkıyor. Mücadelesinin zor olmasının sebebi tomurcuklar içinde gallar oluşturması. Sürgün gelişimi engellediği için yoğun bulaşmalarda ağaç ölümlerine neden olmaktadır. * Mücadelesinde mekanik ve kültürel önlemler, kimyasal mücadele ki biz entegre mücadelede en son çare olarak düşünüyoruz. Biyolojik mücadele var. Özellikle dayanıklı çeşitlilik noktasında çalışma var. Mekanik mücadele sürgünlerde zarar olduğu için sürgünlerde budama ile çözülebilir. Ama bunu ticari kestane üretimi yapılan bahçelerde önermiyoruz. Kimyasal mücadelenin yan etkilerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Tomurcuk içinde olması etki açısında da büyük risk oluşturuyor.

BİYOLOJİK MÜCADELE

Gal arısıyla en etkili mücadele yönteminin biyolojik mücadele olduğunu savunan Öztemiz sözlerini şöyle bitirdi:  İlk biyolojik mücadele ile ilgili çalışmalar 1950’li yıllarda başlamış. 1980’li yıllarda da biyolojik karşıtların salım çalışması yapıldı. Buna karşı mücadelede etkili olan yine bir arı türü olan ‘torymus sinensis’tür. Çok etkili olduğu söyleniyor. Şu an birçok Avrupa ülkesinde İtalya’da, Japonya’da, Kore’de başarılı bir şekilde kullanılıyor. Ülkemizde de doğal düşmanlarla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Birçok tür tespit edilmiş ancak Avrupa’da kullanılan arı türünün İtalya’dan getirilerek salımı gerçekleştirildi. Özellikle Yalova ve Bursa yörelerinde. Kısa vadede sorunu çözmek mümkün görünmüyor.