Futbol toplumsal düellonun temsili oldu.

Yayın tarihi: 23 Temmuz 2020 Perşembe 10:41 am - Güncelleme: 23 Temmuz 2020 Perşembe 12:35 pm

Hülya Coşkun

Süper lig bitmek üzere.
Son hafta maçları oynanmadan şampiyon belli oldu.
Medipol Başakşehir.

Kulüp, İSKİ, İBB ve sonra Medipol Başakşehir adını aldı.
Son ismiyle 6 yıllık bir kulüp.
..
Taraftarı olmayan yani stat geliri olmayan, logolu ürün satış gelirleri ve diğer ticari gelirleri olmayan, dekoder almak için tercih edilmeyen bir kulüp.
İlginçtir ki, seyircisi olmayan kulübün sponsorluk sözleşmeleri en büyük ve tek geliri.
..
Kısaca ifade edersek, sponsorluk sözleşmesi yapan işletmelerin amacı; binlerce ya da milyonlarca seyirciye sahip kulüplerin kitlelerine ulaşmak, böylece onların sempatisini kazanarak itibarlarını güçlendirmek ve satışlarını arttırmak.
Buradan bakıldığında, kazanılan şampiyonluk için medyanın “ şaibeli şampiyonluk” manşetleri ve rakip taraftarların da antipatisinin kazanılacağı düşünüldüğünde, sponsor olmanın profesyonel yapılma amacı taşımadığı ortaya çıkıyor.

Diğer bir açıdan bakıldığında ise” sponsor” işletmelere çokta haksızlık etmeyelim çünkü Medipol Başakşehir’in ilk sekizde oynayacağı maç ya da maçlar, Avrupa sahnesinde iyi birer reklam panosu olma fırsatını onlara sunacak.

Kulübün resmi sitesinden de duyurduğu sponsorları Mall of Istanbul, Medipol, Bürotime, Biltur, Turkısh Airlınes, İntercıty, Ziraat Katılım, Macron, Kığılı, Bilcee, Sırma, Burger King, Nikon, Denizbank,  İntermega Güvenlik, Deco-Vita, Fakir, Kalyon, Turex, Nef, Vodafone, Sunny. Bunlardan Mall of İatanbul, futbol aracılığıyla global tanıtım, forma reklamı olarak görünecek.

Tüm bu işletmelerin halkla ilişkiler ve iletişim çalışmaları içerisinde tutundurma faaliyetlerini gerçekleştirmediklerini sadece isim ve para desteği olarak var olduklarını söylemeliyiz. Teoride buna sponsorluk demiyoruz. Dolaysıyla, işte tam da bu nokta sıkıntı yaratan, dillendirilen bu desteklerin adaleti bozduğu mevzusu.

Öte yandan “Başakşehir’in hakemleri” gibi yeni bir slogan da bugünlerde futbol yorumcularının diline pelesenk. Tüm bu iddialar gerçek olsa da, kazanmış olmak altın madalya, kupa ve para gibi ödüllerle Medipol Başakşehir adına sonucu somutlaştıracak. Ama, kazanmış, şampiyon olmuş olmanın getireceği, simgesel düzlemde zafer, onur, itibar, prestij; hem bu oyuna hem de şampiyonluk durumuna aracılık eden diğerlerinin kazandığı bir ayrıcalık olmayacak.
Başakşehir’in şampiyonluğunun, endüstriyel futbolun bütünü kapsamında; eyleyenler arasında bir etkileşim tarzı olan kültürel pratiklerle, ritüelle, dramayla, adaletle, itirazla, rızayla ve pandemi yaklaşımıyla ilişki kurulabilir. Bu kültürel pratikleri, bir bakıma bugünün insanını anlamanın metaforları olarak da kabul edilebiliriz. Bu sezon oynanan futbol toplumsal düellonun temsili gibiydi.

Kulüplerin, oyuncuların, hakemlerin, topyekün oluşan mevcut kültürle karşılaşması, simgesel olarak bu karşılaşma anında meydan okuduğu unsurlara yönelik güçlü olma isteğinin kabullenişiyle son bulduğu bir sezon oldu. Ve bugünün yaşananları yarının tarihi olacak.

Kısa. Kısa

Gökhan Gönül derbide rakibi Fenerbahçe’ye gol attı. Sevincini frenledi. Yorumcular bu davranışını alkışladı. “Rakibine saygı” dedi.
Bu uydurma bir yorum.
Bu tür kliklerle seyretme kültürü üzerimden futbolu oyunu anlamlandıran futbol seyircisine yön vermek doğru değil.
Oyuncu golüne sevinecek.
Takımı sevinecek.
Rakip takım da keşke gitmeseydi takımdan diyecek.
Konu budur.
Sevinin futbolcular.
Taraftara duygularınızı açın. Onlar işin iç dengelerini ve duygularını sizlerin sözleri üzerinden tanısın.
Bu iletişime açık olun. Cesaretli olun. Siz, zaten cesaret liderlik gerektiren bir iş yapıyorsunuz.
Sevincini göster. Hazzı paylaş.

Selçuk İnan futbolu bıraktı.
Emre Belözoğlu’da açıkladı bırakıyor.
Kulüp yönetimleri futbolcuların jübilelerini yapmalı.
Bu vesileyle taraftarlarla bağlarınızı yeniden güçlendirirsiniz.
Aidiyet duygusunu hissettirir, sporseverleri, futbolseverleri, fanları yeniden buluşturursunuz.
Pazarlama kampanyaları ve imaj yönetimini profesyonelce yapmayı unutmadan jübile yaparsanız, yeni gelir kapılarını değerlerinizi saygın bir şekilde uğurlayarak açmış olursunuz.

Borussia Dortmund, 17 yaşındaki Jude Bellingham’ı 26.5 milyon pounda transfer etti.
Ülkemizde çok yetenekli çocuklar olduğunu biliyoruz.
Okullarla iş birliği yapmak en iyi yol.
Takımlarda yer alan 15-16 yaşlarında futbolcularımızı saha yarış içinde sorumluluk almaları için tüm medya ve izleyenler destek verelim.

Sportif direktörlük kursu açılıyor, orada kursiyer kurs veriyor. Futbolun yönetsel haline bu!

Trabzonspor Ahmet Ağaoğlu’yla beraber başlayan siyasi desteği bu kadar arkasına almasaydı. Kulübün, camianın ve kentin itibarına, imajına zarar veren söylem ve davranışlarda bulunmasaydı ve kurumsal ve kişisel iletişimi profesyonel yönetilebilseydi, şu an kaçan şampiyonluğa, taraftar sesini adalet için yükseltebilirdi.
Yapmıyor.
Çünkü, Trabzonsporlular adaleti seviyor.
İçselleştirmiş.
Bu kültüre uygun davranmayan başkan Ahmet Ağaoğlu tam da bu nedenle istifa etmeli.
Benim için senenin şampiyonu Trabzonspor’dur, taraftarıdır camiasıdır.