Genel

Zoom toplantısına yazarların bakışı: CHP'de değişime erken doğum yaptırıldı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Özgür Özel, Gökhan Günaydın, Engin Altay ve Bülent Tezcan gibi CHP’nin önemli isimleriyle gerçekleştirdiği toplantının görüntüleri internete sızdırıldı.  CHP’de değişim tartışmaları devam ederken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, partinin ileri gelen isimleriyle birlikte internet üzerinden toplantı düzenledi. İmamoğlu’nun öncülüğünde gerçekleştirilen online toplantının görüntüleri “Değişimin Gerçeği” isimli bir YouTube kanalından sızdırıldı. Siyaset gündemine bomba gibi düşen bu toplantıyı gazeteciler köşesine taşıdı. Sözcü yazarı İsmail Saymaz toplantıyla ilgili, "İmamoğlu'nun CHP'de nasıl bir değişimi tasarladığını, hangi kadrolarla yola çıktığını açıklama vakti geldi de geçiyor. Değişim olacaksa gözlerimizin önünde olsun. Kasetten izlemeyelim." ifadelerini kullandı. CHP'nin genel seçimi kaybetmesinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifa etmemesini eleştiren yandaş gazeteciler toplantının sızdırılmasının ardından Kılıçdaroğlu'na destek çıkarak toplantıya katılan CHP'nin A takımında yer alanların isimlerin istifa etmeleri gerektiğini yazdı. Yandaş gazeteci Abdülkadir Selvi ise toplantının sızdırılmasının FETÖ taktiği olduğunu söyleyerek, " Bülent Tezcan, Engin Altay, Onursal Adıgüzel, Tekin Bingöl daha önce Kılıçdaroğlu’nun ‘A takımı’nda yer alıyordu.  Özgür Özel ise CHP Grup Başkanı, Gökhan Günaydın Grup Başkanvekili olduğu için aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nu temsil ediyorlar. Hem Kılıçdaroğlu’nu temsil edeceksiniz hem Kılıçdaroğlu’nu devirmek için çalışacaksınız. Bu ilkesizlik demektir. Derhal istifa etmeliler. " ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun ‘A Takımı' diye bilinen, iktidar değişikliğinde Adalet Bakanı yapmayı düşündüğü Erkek dahil, bütün ağır topları İmamoğlu'nun safına geçti. İmamoğlu geniş bir koalisyonu yönetiyor. Özel'e yakın Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ile Malatya ve Adana milletvekilleri Veli Ağbaba ve Burhanettin Bulut; Altay'ı destekleyen Elazığ ve Kahramanmaraş milletvekilleri Gürsel Erol ve Ali Öztunç ittifakta yer tutuyor. Değişimcilerin PM'de çoğunluğu sağladığı iddia ediliyor. Bilhassa genç milletvekilleri destek veriyor. CHP'de artık birinin liderinin Kılıçdaroğlu, diğerinin İmamoğlu olduğu iki hakim eğilim var. İki eğilim arasındaki siyasi hesaplaşmanın ‘zoom' toplantılarında ya da kapalı kapılar ardında sürdürülmesi mümkün değil. Çünkü dünkü görüntüyle birlikte İmamoğlu'nun lideri olduğu değişime erken doğum yaptırıldı. İmamoğlu'nun CHP'de nasıl bir değişimi tasarladığını, hangi kadrolarla yola çıktığını açıklama vakti geldi de geçiyor. Değişim olacaksa gözlerimizin önünde olsun. Kasetten izlemeyelim.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde gerçekleştirilen online toplantının görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Yayınlanan videoda İmamoğlu'ndan söz alarak konuşan CHP'li isimler görevden alınan il ve ilçe yöneticilerinin yapacakları itirazın görüşüleceği Parti Meclisi'ni toplantıya çağırmak için imza toplama ve olağanüstü kongre toplanması konularını konuşuyor. 1) Partinin mevcut Grup Başkanı (Özgür Özel) ve Grup Başkan Vekilleri (Gökhan Günaydın) elbette değişim isteyebilir, bu yönde görüş bildirebilirler ancak hem mevcut durumlarını koruyup hem de paralel Merkez Yönetim Kurulu (MYK) tarzı toplantılar yapamazlar. 2) Partinin Grup Başkanı ve Grup Başkanvekilleri ismi üzerinde o makamlarda Genel Başkanı temsil etmektedirler. Kurultay çalışması yaparken partinin –hele ki CHP gibi 100 yıllık partinin- kurumsal yapısını zedeleyecek davranışlarda bulunamazlar ve Genel Başkanı temsil ettikleri makamlarda partinin bir belediye başkanını paralel genel başkan olarak kabul edemezler. Mesela Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Meclis'te partinin ve genel başkanın görüşlerini mi savunacak yoksa İmamoğlu'nun görüşlerini mi? 3) CHP gibi bir partide; tabanı, partinin genç dinamiklerini hatta örgütlü toplum kesimlerini işin içine katmadan, son 10 yılda parti yönetiminde bulunan, seçim öncesi Kılıçdaroğlu'nun ‘A Takımı'nda yer alan, şimdi karşı çıktıkları tüm politikaları onaylayan isimlerle değişim yapmaya çalışmak ‘değişim' kavramının içeriğini boşaltmak demektir. 4) Seçim öncesi MYK üyesi olan, milletvekili belirleme komisyonunda bulunan kimi 5'nci ve 6'ncı dönem ve ilk sıralardan milletvekili olan isimleri değişimin kurmay heyeti olarak belirlemek siyasi ahlak, adalet, hakkaniyet bakımından da sorunludur, yanlıştır.”

CHP'li yetkililere göre, Ekrem İmamoğlu'nun bazı partililer ile internet üzerinden yaptığı toplantı "parti geleneklerine uymayan, hiyerarşiyi dikkate almayan" bir toplantıymış. Bu görüşe katılmamak mümkün değil. CHP'li yetkililere göre, Ekrem İmamoğlu'nun bazı partililer ile internet üzerinden yaptığı toplantı "parti geleneklerine uymayan, hiyerarşiyi dikkate almayan" bir toplantıymış. Bu görüşe katılmamak mümkün değil. Parti içinde demokrasi olmalı, üyeler her düzeyde görüşlerini ifade edebilmeli ve parti içi görevler her üyeye açık olmalıdır ki parti disiplini denilen şey partiyi ele geçiren bir kliğin iktidarını korumanın aracı olmasın. Partinin Genel Başkanı, kaybettiği onca seçime rağmen yönetimden gitmemekte ısrarlı. Zaten bu da partinin geleneğinde olan bir şeydir. Kendisinden önceki Genel Başkan da öyleydi. Toplantıyı kaydedip, sızdıran "köstebeği" de o topluluğun arasına sokanın, partinin yönetim hiyerarşisinde yer alan birisi olduğunu öğrenirseniz de hiç şaşırmayın. Bu partinin geleneği böyle, ne yapacaksınız!

Toplantıya katılan isimlerden Bülent Tezcan, Onursal Adıgüzel, Muharrem Erkek, Selin Sayek Böke'nin CHP milletvekili adaylarını belirleme komisyonunda olan isimler olduğunu da hatırlatalım. Bu şu açıdan önemli; 'değişim' diyen isimler milletvekili adaylarını belirleyen isimler aynı zamanda. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçimi için çalıştığı dönemde, milletvekili seçim sürecini teslim ettiği isimler. Toplantıda Engin Özkoç'un da adı geçiyor. Özkoç'un aktardığı bir bilgi toplantıda paylaşılıyor. Parti Örgütü ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığına getirilen Özkoç'un da bu ekiple hareket edip etmediği de merak edilen konular arasında. Sonuçta sızdırılan bu videonun 'değişim' tartışmalarına soğuk bakan, seçim yenilgisinin sorumluluğunu tek başına almayacağı anlaşılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun lehine olacağı açık. Çünkü sızdırılan kayıttan sonra kimi il başkanlarının Kılıçdaroğlu'nun yanına geçtiği ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu belediye başkanlarını cumartesi günü toplantıya çağırdı. Toplantıya hangi başkanların katılacağı önemli. Bakalım süreçten kim güçlü çıkacak, ya da partiden kopmalar olacak mı?

İmamoğlu CHP için de Türkiye için de önemli siyasi bir aktör. Ortaya net bir şekilde çıkıp mücadele etmeli. Ekibini kendisi tanıtsa (bu video ile kim kimle öğrenmiş oldu kamuoyu) belki daha normal olurdu süreç. Ama ortamından içeriğine, sızan-sızdırılan-izlenen kayıt yeni siyaset adına umut vermiyor. Kemal Kılıçdaroğlu özellikle son seçim kaybından sonra partinin başında kalamaz. Ancak gelecek olanın şeffaf bir şekilde ortaya çıkıp, ideolojisini-hedeflerini-ekibini ortaya koyması gerekiyor. Öteki türlü İmamoğlu bir çukura yuvarlanacak. Büyük ekonomik ve hukuki buhrandan geçen Türkiye iyice çaresiz-alternatifsiz kalacak

Toplantıya katılan isimlerden Bülent Tezcan, Engin Altay, Onursal Adıgüzel, Tekin Bingöl daha önce Kılıçdaroğlu’nun ‘A takımı’nda yer alıyordu. Özgür Özel ise CHP Grup Başkanı, Gökhan Günaydın Grup Başkanvekili olduğu için aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nu temsil ediyorlar. O nedenle dünkü MYK toplantısında Özgür Özel ve Gökhan Günaydın’ın istifaları istenmiş. Hem Kılıçdaroğlu’nu temsil edeceksiniz hem Kılıçdaroğlu’nu devirmek için çalışacaksınız. Bu ilkesizlik demektir. Derhal istifa etmeliler. Dikkatinizi çekiyor mu, Kılıçdaroğlu’nun karşısına kim çıkıyorsa bir kasetle devre dışı bırakılıyor. Kılıçdaroğlu’nun önünde engel olarak kim gözüküyorsa medyaya sızdırılan bir kayıtla canına okunuyor. Deniz Baykal, bir kasetle darbesiyle tasfiye edilip yerine Kılıçdaroğlu getirildi. Cumhurbaşkanlığı yarışında Kılıçdaroğlu’nun kazanmasına engel olarak görülen Muharrem İnce üretilmiş bir kasetle, sahte dekontlarla adaylıktan çekilmek zorunda bırakıldı. Şimdi de Kılıçdaroğlu’na rakip olarak çıkan Ekrem İmamoğlu’nun Zoom üzerinden yaptığı toplantı sosyal medyaya servis edildi. Kim ki Kılıçdaroğlu’na dokunuyor, bir el devreye girip FETÖ’nün kullandığı şantaj-montaj kasetleri yöntemiyle onu devre dışı bırakıyor. Kılıçdaroğlu onlar açısından ne kadar vazgeçilmez bir isimmiş, ona dokunanı yakıyorlar. Şurası unutulmasın, kılıçla gelen kılıçla gider. Şimdi bu tür kumpaslar Kılıçdaroğlu’nun lehine gözükebilir. Kılıçdaroğlu rakiplerini tasfiye etsin diye kullanılabilir. Ama gün gelir aynı silah döner Kılıçdaroğlu’nu vurur. Kılıçdaroğlu’nu tasfiye etmek isterlerse ona karşı da aynı kirli tuzakları kurabilirler. Nedenle öncelikle Kılıçdaroğlu’nun bu yöntemlere karşı tepki göstermesi lazım. Hadi Muharrem İnce olayında suskun kaldı, Ekrem İmamoğlu işine bir tavır koymalı. Çünkü yarın aynı şey kendi başına gelebilir. Siyaset bu olmamalı. Hesaplaşmalar kasetlerle, kumpaslarla, şantajlarla, gizli kayıtlarla değil, kurultay zeminlerinde yapılmalı.

Ortada sadece baba-oğul ihaneti de yok, baba şüphelendiği A Takımı'ndaki oğullarını toptan gönderince onlar da soluğu fire vermeden babaya ihanet eden Zoom cephesinde aldı. Bunun adına da "değişim" dediler. Önceki gün medyaya düşen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başkanlık yaptığı Zoom toplantısından söz ediyorum. İzlediniz mi bilmiyorum ama o toplantı kendileri ne derse desin, tam bir "operasyon" toplantısıydı. Çünkü daha düne kadar A Takımı'nda yer alan herkes oradaydı. bu tür toplantıların yapıldığı bilinmiyor değil ama ortak fotoğraf verilmesi, bunun medyaya sızması ve eski A Takımı'nın İmamoğlu'nun yeni takımı olması, siyasette "değişim" bekleyenler açısından sarsıcı oldu. Kaset savaşları da böylece CHP'lilerin vazgeçilmezleri arasına girdi. Ama en önemlisi böyle "özel" bir toplantıyı bile beceremiyor olmaları ve ekip içinden birilerinin sızdırması. Çünkü Zoom gibi iletişim mecralarına ancak konuşanların bilgisayarından ulaşmak mümkün. Bu da içeriden sızma olduğunu gösteriyor. Artık söylendiği gibi bir danışman mı yoksa esas aktörlerden biri mi sızdırdı onu da yakında öğreniriz. Ya da sızmayı araştıracaklarını söyleyen İmamoğlu'nun gizli çalışmasıyla öğreniriz. CHP'lilerin deyimiyle "ihanet" tablosunun en hazin tarafı ise bırakın ortaya yeni bir siyaset koymayı henüz bir aday dahi çıkaramamış olmaları. İşin başında İmamoğlu var ve "başkan" pozisyonunda toplantıyı yönetiyor ama cesaret gösterip "Ben adayım" diyemiyor. Onun dışında pusuda bekleyen iki isimden söz ediliyor: Özgür Özel ve Gökhan Günaydın. Biri grup başkanı, diğer başkanvekili olarak temsil ettikleri Kılıçdaroğlu'na savaş açmışlar ama onlar da koltuklarını bırakmıyor. Etme bulma dünyası CHP'de daha çok ihanet kaseti göreceğiz.

İmamoğlu ve beraberindekilerin kamuoyuna yansıyan görüntülerinde parti içi iddiası olan bir ekibin önündeki sorular konuşuluyor, yol haritası belirlemeye çalışıyorlar. Ankara bir süredir bu grubun olağanüstü kurultay olasılığına karşı tartışmalar yürüttüklerini de biliyor. Hatta Kılıçdaroğlu’na muhalif grubun aşırı temkinli olduğu, bu çekingenlikle de parti içi mücadeleyi kazanma şanslarının düşük olduğu değerlendiriliyordu. Gelinen son aşamada “Gül-Erdoğan modeli” gibi bir ikili yapı bile konuşulmaya başlanmıştı. Kurultay süreci öncesinde CHP geleneğinde çok görülmeyen şekilde örgüte yönelik -görevden alma vb- bir dizi değişikliğe gidilmesi parti içi muhalefeti tetiklediği görülüyor. Kılıçdaroğlu’nun değişmesini isteyenler görevden almalara karşı harekete geçmeyi en doğru tercih olarak gördü. Parti Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırmak için imza toplanması kararlaştırıldı. Burada güçlü bir varlık sergilenmesinin olağanüstü kurultay için de yolu açabileceği hesapları yapıldı. Ancak bu girişimlerden haberdar olan Kılıçdaroğlu, sürpriz bir şekilde 22 Temmuz’da belediye başkanları, 23 Temmuz’da da Parti Meclisi için toplantı çağrısı yaptı. PM toplantısından önce de Merkez Yürütme Kurulu’nu toplayarak boş olan örgütlere atama yaparak olası eleştirileri önlemeyi amaçladı. Şimdi yanıtı aranan soru “Bu görüntüleri kim sızdırdı ve amacı ne?”… İmamoğlu ve toplantıya katılan diğer isimler görüntüler yayılır yayılmaz yaptıkları açıklamalarda Genel Merkez’deki bazı isimlerin “İhanet” olarak niteledikleri bu toplantıların olağan olduğunu açıkladı. Ancak toplantıya katılan isimlerle değişimi gerçekleştirmenin mümkün olup olmadığı sorularına karşı bir şey söylenmedi. Gösterilen adres CHP Genel Merkezi gibi duruyor. Görüntülerin yayıldığı adresler, atılan mailler ve sonrasında basına verilen bilgiler parti dışı olasılığını azalttı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve MYK üyelerinin tamamına yakınının bu girişimden haberdar olmadığı görüşü genel kabul görüyor. Bu sızdırma hareketi kimin işine yarayacak, liderlik yarışında kimi öne çıkartacak, kime zarar verecek, bunları zaman gösterecek. Şimdi sınırlı veri ile görülen bunun ne Kılıçdaroğlu’na ne de İmamoğlu’na yaradığı. Ama kesin olan bir şey var ki seçim sonrası dağınıklığı üzerinden atamayan ana muhalefet partisi yerel seçimler öncesi bir kez daha sıkıntıya düştü. İktidarın gerici, baskıcı, sermaye yanlısı politikalarına “dur” diyebilmek için bir kişiyi bile kaybetme lüksü olmayan CHP’nin, birbirine güvenmeyen kadrolarla ülkede iktidarı yakalaması zor. Bu mücadele mutlaka bir kişinin CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturması ile sonuçlanacak ama o kişi bu mücadelenin kazananı olmayacak.