Türkiye'de yaşayan yabancı sayısı Bulgaristan nüfusunu geçti!
Türkiye'de en az 4 milyon 924 bin 233 yabancının yasal izinle yaşadığını söyleyen Gökce, şu ifadeleri kullandı:
"Göç İdaresi Başkanlığı'nın güncel verilerine göre 3 milyon 246 bin 178 yabancı "geçici koruma", 33 bin 246 yabancı "uluslararası koruma" statüsünde Türkiye'de yaşarken, 1 milyon 122 bin 468 kişi de ikamet izniyle Türkiye'de yaşamına devam ediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2021 tarihli verilerine göre 168 bin 103 kişi "çalışma izni" sahibiyken, İçişleri Bakanlığı'nın 2016 - 2021 yılları arasında yayınladığı faaliyet raporlarına göre 354 bin 238 kişiye de vatandaşlık verildiği görülüyor.
Türkiye'de yasal olarak bulunan yabancıların toplam nüfusu İzmir nüfusundan büyük. Eğer yabancılar tek bir yerde yaşasaydı, o şehir Türkiye'nin en büyük üçüncü şehri olacaktı.
Türkiye'deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,17. Yabancıların da aynı oranda olduğu kabul edilirse yabancılar toplam Türkiye genelinde 1 milyon 518 bin 462 konut kullanıyor. Türkiye'de kaç düzensiz göçmen olduğu bilinmiyor. Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre 2019 - 2023 arasında 1 milyon 243 bin 883 düzensiz göçmen yakalanmış durumda.
Yakalanan tüm düzensiz göçmenler sınır dışı edilmiyor. Yakalananlar ilk olarak İçişleri Bakanlığı'na bağlı Geri Gönderme Merkezleri'ne gönderiliyor. Burada vatandaşı oldukları ülkelerin temsilcilikleriyle temasa geçiliyor ve yetkililerin değerlendirmesine göre sınır dışı etme kararı alınıyor. Sınır dışı etme kararını yargıya taşıyarak itiraz eden göçmenlerin bazılarının sınır dışı kararı iptal edilebiliyor. Bu durumda düzensiz göçmenler Türkiye’de kalmaya devam ediyor.
Dünya Bankası'nın bu yıl Nisan ayında yayınladığı rapora göre dünyada bugün 184 milyon göçmen bulunuyor. Bu göçmenlerin 37 milyonu da sığınmacı statüsünde. Zürih Enstitüsü'ne göre de 2050 yılında 1,2 milyar insanın iklim göçmeni olabileceği belirtiliyor. Göçmen ve sığınmacı krizine karşı akılcı ve bilimsel politikalar uygulanmadığı takdirde Türkiye gıda, barınma krizlerinin yanı sıra ciddi bir güvenlik ve demografik değişim tehdidi ile karşı karşıya kalacak.
Bütün şehirlerimizin de yerel yönetimlerinin yaşanan demografik, kültürel, mekansal değişime uygun politikalar üretmesi gerekiyor. Altyapı ve üstyapı alanında atılacak adımlar şehirlerimizin tarihi, kültürel dokusunu belirleyeceği gibi, iklim değişikliğinin yaratacağı ekolojik tahribat da şimdiden önlem almamızı bekliyor. Akıl ve bilim ışığında harekete geçmeye şimdi ihtiyacımız var."