Ekonomi

SGK Uzmanı Özgür Erdursun kötü haberi verdi: Sabit gelirliler için 'kabus' kapıda

Türkiye'de milyonlarca yurttaş, ekonomik krizin gölgesinde geçim sağlamaya çalışırken, gözler 2025 yılı asgari ücret zammına çevrildi. SGK Uzmanı Özgür Erdursun, sabit gelirli yurttaşlar ile ilgili kötü haberi verdi. Erdursun, "2025’te açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan milyonlarca sabit ücretli, sabit gelirliler bireysel ekonomik krizi daha da derinlemesine hissedecek ve yaşayacak" dedi.

SGK Uzmanı Özgür Erdursun, Dünya gazetesinde kaleme aldığı yazısında 2025 yılı için bazı öngörülerde bulundu. Yoksulluğun giderek arttığına dikkat çeken Erdursun, sabit gelirler için de 'kabusun kapıda olduğunu' söyledi. 

Erdursun, "2025’te açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan milyonlarca sabit ücretli, sabit gelirliler bireysel ekonomik krizi daha da derinlemesine hissedecek ve yaşayacak" dedi. 

Erdursun'un yazısı şöyle:  "Ülkemizde milyonlarca emekli, me­mur, ücretli, asgari ücretli kendi geli­rini kendileri belirleyemiyor. Emekliler ve memurlara TÜİK enflasyonuna göre, üc­retli çalışanlara da asgari ücrete yapılan zam oranlarında artış yapılıyor. Hatta ba­zı işletmeler, asgari ücretin üzerinde maaş alanlara asgari ücret zam oranlarının bile altında zam yapabiliyor. Durum böyle olunca sabit ücretle çalı­şanların gelirleri yaşanan enflasyon karşı­sında eriyor, alım gücü azalıyor. Ücretlerin satın alım gücü azalıyor."

"AB İstatistik Ofi­si’nin 2024 Asgari Ücret Satın Alma Gücü verilerine göre Türkiye; Karadağ, Slovak­ya, Sırbistan, Estonya, Letonya, Bulgaris­tan, Arnavutluk gibi ülkelerin üzerinde, Almanya, Lüksemburg, Hollanda, Belçika, Fransa, İrlanda, Polonya, Slovenya, İspan­ya, Litvanya, Hırvatistan, Romanya, Kıbrıs, Portekiz, Yunanistan, Malta, Macaristan, Çekya gibi ülkelerin gerisinde yer almak­tadır. Bu ülkelerde asgari ücretle çalışma oranı yüzde 3-5 arasında olması, diğer üc­retlerin daha yüksek olması, ülkemizde asgari ücretle çalışanların oranının yüz­de 50’lerde olması aslında ücretlerin satın alma gücü açısından daha olumsuz bir du­rum ortaya koymaktadır."

YOKSUL SAYISI ARTIYOR  "Ülkemizde ücretler daha az oranda ar­tarken, mal ve hizmetler daha yüksek oran­da artmaktadır. Bu durum ise yoksul sayı­sını artırmaktadır. Ülkemizde Asgari Ücret 17 bin 2 lira 50 kuruş iken Türk-İş’in 2024 Kasım ayı açlık sınırı (Dört kişilik ailenin aylık gıda harca­ması tutarı) ise 20 bin 562 TL’dir. Ülkemiz­de Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine gö­re 4/A SSK kapsamında 19 milyon 192 bin kişi çalışmakta iken, zorunlu sigortalılık kapsamında çalışan sayısı 16 milyon 947 bin kişidir. Bu sigortalıların ortalama yüz­de 70’i olan 13 milyon 434 bini açlık sınırı­nın altında çalışmaktadır."

YÜZDE 70'İ AÇLIK SINIRI ALTINDA AYLIK ALIYOR  "Ülkemizde 16 milyon 547 bin kişi ise emekli olarak ya da hak sahibi olarak ay­lık bazda emekli aylığı ya da ölüm ağlığı al­maktadır. Ortalama emekli aylığı ise 15 bin TL’dir. Emeklilerin de yüzde 70’inden daha faz­lası açlık sınırın altında emekli aylığı al­maktadır. Açlık sınırı dediğimizde sade dört kişilik bir ailenin hayatta kalmak için yemesi ge­reken gıda masraflarının tutarıdır. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 26 bin 712 TL’dir. Asgari ücret olan 17 bin TL, bekar bir ça­lışanın yaşam maliyetinin 9 bin 712TL ge­risinde kalmış durumdadır. Gıda ile birlikte diğer tüm temel harca­malar için haneye girmesi gereken toplam gelir olan ‘Yoksulluk Sınırı’ ise 66 bin 976 TL’dir."

DAHA DA DERİNLEMESİNE HİSSEDİLECEK "2025’e girerken TÜİK’in enflasyonuna göre memur ve memur emeklilerine yüzde 12, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine ise yüzde 17 gibi enflasyon farkı verilecek. Asgari üc­retin ise 22 bin bandında olması bekleni­yor. Bu durumda 2025’te açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan milyonlarca sabit ücretli, sabit gelirliler bireysel ekonomik krizi daha da derinlemesine hissedecek ve yaşayacak. Tüm bu veriler göz önüne alındığında çı­kan sonuç sabit gelirlere oransal artış dı­şında ayrıca intibak ya da seyyanen zam ya­pılması gerekliliğini ortaya koymaktadır."