Genel

'İstanbulya' adasındaki dünyanın en eski erotik grafitisi hakkında bilinenler

Yunanistan'ın Astypalaia adasında, bilim insanları dünyanın en eski erotik duvar resimlerinden birini buldu. Bazı kaynaklarda 'İstanbulya' adası olarak anılan rüzgarlı ve kayalık bir bölge olan Astypalaia'daki keşif, Dr. Andreas Vlachopoulos ve ekibi tarafından 2014 yılında gün yüzüne çıkarıldı.

Oniki Ada'nın anakaraya en uzağı olan Astypalaia'daki erotik duvar resminde, iki erkeğin cinsel ilişkiye girdiği an resmediliyordu. Peki, 2500 yıl öncesine tarihlenen erotik ve eşcinsel grafiti hakkında neler biliniyor?

Bir oymada, "Nikasitimos Burada Timiona'nın Dağına Çıkıyordu" ifadesi yer alıyordu. Yakındaki başka bir eserde ise “DION” (ΔΙΩΝ) adının yanında iki fallus resmediliyordu. Kuvvetli rüzgarlara maruz kalan adadaki keşfi şaşkınlıkla karşılayan Dr. Vlachopoulos, bu eserlerin erozyonlardan kurtulmuş olmasını 'muazzam' sözleriyle nitelemişti.

2014 yılında The Guardian'a konuşan arkeolog, "Sadece cinsel arzuyu ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda seks eyleminin kendisinden de bahsederken büyük harflerle kendilerine ait bir yer edindiler. Ve bu çok çok nadir bir olay" demişti.

Yunan Epigrafi Derneği'nin uzun süre genel sekreterliğini yapan Angelos Matthaiou ise, şu ifadeleri kullanmıştı: "Harfler kayanın yüzeyine çok ustaca kazınmış, bu da yazı sanatında eğitim alanların sadece filozoflar, akademisyenler ve tarihçiler değil, aynı zamanda adalarda yaşayan sıradan insanlar olduğunu da kanıtlıyor."

Bu keşiften önce ise, adada yeni inşa edilen konutların çalışmaları sırasında bir toplu mezar kalıntıları bulunmuştu. Toplu mezarda, yenidoğan bebeklerin kalıntılarına ulaşılmıştı. Adanın ana kenti olan Chora'nın yamaçlarındaki tatil evlerinin inşaatı projesi, 1990'ların sonlarında yapılan kazılarda binlerce insan mezarının ortaya çıkmasıyla durdurulmuştu. İki antik mezarlık tespit edilmişti: Katsalos ve Kylindra.

İlki, yetişkinlere ve çocuklara ait mezarların bulunduğu klasik mezarlıktı; ikinci alanda yapılan kazılarda ise yalnızca yeni doğan, bebek ve üç yaşın altındaki çocukların kalıntıları ortaya çıkarılmıştı. Bebek mezarlarının neredeyse tamamının çömlekler içinde bulunduğu belirtilmişti. Kil çömlekleri inceleyen uzmanlar, çömleklerin çoğunluğunun MÖ 600 ile 400 yılları arasına tarihlendiğini tespit etmişti. Toplu mezarda 3 bini aşkın çömlek bulunmuş ve kalıntılar, bebeklerin çoğunun Astypalea yerlisi olmayabileceğine işaret ediyordu.