Dünyada öncelikle koleksiyoncuların ilgi alanında olan bu bebekler aynı zamanda dizi, film ve reklam çekimlerinde, alzaymırlı hastaların kendilerini daha iyi hissetmeleri amacıyla, bebeğini kaybeden ya da bebeği olmayan kimi anne ve anne adayları tarafından kullanılıyor.
Bebek sanatıyla ilgilenen sanatçılar arasında tüm dünyada yapımı yaygınlaşmaya başlayan reborn bebekler, Türkiye'de de büyük ilgi görüyor.
Bu sanat alanıyla ilgili, Türkiye'nin ilk reborn stüdyosu olan Kadıköy'deki Nara Fine Arts Studio'da eğitim veriliyor.
Kursiyerler, 6 gün süren yoğun eğitim kapsamında demonte haldeki bebekleri önce boyamayı, ardından fırınlamayı, sonrasında hatlarını çizmeyi, saçlarını ve kaşlarını oluşturmayı öğreniyor.
Eğitim sonunda herkesin el becerisi ve tasarımına göre birbirinden farklı yenidoğan görünümlü bebekler ortaya çıkıyor.
Bu oyuncak bebeklerin en önemli özelliği insan ısısının bebeğe, bebeğin ısısının insana geçiyor olması. Bu özelliği ile de reborn bebeklerin gerçeklik hissi daha da artıyor.
Usta bir sanatçının elinden çıkan reborn bebekler, yüksek fiyatlı bir sanat eserine dönüşüyor. Fiyatları 2 bin liradan 10 bin dolara kadar çıkabilen bebeklerin sanatçıları, bu bebekleri çocukların oynayacağı bir oyuncak olarak kabul etmiyor.
Reborn sanatçısı Elena Redneva, sanatının özelliklerini ve inceliklerini anlattı.
"Newborn"un yenidoğan, "Reborn"un yeniden doğmuş anlamına geldiğini, yani bir bebeği bir kit üzerinden yaptıkları için yeniden hayata getiriyormuş gibi ifade ettiklerini belirten Redneva, bu sanatın ilk olarak 1960'lı yıllarda Amerika'da doğduğunu söyledi.
Bu sanatı icra ederken bir heykeltıraş ile çalıştığını belirten Redneva, "Heykeltraş, reborn bebekleri tasarlıyor, kalıplarını çıkarıyor. Bu kalıplar sınırlı sayıda olduğu için her birinin bir sertifikası var. Benim gibi reborn sanatçıları bu kalıpları alıyor ve üzerinde canlandırma işlemi yapıyor. Özel bir boya ile boyama işlemi yapılıyor. Her boyama aşamasından sonra mutlaka fırın kullanıyoruz. Bu boyama 50 kat da olabilir, 100 kat da olabilir. Her sanatçı kendi arzusuna göre boyuyor bebeği. Boyama aşaması bittikten sonra keçeden bebeğin saçlarını ve kirpiklerini yapıyoruz. En sonunda bebek, kollar, bacaklar ve kafa olarak bir gövdeye sabitleniyor." dedi.
Reborn bebek ile oyuncak bebek arasındaki farkları anlatan Redneva, "Bir oyuncak bebek fabrikada üretiliyor. Reborn ise ilk aşamasından itibaren el yapımı olduğu için çocuk oyuncağı değil, koleksiyon bebeği olarak biliniyor. Ben aynı heykeltıraşın aynı kiti üzerinden 10 tane bebek bile yapsam her biri farklı oluyor. Çünkü her birine farklı renk saç, farklı kirpik uygulanıyor. Reborn bebekleri genellikle koleksiyonerler tercih ediyor." diye konuştu.
ısıdan dolayı yumuşadığını, kendi ısısının insana, insanın ısısının bebeğe geçtiğini aktaran Redneva, bu sayede insana yenidoğan hissini verdiğini söyledi.
Reborn bebek vinil bazlı olduğu için, içinde kimyasal maddelerin bulunmadığını, insan temasında da
Redneva, bebeklerini başta koleksiyoncular olmak üzere, alzaymır hastası yakınlarını ya da bebeğini kaybeden veya bebeği olmayan anne ve anne adayları tarafından aldığını anlattı.
Koleksiyoncuların gerçeğinden ayırt edilemeyen bu bebekleri yakından takip ettiğini belirten Redneva, reborn bebeklerin fiyatının ise sanatçıya göre değiştiğini belirtti.
Sipariş üzerine değil içinden gelen ilhamla bebeklerini tasarladığını anlatan Redneva, "Aynı anda bir kaç bebek yaptığım için en erken hangi bebek doğacak bilemiyorum. Bebek yapımının en sevdiğim kısmı boyama kısmıdır. Bebekleri bitirdikten sonra saç ekimine geçiyorum. Bu bölüm bebek yapımının önemli bir kısmıdır. Bu çalışma 7-14 gün sürebilir." dedi.
Bebek yapmaya ilk başladığında, onlara bağlanmamak için satmak amacıyla tasarladığını kendisine kabul ettirdiğini dile getiren Redneva, yaptığı bütün bebekleri çok sevdiğini, elinden geldiğince ruhunu da kattığını sözlerine ekledi.
Kursiyerlerden bez bebek sanatçısı Şeyda Muhammed Yari, 7 yıldır bez bebek üzerine çalışmalar yaptığını ve kendisini geliştirmek için reborn bebek kursuna katıldığını söyledi.
Bu bebekleri gerçek bebek hissi verdiği için çok sevdiğini anlatan Yari, "Kucağıma alınca iyi bir his veriyor. Bedenimin sıcaklığını alıyor, huzur veriyor. İnsanlar da çok seviyor. Çünkü gerçekten yeni doğan bebeğe benziyor." dedi.
Oyuncak tasarımcısı Atefeh Beikzadeh de endüstri tasarımı ve oyuncak tasarımı eğitimi aldığını, İran'da 5 yıl boyunca bir hastanede kanserli hastalarla çalıştığını söyledi.
Kurs ilanını görünce çok sevindiğini dile getiren Beikzadeh, "Fotoğraflarda görüyordum, gerçek bebek gibi sarılıyorlar. Çünkü gerçek bebeğe çok benziyor. Kendim de bu duyguları hissetmek için bu kursa katıldım. Bu sanatı öğretmek amacıyla kendim de öğrenmek istedim." diye konuştu.
Hollanda'da oyuncak firması bulunan İranlı Elham Khanjari de, İran'daki ev hanımlarına bu sanatı öğretmek ve onların para kazanmasını desteklemek amacıyla kursa katıldığını söyledi.
Gerekli malzemeleri satın aldıktan sonra İranlı kadınlara ulaştıracağını, bebeklerin saçlarını bir kişinin, yüzünü başka bir kişinin yapacağını aktaran Khanjari, bu bebekleri daha sonra Hollanda'daki oyuncak firmasında satışa sunacağını ifade etti.
Bebek sanatçısı Şengül Karaoğlu da kursun çok keyifli geçtiğini dile getirdi.
Bez bebek, keçe bebek, waldorf bebek türlerini yaptığını ve reborn bebek sanatını da öğrenmek istediğini anlatan Karaoğlu, "Resim yeteneğim olmamasına rağmen Elena beni bu aşamaya getirdi. Çok incelikli bir iş. Sevmek ve istemek lazım. Biz bebekleri severek yapıyoruz. İsterlerse herkes yapabilir. Ben düz çizgi bile çizemem, damar çizdim burada. Kaş çizemem, kaş çizdim." diye konuştu.