Bir hayat burada soldu! İşte Pınar'ın katledildiği ev...
Pınar’ın katledildiği yer ‘Yayla’ denen bir bölge. Eskiden Gökova’daki köylüler yayla olarak kullanırmış. Şimdilerde Muğla’daki varlıklı ailelerin müstakil bağ evlerinin olduğu bir yer.
Birkaç dönümlük bahçeler içinde yöresel mimari ile işlenmiş sakin ve mazbut yapılar yığını. İlk bakışta sessiz ve huzur veren bir havası var. Ama artık ‘olay yeri’ olarak vasıflandırılan bahçeden içeri girdikten sonra bu sükûneti bozan o meşum cinayetin izlerini gördükçe tüylerim ürperdi. Ev metruk bir haldeydi. Yaşam belirtisi yoktu. Bahçede muntazaman bakımı yapılmış domates ve diğer sebzeler de olmasa burada bir yaşam olduğuna kimse inanmazdı. Bir de köşedeki depo... Kasalarla yığılmış bira şişeleri, bar tabureleri, renkli variller..
Eve yaklaşır yaklaşmaz ilk dikkat çeken üzerinde yanık izleri olan ve sundurmanın altında duran varil.
Musa Keseler Evin içinde gördüklerini şu sözlerle anlatıyor, "Evin içi dağınık bir haldeydi. Yerde halı kaymış, bir kenara doğru yığılmıştı. Boğuşma izleri olabilirdi. Şöminede de taze yanmış bir ateşin izleri vardı. Küller olduğu gibi duruyordu"
"Mutfakta da hiçbir canlılık yok. Arka odalardan birine metal bar tabureleri yığılmış. Yatak odasında eski bir yatak, üzerine yığılmış, kullanılamaz durumda eşyalar. Dışarıda artık kullanılamaz halde bir mangal. Bütün bunlar burasının eski veya yeni bir sevgili ile ‘romantik’ bir buluşma mekânı olamayacağını adeta haykırıyor."
Pınar'ın cansız bedeninin bulunduğu yer Bağ evine 10 kilometre uzakta. Yol kenarında, hafriyat ve atık dökülen bir bölge.
Cemal Metin Avcı’nın jandarma ve savcılıkta verdiği ifadenin ortaya çıkmasıyla, kan donduran cinayetir detayları da ortaya çıktı: “Saat 15.00 sıralarında kendisini aldım. Birlikte eve gittik. Kendisine yumruk attım. Yere düştü, kafasını yere çarptı. Biraz kan aktı... Boğazını 15-20 saniye kadar sıktım nefes alıp almadığını, tepki verip vermediğini kontrol ettim. Ancak nefes almıyordu.... Varili evin içine getirdim. Pınar’ı varilin içine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan iple boğazını sardım. Bir elimle ayaklarından, diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içine koydum... Petrolden iki 1.5 litrelik şişelerde benzin aldım. Varilin içine biraz tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi.”
Öte yandan Avcı’nın ailesi avukatlarını azletti. Yerine yeni bir avukat tayin edildi.