Prof. Dr. Diker, Ayasofya`nın yer üstünde olduğu gibi altında da bir tarihi barındırdığını anlatarak, şöyle devam etti: "Ayasofya`nın kuzeydoğu cephesinin hemen önünde yer alan mezar yapısı yerin 4 metre altında bulunuyor. `Hipoje` olarak bilinen bu yapı, Ayasofya`nın inşası sırasında yapılmış olan bir yer altyapısı değil, ondan çok daha önce M.S. 4. yüzyıla tarihlendirilen bir yer altı mezar yapısıdır. Bu yapı Ayasofya civarında bulunabilmiş en eski mimari eserdir. Bu yer altı yapısı sonradan yeniden işlevlendirilmek adına iki ucundan birer menfez bağlanarak diğer yer altı yapılarıyla ilişkili hale getirilmiştir. Erişimi epey zor olan bu yer çok bilinmiyor. `Hipoje`yi 1946 yılında ilk belgeleyen Ayasofya`nın ilk müze müdürlerinden Muzaffer Ramazanoğlu olmuş. Kültür ve Turizm Bakanlığının geçtiğimiz yıl sonunda burada yürütmüş olduğu temizleme çalışması kapsamında yaklaşık 4 tona yakın moloz, çamur tahliye edildi. Bu çalışmanın daha uzun vadeli bir arkeolojik çalışma sürecinde, Ayasofya`nın diğer yer altı yapılarını da kapsayacak şekilde devam ettirilmesinin çok doğru olacağını düşünüyorum."