Kış mevsiminin ikinci yarısında henüz kar yağmaması ve hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, arıları da etkiledi. Kış uykusuna yatmayan arıların kovandan çıkarak uçmaya devam etmesi, kolonilerin devamı için tehlike oluşturuyor.
2021 yılında Kahramankazan ilçesinde kurulan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Çiftliği’nde oluşturulan arı ünitesindeki arılar da kış uykusuna yatmadı. Kovanlarındaki kendi besinlerini tüketen arıların, kek ve şerbet gibi takviye gıdalarla beslenme süreci uzadı.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, 50 kovanın bulunduğu ünitede öğrencilerin uygulamalı eğitim aldığını, aynı zamanda arıcılara da eğitimler verildiğini belirterek, "Arı, iklim değişikliğine kolay adapte olan bir canlı; ama yaşadığımız süreç içerisinde özellikle iklim değişikliğinin fazla olması arıyı önemli düzeyde etkilemekte. Bu, önemli sonuçları da beraberinde getiriyor. İngiltere’de yapılan çalışmada arıların vücut yapısında değişiklik olduğu ve asimetrik kanatların olduğu ortaya çıkmış. İklim değişikliği, ısı artışının birden olması arıda davranış değişikliğini de beraberinde getirmiş" dedi.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Dr. Sedat Sevin, çiftlikte bulunan arıların henüz kış uykusuna yatmadığını, uçmaya devam ettiğini belirtti.
Dr. Sevin, "Geçen yıl şubat ayında hava sıcaklığında artış oldu, mart ayında tekrar kışa dönüş oldu. Arılar bahara girer gibi davranıp, ardından tekrar kışa girdiğinde çok ciddi ölümler şekillendi. Bu yıl çok daha uzun geçiş dönemini yaşadık. Özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde ekim sonu kış dönemine girmesi gereken arılar, neredeyse ocak ayı bitmesine rağmen kış uygusuna yatmadı. Bu da arıcılık için çok ciddi bir sorun haline gelecek. Türkiye ve dünyada ciddi problemlere sebebiyet verecek. Arıların davranışlarında değişikliğe, yeni hastalıkların meydana gelmesine, kışı çıkaramamalarına ve çok ciddi koloni kayıplarına neden oluyor. Arıcılar bizlere ulaşarak, ‘arım hala uçuyor, hala kış uykusuna yatmadı’ diye sorunlarını anlatıyor" dedi.
Dr. Sedat Sevin, normalde arının ilk besleneceği materyalin kendi ürettiği bal olduğuna dikkat çekerek, "Bal ve polen ile kışlık sürece kendisi için besin hazırlamakta. Ama iklim değişikliğine bağlı olarak sıcaklıklardaki artış maalesef kovanın içindeki besini arının hızlı şekilde tüketmesine sebebiyet veriyor. Kış döneminde içeriye takviye bir besleme yapılmadıysa ve bu durum önceden fark edilmediyse maalesef arı kış döneminde kovanda açlıktan ölüyor. Bizim arıcılara tavsiyemiz, güçlü bir kovan ile kışa giriş sağlayın. Yeterli balı yoksa havaların sıcak olduğu dönemde teşvik beslemesi yaparak, arıyı kışa hazırlamak zorundalar. Bu nedir? Koyu bir şerbet hazırlayabilir ya da arıya hangi kaynaktan olduğunu bildiği bal ile kek hazırlaması gerekir. Önemli olan koloniyi güçlü tutmak ve kışı geçirmesini sağlamak. Eğer bunu yapamazsak ciddi anlamda hem Türkiye’de hem de dünya genelinde çok ciddi koloni kayıpları olacaktır. Arıcı, arıyı kurtarmaya çalışıyor. Elinde bal varsa onunla, kek varsa onunla beslemeye çalışıyor. Bu keki de kendilerinin yapmasını öneriyoruz. Dışarıdan ne olduğunu bilmediği bal ile yaptığında arıya zarar verebileceğinin farkında olmalı" dedi.
Dr. Sevin, geçen yıl çok ciddi koloni kayıplarının yaşandığını vurgulayarak bu yılda ölümlerin beklendiğini belirtti. Dr. Sevin, "Ciddi ölümler bekleniyor, geçen yıl bunu yaşadık. Ankara’da geçen yıl yüzde 30-50’lik kovan kayıpları yaşadık. Çok ciddi kuraklık ve sıcaklıklarda yükseliş var, bu da arıyı ve arıcıyı üzecek bir durum oluyor. Şu anda bazıları koloni kayıplarının yüzde 30-40’ları bulduğunu söylüyor. Yeni başlayan arıcı belki de yüzde 100 kayıp ile bile karşılaşabilir" diye konuştu.