6 Şubat depremlerinde 6 çocuğunu birden kaybeden annenin sözleri yürekleri dağladı
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay’da birçok bina yerle bir olmuş ve binlerce insan yaşamını yitirmişti. 6 Şubat depremlerinin birinci yılında yürek yakan hikayeler ortaya çıktı.
Hatay'da yaşayan Hasar ailesi de depreme Öğretmenler Sitesi'ndeki evlerinde yakalandı. Selma Hasar (42), çocukları Mehmet (24), Seher (23), Özkan (22), Ahmet (16), Berat (12) ve Yağmur (8) ile birlikte enkaz altında kaldı.
Anne Hasar, depremden 79 saat sonra enkazdan arama-kurtarma ekiplerince yaralı olarak kurtarıldı. Ancak 6 çocuğunun da cansız bedenine ulaşıldı. Bacaklarından yaralanan ve fizik tedaviye devam eden Anne Hasar, eşi Abdurrahman (52) ile memleketleri Mardin'e taşındı.
Depremden 1,5 yıl önce üniversite okuyan çocukları Mehmet ve Seher için Hatay'a yerleştiklerini belirten Selma Hasar, "Kardeşleri, oğlum Mehmet'e, 6 Şubat akşamında doğum günü sürprizi yapacaktı ama olmadı. Onun bir küçüğü kızım Seher 23 yaşındaydı. Özkan 22 yaşındaydı, Ahmet 16, Berat 12, Yağmur ise 8 yaşındaydı. Hepsi depremde şehit oldu. Depremden önce Mehmet ve Seher, Hatay'da üniversite okuyorlardı. Mehmet, gastronomi, kızım Seher ise edebiyat son sınıf öğrenciydi. 5 Şubat gecesi yemek yedik, çay içtik ve sonra gece 01.00 gibi uyuduk" diye konuştu.
Deprem anını ve sonrasında yaşadıklarını unutamadığını ifade eden Selma Hasar, "Deprem anında uyandım ama başım dönüyor zannettim. Büyük oğlum, 'Anne deprem oluyor' diye bağırdı. Küçük çocuklarımı da alıp dışarı çıkacaktık. Kapıya yakındır, çocuklar kapıyı açıyordu hem yukarıdan hem de uzaktan ses geliyordu. Sanki yer yarılıyordu. 6 çocuğum ile beraber koridordaydık, arka arkayaydık. Onların arkasında ben vardım. Hepsi bana dönüp gözümün içine baktılar ve 'Anne' dediler. O sırada düştük. Sanki tavana çarpıp yere düştüm.
Yüzüstü düşmüştüm ve bacağım arkaya doğru altımda kalmıştı. Sonra çocuklarımı çağırdım, adlarını teker teker söyleyip seslendim. Büyük oğlum ve en küçük 2 çocuğumun sesini hiç duymadım. Diğerleri ile konuştuk. Seher çağırdı beni, onunla konuştum. Helalleştik. 22 yaşındaki oğlum Özkan ile konuştuk. Oğlum, bana 'Hakkını helal et anne, seni üzdüysem affet' dedi. Sonra Ahmet konuştu. En güçlü oğlum Özkan'dı, ev işlerinde ağır işleri o yapardı. Ona seslendim, 'Kardeşlerini çıkarıp, çıkın' dedim. Özkan ağlayarak, 'Anne, göğsümde büyük bir taş var. Nefes alamıyorum' dedi.
O an zaten ümidimi kestim, sonra bayılıp kendimden geçmişim. Hava da soğuktu, susuz ve aç günlerce kaldık. Bu acıya kelimeler kifayetsiz kalıyor, sözün bittiği yerdeyim. Şu an yıl dönümü olacak. Bakmayın böyle durduğumuza, yaşıyormuşuz gibi görünüyoruz ama onu insanın içine gelip bakın.
Gördüğüm kabuslarla uyuyamıyorum. Bir sürü psikiyatri ilacı kullanıyorum. Üzerine sıkıntı ve stresten guatr oldum. Eşim aynı şekilde hasta ve yemek yemiyor. Daha önce biraz daha iyiydim ama yıl dönümü yaklaştığı için bir aydır kötü olmuşum" ifadelerini kullandı.
Abdurrahman Hasar ise depremden 2 gün önce hasta olan annesini ziyaret etmek için Mardin'e geldiğini ve bu yüzden de vicdan azabı çektiğini söyledi.