Röportaj

Fares Anbar Gazze’de yaşayan bir müzisyen, Filistinli Sol Band müzik grubunun üyesi. 7 Ekim’de başlayan kanlı savaşın başından bu yana olanların şahidi. “Ben ve benim halkım şu an yemek ekmek falan bunları istemiyoruz artık biz güvenli hayat istiyoruz” diyor Fares. Savaşın hayatı ellerinden aldığı her masum gibi sesini duyurmak istiyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın 7 Kasım’da İsrail’e yönelik başlattığı saldırılar çatışmaya dönüştü. Savaşın 38. gününde İsrail neredeyse Gazze diye bir kent ortada bırakmadı. 11 binin üzerinde can kaybı yaşandı. Büyük yıkımın yaşandığı Gazze’de insanlar temel yaşamsal ihtiyaçlara bile ulaşmakta zorluk çekiyor. Saldırılar ise aralıksız bir şekilde sürmeye devam ediyor, siviller hedef alınıyor.

Gazze halkının yaşadıklarını Filistinli müzisyen Fares Anbar ile konuştuk.

Gazze’deki durumu biraz anlatabilir misin? Sokakları, insanları… Özellikle kadınlar ve çocuklar ne yaşıyorlar?

-Gazze'deki durumun artık açıklaması yok, Gazze Şeridi'ndeki insanların çoğu şehir merkezinde yaşıyor. En az bir buçuk milyon insan. Halkın yarısından fazlası Gazze'nin güneyine gidiyorlar. Kimin çıkıp kimin girdiğine dair hiçbir şey bilmiyoruz. Durum kaotik ve insanlar nasıl güvenlik içinde yaşayacaklarını düşünmekle meşgul.

"KADINLAR VE ÇOCUKLAR TERÖRLE YAŞIYORLAR"

İnsanlar ne durumda? Yiyecek-içecek sıkıntısı, enerji sıkıntısı, sağlık malzemeleri sıkıntısı çekiyorsunuz. Nelere ihtiyacınız var?

-Gazze’nin merkezinde yemek yok, ekmek yok, hiçbir şey yok. Evlerin yüzde 60’ı saldırılarda yıkıldı. Sokaklar artık bozuldu, kırıldılar. Kadınlar ve çocuklar terörle yaşıyorlar. Artık yaralıları, çocukları, kadınları görecek, tedavi edecek kimse yok. Kadınlar ve çocuklar Gazze'den kaçmak için 15 kilometreden fazla yürüyorlar.

Gazze halkı ne istiyor?

-Ben ve benim halkım şu an yemek ekmek falan bunları istemiyoruz artık biz   güvenli hayat istiyoruz

Yardım tırları sınırdan geçiyor, gelen yardımlar Gazze’ye ulaşıyor mu?

-Sınırdan geçen yardım tırları Gazze'nin güneyine sadece çok az miktarda yardım ulaşıyor ve bu da halkın küçük bir kısmına yetmiyor.

Türkiye’ye ve dünyaya bir çağrı yapmak ister misin?

-Durum tüm dünya tarafından biliniyor, tüm aktivistler, sanatçılar ve gazeteciler Gazze'de halkın yaşadığı kötü durumu yayınlamayı bırakmadı. Türkiye'nin, dünyanın, Türkiye'deki ve dünyadaki sanatçı dostlarımın her şeyi yapmaktan vazgeçmesini, Gazze'de ve dünyadaki haksızlıkların karşısında dimdik durmasını istiyorum.

Bir de bana biraz bu savaştan önceki Gazze’den bahseder misin?

Bir müzisyen olarak müzik çalışmalarımı icra etmek için Gazze'den ayrılmakta zorluk çekiyorum.Türkiye ve Avrupa'da yaşadım ve 3 ay önce zor durumdan dolayı Türkiye'den ayrılarak Mısır üzerinden giderken büyük zorluklarla Gazze'ye geldim. Mısır'dan Gazze'ye giderken 3 gün geçirdim.

Şehrimin güzelliğinden, denizinin güzelliğinden, yemeklerinin güzelliğinden ve insanların birbirine olan sevgisinden dolayı her zaman Gazze'ye dönüyorum.

Muhabir: Gizem Özlen