Ferzende Uçkan: Kadına yönelen şiddete, ötekileştirmeye, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkma benim insani, vicdani önceliğimdir
SÖYLEŞİ: Aslı Kemal Gürbey
Ferzende Uçkan “ARYAN –Güneş İnsanları-“ başlıklı kitabın yazarı. Kitap Kalan Yayınları’ndan yeni çıktı. Amin Maalouf tarzı seven okurların sıkılmadan okuyacakları güzel bir eser. Yazarla kitabı hakkında söyleşi yaptık.
[caption id="attachment_1084050" align="alignnone" width="690"] Ferzende Uçkan[/caption]
Merhaba Ferzende bey. Öncelikle yeni eseriniz hayırlı olsun. ARYAN, kapağından tutalım da, karakterlerine, diline, konusuna kadar güzel bir çalışma olmuş. Bu güzel eseri kaleme alan Ferzende Uçkan’ı okurlarımıza tanıtarak başlayalım.
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. 1958 yılında Van’da doğdum. Çocukluğum ve gençliğim orada geçti. Kısa bir dönem öğretmenlik yaptım. Ancak hayatın akışı beni İstanbul’un çeperlerine sürükledi. İnşaat ve tekstil sektörlerinin değişik departmanlarında çalıştım. İşçi emeklisiyim.
İlk eseriniz olan ARYAN’ı okuyunca bana güzel bir tat verdi. İnce ince, sebat ede ede yazılmış bir roman. Roman, deyim yerindeyse demini iyi almış leziz bir çay gibi. Hal böyle olunca, Ferzende Uçkan bu güne kadar neredeydi diye kendi kendime sordum. Sizi bulmuşken sorayım. ARYAN, doğru zamanda mı yazıldı yoksa kendinizi gecikmiş hissediyor musunuz?
Yeni bir hayat inşa ederken önceliklere göre adım atmak durumunda kalıyorsunuz. ARYAN bu zorlu sürecin biriken kelimelerinden oluşmaktadır. Yaşam felsefemde geciken adım yok, başlanmamış, bitirilmemiş kararlar vardır.
Kitapta beni en çok etkileyen sahnelerden biri barbarların istediklerini yaptıramadıkları için bir kadını yaktıkları sahne oldu. Günümüzde de erkekler kadına istediklerini yaptıramadıklarında vahşi bir şiddet açığa çıkıyor. Kadına şiddet, hala ülkenin en önemli konularının başında geliyor. İzmir Fuarında konuştuğum bir arkadaşım “edebiyatçıların kadına şiddet konusunu eserlerinde yeterince ele almadıklarını, bu kanayan toplumsal yara yokmuş gibi davrandıklarını söyledi”. Neler söylemek istersiniz?
Aryan’ı “Onurlu bir yaşam için mücadele eden dünya kız çocuklarına ithaf etmemdeki neden tam da sizin parmak bastığınız nedenlere dayanmaktadır. Geçmiş tarihlere baktığımızda; az ve kısa süreli de olsa anaerkil veya kadınların yönettiği coğrafyalarda bolluk bereket ve barış hüküm sürmüştür. Geçmişten günümüze kadınlar en vahşi uygulamalarla karşılaşmış, günümüzde de bu durum artarak devam etmektedir. Kadına yönelen şiddete, ötekileştirmeye, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkma benim insani, vicdani önceliğimdir. Dünya edebiyatında kadını ön planda tutan eserler unutulmaz olanlardır. (Maksim Gorki’nin- Ana) karakterini örnek verebiliriz.
Romanlarda genellikle 3 çizgi görüyorum. Birinci çizgi, konusu tarihte geçen romanlar; ikinci çizgi, konusu bugünde geçen romanlar; üçüncü çizgi, konusu gelecekte geçen romanlar. Aryan, birinci çizgi romanlarından. İnsan kendini ortaçağın hatta ortaçağdan da daha uzak bir geçmişte buluyor. Bana göre uzak geçmişi yazmak göründüğü kadar kolay değil. Fakat siz kullandığınız isimler, başlıklar, dil, olaylar ile okuru mıknatıs gibi çekip başarıyla geçmişe götürmüşsünüz. Bunu başarmak için epey yorulduğunuzu düşünüyorum. Neler söylemek istersiniz?
Doğup, büyüdüğüm topraklarda efsanelerle, hikâyelerle büyüdüm. Mezopotamya’nın zengin mitleri ve efsaneleri benim için sadece masallardan ibaret değildi; onlar varoluşun ve insanlığın derinliklerine dair sırları barındırıyorlardı. Beslendiğim bu kelimeleri ARYAN’ın sayfalarına taşımaya gayret ettim. Bu, zamanlar arasını yaşamak bana yorgunluktan ziyade haz verdi.
“Aşkı olan şiir, derdi olan roman yazar” derler. Katılır mısınız?
Aşk ve dert insan ruhunun iki temel taşıdır. Birbirine zıt gibi görünseler de aslında birbirini tamamlarlar. Aşk, ruhumuzu neşe ve mutlulukla doldurur. Dert ise, bizi üzen ve acıyla sarsan bir duygudur. Her ikisini de, bizi insan yapan ve hayatımıza anlam katan unsurlar olarak anlıyorum.
Ferzende Uçkan 5 yazar 5 kitap önerecek olsa bunlar hangileri olurdu?
Tavsiye benim dilim değil ama zevkle okuduğum, ilham aldığım ilk beşe bu yazar ve eserleri sayabilirim;
Gustavo Flaubert – Madame Bovary,
Honore de Balzac – Goriot Baba,
Maksim Gorki – Ana
Lev Tolstoy – Savaş ve Barış
Mehmet Uzun – Kader Kuyusu
Aryan’ı ilk okuyanlardan biriyim. Büyük bir keyifle okudum ve tat aldım. Bu tadı unutacağımı zannetmiyorum. Söyleşiyi sonlandırırken özellikle söylemek istediklerinizin olup olmadığını merak ediyorum.
ARYAN’ın ikinci cildini yazacağım. ARYAN 2’nin edebiyatla yoğrulmuş destansı yolculuğu söyleşisinde görüşmek dileğiyle. Çok teşekkür ederim.
Ferzende Uçkan “ARYAN –Güneş İnsanları-“ başlıklı kitabın yazarı. Kitap Kalan Yayınları’ndan yeni çıktı. Amin Maalouf tarzı seven okurların sıkılmadan okuyacakları güzel bir eser. Yazarla kitabı hakkında söyleşi yaptık.
Merhaba Ferzende bey. Öncelikle yeni eseriniz hayırlı olsun. ARYAN, kapağından tutalım da, karakterlerine, diline, konusuna kadar güzel bir çalışma olmuş. Bu güzel eseri kaleme alan Ferzende Uçkan’ı okurlarımıza tanıtarak başlayalım.
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. 1958 yılında Van’da doğdum. Çocukluğum ve gençliğim orada geçti. Kısa bir dönem öğretmenlik yaptım. Ancak hayatın akışı beni İstanbul’un çeperlerine sürükledi. İnşaat ve tekstil sektörlerinin değişik departmanlarında çalıştım. İşçi emeklisiyim.
İlk eseriniz olan ARYAN’ı okuyunca bana güzel bir tat verdi. İnce ince, sebat ede ede yazılmış bir roman. Roman, deyim yerindeyse demini iyi almış leziz bir çay gibi. Hal böyle olunca, Ferzende Uçkan bu güne kadar neredeydi diye kendi kendime sordum. Sizi bulmuşken sorayım. ARYAN, doğru zamanda mı yazıldı yoksa kendinizi gecikmiş hissediyor musunuz?
Yeni bir hayat inşa ederken önceliklere göre adım atmak durumunda kalıyorsunuz. ARYAN bu zorlu sürecin biriken kelimelerinden oluşmaktadır. Yaşam felsefemde geciken adım yok, başlanmamış, bitirilmemiş kararlar vardır.
Kitapta beni en çok etkileyen sahnelerden biri barbarların istediklerini yaptıramadıkları için bir kadını yaktıkları sahne oldu. Günümüzde de erkekler kadına istediklerini yaptıramadıklarında vahşi bir şiddet açığa çıkıyor. Kadına şiddet, hala ülkenin en önemli konularının başında geliyor. İzmir Fuarında konuştuğum bir arkadaşım “edebiyatçıların kadına şiddet konusunu eserlerinde yeterince ele almadıklarını, bu kanayan toplumsal yara yokmuş gibi davrandıklarını söyledi”. Neler söylemek istersiniz?
Aryan’ı “Onurlu bir yaşam için mücadele eden dünya kız çocuklarına ithaf etmemdeki neden tam da sizin parmak bastığınız nedenlere dayanmaktadır. Geçmiş tarihlere baktığımızda; az ve kısa süreli de olsa anaerkil veya kadınların yönettiği coğrafyalarda bolluk bereket ve barış hüküm sürmüştür. Geçmişten günümüze kadınlar en vahşi uygulamalarla karşılaşmış, günümüzde de bu durum artarak devam etmektedir. Kadına yönelen şiddete, ötekileştirmeye, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkma benim insani, vicdani önceliğimdir. Dünya edebiyatında kadını ön planda tutan eserler unutulmaz olanlardır. (Maksim Gorki’nin- Ana) karakterini örnek verebiliriz.
Romanlarda genellikle 3 çizgi görüyorum. Birinci çizgi, konusu tarihte geçen romanlar; ikinci çizgi, konusu bugünde geçen romanlar; üçüncü çizgi, konusu gelecekte geçen romanlar. Aryan, birinci çizgi romanlarından. İnsan kendini ortaçağın hatta ortaçağdan da daha uzak bir geçmişte buluyor. Bana göre uzak geçmişi yazmak göründüğü kadar kolay değil. Fakat siz kullandığınız isimler, başlıklar, dil, olaylar ile okuru mıknatıs gibi çekip başarıyla geçmişe götürmüşsünüz. Bunu başarmak için epey yorulduğunuzu düşünüyorum. Neler söylemek istersiniz?
Doğup, büyüdüğüm topraklarda efsanelerle, hikâyelerle büyüdüm. Mezopotamya’nın zengin mitleri ve efsaneleri benim için sadece masallardan ibaret değildi; onlar varoluşun ve insanlığın derinliklerine dair sırları barındırıyorlardı. Beslendiğim bu kelimeleri ARYAN’ın sayfalarına taşımaya gayret ettim. Bu, zamanlar arasını yaşamak bana yorgunluktan ziyade haz verdi.
“Aşkı olan şiir, derdi olan roman yazar” derler. Katılır mısınız?
Aşk ve dert insan ruhunun iki temel taşıdır. Birbirine zıt gibi görünseler de aslında birbirini tamamlarlar. Aşk, ruhumuzu neşe ve mutlulukla doldurur. Dert ise, bizi üzen ve acıyla sarsan bir duygudur. Her ikisini de, bizi insan yapan ve hayatımıza anlam katan unsurlar olarak anlıyorum.
Ferzende Uçkan 5 yazar 5 kitap önerecek olsa bunlar hangileri olurdu?
Tavsiye benim dilim değil ama zevkle okuduğum, ilham aldığım ilk beşe bu yazar ve eserleri sayabilirim;
Gustavo Flaubert – Madame Bovary,
Honore de Balzac – Goriot Baba,
Maksim Gorki – Ana
Lev Tolstoy – Savaş ve Barış
Mehmet Uzun – Kader Kuyusu
Aryan’ı ilk okuyanlardan biriyim. Büyük bir keyifle okudum ve tat aldım. Bu tadı unutacağımı zannetmiyorum. Söyleşiyi sonlandırırken özellikle söylemek istediklerinizin olup olmadığını merak ediyorum.
ARYAN’ın ikinci cildini yazacağım. ARYAN 2’nin edebiyatla yoğrulmuş destansı yolculuğu söyleşisinde görüşmek dileğiyle. Çok teşekkür ederim.