Ezan provokasyonu neden tehlikeli?

Yayın tarihi: 11 Mart 2019 Pazartesi 10:11 pm - Güncelleme: 11 Mart 2019 Pazartesi 11:17 pm

Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Prof. Dr. Emre Kongar haftaya başlarken gündemi belirleyen gelişmeleri yorumladı. 8 Mart Kadınlar Günü’nde Taksim’de feminist yürüyüşünde kadınların ezanı ıslıkladıkları iddiası, Erdoğan’ın daha önce ezan sırasında konuşma görüntüleri, Haberin ardından şeriatçı grubun tekbirli protesto gösterisi, Yandaş Medya’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yanıltan haberlere dikkat çekilirken emperyalizmin dini düşmanlaştırıcı bir unsur olarak kullanması ve AKP’de tırmanan kaybetme korkusu konuşuldu.

Programın tamamı için TIKLAYINIZ!

Programda, seçim öncesi Türkiye’nin ekonomi tablosu da değerlendirildi, AKP’nin uyguladığı yanlış ekonomi politikaları da hatırlatıldı.

Sayıları 10 bini aşkın kadın 17 yıldır tekrarladıkları barışçıl yürüyüşü bu yıl da tekrarlamak istedi. Polis biber gazı ve plastik mermi kullanarak müdahale etmesini protesto ediyorlar. O sırada ezan okunmuş, bu ıslıklar ve protesto sloganları ezana yönelikmiş. Sayın Erdoğan’ın sözleriyle Ezan-ı Muhammediye’yi protesto etmişler güya oysa biz ana haber bülteninde bir video yayınladık. Bu iddiyayı ortaya attığı gün Mersin’de 9 Mart günü Tayyip Erdoğan’ın mitingi sırasında tam 16:22’de ikindi ezanı okunduğu halde Sayın Erdoğan susmadı. Biz bu videoyu yayınladık, bu sabah twitter’dan da paylaştım. Bu videoyu bize gönderen Mersin’de önemli bir politikacı. Bu suçlama, yönelttiği mitingde ezan okunurken susmayan bir kişinin ortaya attığı bir iddia. Ben yandaş medyanın da Sayın Erdoğan’ı yanılttığını düşünüyorum. Kaldı ki bugün yandaş medyada vicdan sahibi bazı yazarlar ve gazeteciler de bu protestonun ezana yönelik olmadığını belirttiler zaten.. Bu iddiayı sürdürmeyelim dediler. Sonra feminist yürüyüş insiyatifi, bir açıklama yaptı “Ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dille biz seçim malzemesi yapılmak isteniyoruz biz ezanı değil polisi protesto ettik’’ dediler. Böyle büyük bir yalan ortaya atılınca bu bir provokasyona dönüşüyor. Sayın Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra bir grup şeriatçı, Cumhuriyet düşmanı, laiklik karşıtı, tekbirler getirerek Taksime yürüyüp, Mis Sokak’ta ve civarında bir takım kafeteryalara, orada oturan insanlara saldırdırmaya kalkıp ‘ezana uzanan eller kırılacak’ dediler. Bakın tipik bir yalandır. Soğuk savaş yalanıdır bu. Bir tanesi nedir, camiye dinamit attılar, bomba koydular, camiye saldırdılar yalanıdır; bu yalanla Maraş’ta 250 kişi katledildi; Çorum’da onlarca kişi katledildi 1980 darbesinden önce…Böyle bir yalanla 92’de Sivas Madımak Oteli’nde 35 aydın diri diri yakıldı. Yakanlar, öldürenler, katledenler kim, kendisine müslüman diyen islamcılar…Her nedense bütün bu olaylarda ölenler, aydınlanmadan, laiklikten, Cumhuriyet’ten yana olanlar oluyor, madur, mazlum ve hakarete uğrayanlar da güya islamcılar oluyor. Bu tipik bir soğuk savaş kafasıdır, dinci, faşizan, politik faaliyet üslubudur. Bundan uzak durun. Tam seçimler yaklaşırken yine karşıtlaştırıcı, düşmanlaştırıcı, kendi taraflarını konsolide edici bir dil kullanılıyor. Ben bunun nedenini şunda buluyorum kaybediyorlar çünkü. Kaybettikçe din istismarına dayalı propaganda dilini yükseltiyorlar.