Yargıtay Başkanı’ndan adli yıl açılışında itiraf gibi ‘istinaf’ açıklaması

Yayın tarihi: 2 Eylül 2019 Pazartesi 11:24 am - Güncelleme: 2 Eylül 2019 Pazartesi 12:31 pm

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, istinaf mahkemeleri ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde de yer alan ‘istinaf sorunu’ ile ilgili konuşan Cirit, “Aynı olayda aldıkları ceza bakımından bir kısım sanıkların istinafta itiraza, bir kısmının ise Yargıtayda temyiz incelemesine tabi tutuluyor olması adil yargılanma hakkını zedeler niteliktedir. Bu halde suçlardan biri Yargıtay incelemesine tabi ise diğer suçların da bağlantılı olarak veya resen Yargıtaya intikali adaletsizliğe engel olacaktır” dedi.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Saray’daki adli yıl açılışında konuştu.

Ankara Barosu’ndan alternatif adli yıl açılışı: Türkiye’de temel hak ve özgürlükler yok edildi…

Cirit’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

Hâkimler olarak bizler Türk milletinden aldığımız yargı yetkisini kullanıyoruz. Hukuk ihtiyacı insanlık tarihi kadar eskidir. En gelişmiş hukuk sistemi hakları en çok koruyandır. İyi işleyen bir yargı sistemi ile insan haklarının korunmasının arasında bağ vardır. Kullandığımız kamusal gücün, huzurumuza gelen insanların hayatına ciddi etkileri olmaktadır.

Bağımsız yargı yoksa hukuk devletinin varlığından söz edilemez. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte yargının denetleme görevi kuvvetlendirilmiştir.

Yargı reformu adalete katkı sağlayacak. Yargı reformunun kısa sürede yasallaşarak ülke gündemine getirilmesini bekliyoruz. Özellikle yargıya ilişkin konuların şeffaf bir biçimde tartışılması gereklidir. Çatışma ve kavga, toplumsal diyalogun önüne geçerse sorunlar çözümsüz kalır.

Feyzioğlu adli yıl açılışında: Bizim için vatan söz konusu ise gerisi teferruattır, bugün bunun için buradayız

Adli yıl açılışının şeffaf ve demokratik bir şekilde yapılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Katılan barolara teşekkür ediyorum. Bağımsız yargı ülkemizi ayakta tutan temellerden birisidir. Türk milleti adına kullanılan egemenliğin devlet dışında bir otoriteye bırakılması demokrasinin sonu olur.

Siyasi bir organ olan AB, kendisini Türk Anayasa Mahkemesi’nin yerine koymaktadır? AB’nin raporu değersiz bir kâğıt parçasıdır. AB’nin yargıya yapmış olduğu siyasi müdahale girişimi ileride verilmesi muhtemel kararlara gölge düşürülmüştür. Türk Yargı Etiği Belgesi görmezden gelinmiştir.

2015 yılı adli yıl açılış konuşmamda, birlikte olabilirsek daha iyi bir adalet sistemine gidebileceğimizi söylemiştir. Stratejik planımıza göre istinaf sürecine ilişkin değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum.

İTİRAF GİBİ ‘İSTİNAF’ AÇIKLAMASI

Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonraki dönem esas alındığında hukuk davalarının istinaf aşamasında kesinleşme oranı %75 iken, ceza davalarında bu oran %85’tir. Davaların büyük oranda bölge adliyelerinde kesinleşiyor olması bazı hak mağduriyetleri sonucunu doğurmuştur. Bunun düzeltilmesi için bölge adliyesi mahkemesi kararlarına karşı kanun yararına bozma yolu açılmalı ve buna ilişkin kanuni düzenleme yapılmalıdır.

Diğer bir önemli sorun da değişik bölge adliye mahkemelerinin kararlarındaki farklılıklarının mağduriyetler oluşturması ve bu durumun hak ihlallerine yol açmasıdır.

Kamuoyunda rahatsızlık duyulan bir diğer husus da aynı olayda aldıkları ceza bakımından bir kısım sanıkların istinafta itiraza, bir kısmının ise Yargıtayda temyiz incelemesine tabi tutuluyor olması adil yargılanma hakkını zedeler niteliktedir. Bu halde suçlardan biri Yargıtay incelemesine tabi ise diğer suçların da bağlantılı olarak veya resen Yargıtaya intikali adaletsizliğe engel olacaktır.

Ceza dairelerde ise daha iki yıllık bir süreye ihtiyacımız vardır. 2015 yılında 938 bin karar veren daireler 2018 yılında yüzde 5 verim kaybı yaşanmıştır.

Arabulucukta ümit verici gelişmeler oldu. Sık yapılan kanun değişiklikleri yargının iş yükünü arttırdı.

FETÖ soruşturmaları kapsamında eski yüksek yargı üyesi 178 kişi hakkında fezleke düzenlenmiş, bunlardan 175’i hakkında dava açılmıştır.