İnternette Ukrayna Silahlı Kuvvetleri (VSU) mensubu iki askerin çektiği bir video dönüp duruyor bir süredir. Birinin elinde otomatik silah, diğerinin ise hafif makineli tüfeğin olduğu Ukraynalı askerler bugünlerde Donbass’ın Bakhmut (Artyomovsk) kenti ve civarında halen devam etmekte olan şiddetli çatışmalara dair gözlemlerini anlatıyorlar. Yerle bir olmuş bir binanın yıkıntıları üzerinde duran savaşçılar, Ukraynalılara hitap etmek suretiyle, onların bu şehir için verilen savaşa ilişkin gerçeğin yüzde birini bile bilmediklerini söylüyorlar. Söz konusu videonun oldukça popüler hale gelmesi, sıradan Ukraynalıların adeta büyük bir açlıkla, cephe hattındaki hakiki duruma dair en ufak bir bilginin dahi peşinde olduklarına tanıklık ediyor. Onları çoktandır Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın yalanlarla bezeli televizyon raporları tatmin etmiyor, çünkü gerçek hayatta bambaşka bir manzara ile karşı karşıyalar. Özellikle de, taze naaşlarla ağzına kadar dolu Ukrayna mezarlıklarının ve de iğne atılsa yere düşmeyecek kadar yaralı askerlerle dolu hastanelerin oluşturduğu manzara ile… Gidişat öylesine kritik bir noktaya gelmiş durumda ki, Batı Ukrayna’da Birinci ve İkinci Dünya Savaşı kabristanlarındaki asker anıtları, günlük olarak doğudan gelen VSU askerlerinin cansız bedenlerine yer açıp, onları gömebilmek amacıyla sökülüp, kaldırılıyorlar şimdilerde.
Birçok Ukraynalı asker, esir değişim listesine dâhil olmamak maksadıyla dilekçe yazıyor
Rus savaş muhabirleri şu ana değin, esir pek çok Ukraynalı askerin esir değişimine dâhil olmak istemediğine dair sayısız haber yaptılar. Rus tarafına esir düşen değil onlarca, yüzlerce Ukrayna askeri, özel olarak dilekçe yazmak suretiyle, Kiev Rejimi tarafından kontrol edilen bölgeye geri dönmeyi arzu etmediklerini belirtiyorlar. Neden ise çok basit ve açık: Çünkü birkaç hafta geçtikten sonra yeniden ön cephe hattına gönderilmekten korkuyorlar. “Stavok” kod adlı Ukraynalı eski bir çavuş konuya dair şunları söylüyor: “Adımı esir değişim listesinden silmelerini rica ettim. Memleketim Nikolayev’e gideceğimi mi düşünüyorsunuz?! Muhtemelen hemencecik yedek taburda bulacağım kendimi ve oradan da yeniden katliama doğru ya da Bakhmut veya Maryinka civarına (Donetsk’in batısında yer alan muharebe kasabası) atılacağım. Subayların bizi bir keresinde askeri noktada doğru dürüst teçhizattan yoksun bırakmalarından sonra Ukrayna komuta kademesine artık inanmıyorum.”. Kendisi ocak ayında esir düşmüş ve şimdi savaşmaktan “buralarına kadar” bıktığını ifade ediyor.
Ukrayna Ordusu’nda askerlere bazen mermiler bile parayla veriliyor
Ukraynalı komutanlara gelecek olursak: Bir yılı aşkın süredir her gün süren harpten dolayı VSU subaylarının omurgasını oluşturan personelin çoğu yok olmuş, etkisiz hale getirilmiş durumda. Bundan ötürü de birliklere çoktandır, yakın zamandaki seferberlikler kapsamında orduya çağırılan dünün mühendis, avukat veya şoförleri komuta ediyor. Askerlerin gözlemlerine bakılırsa, ordudakilerin pek çoğu askeri taktiklerin temelini bile bilmiyor ve savaş alanında ilk fırsatta birliğini terk etmek suretiyle açık alanda kayıplara karışıyor. Bir dolusu ise yolsuzluğa bulaşmış halde: Memleketlerine izne gidebilmesi için bir askerden tam tamına 30 bin Grivna (1 TL. 2 Grivna’ya yakın) talep edilirken, ödüle layık görülmek için on, yeni bir üniforma için ise 5 bin Grivna isteniyor. Bazı komutanların askerlerine cephaneleri para karşılığı dağıttıklarına dair şahitlikler bile mevcut. Ve de buna muhatap olan askerler bu durumu kabul etmek zorunda kalıyorlar. Ne de olsa çarpışmaya tam teşekküllü donanım ve mühimmat olmaksızın gitmek gerçekten de intiharla eş anlamlı.
Faşist tabur kökenliler en ufak bahanede askerlerini kurşuna diziyor
VSU er ve çavuşları en çok diğer kategorideki askeri komutanlardan çekiniyor: Aşiri milliyetçi tabur kökenlilerden… Çünkü söz konusu faşist taburlardan inanmış Neo-Naziler, bünyelerindeki askerlere adeta “atık malzeme” gözüyle bakıyorlar. Sonradan Rus birliklerine esir düşecek olan bazı Ukrayna savaşçılarının kişisel tanıklıklarına göre, bu aşırı milliyetçi subaylardan birisinin bizzat kendisi, çatışma esnasında emir almaksızın ikinci savunma hattına çekildikleri gerekçesiyle kendi emrindeki birkaç askeri kurşuna dizmiş. Gene aynı subay bir başka askerini de, kendisine Rusça hitap etmeye cesaret etme sebebiyle dizinden vurmuş. Çok yakın zamanda Ukrayna Savunma Bakanı Aleksey Reznikov, VSU’nun kaybını, şubat ayında Türkiye’ye yaşanan büyük depremdeki can kaybı ile kıyasladı. Sonrasında ise bu sözlerinden dolayı özür dilemek zorunda kaldı ama kendisinin gecikmiş pişmanlık ifadeleri, Türkiye menşeli bir takım internet sitelerinde kendisi hakkındaki olumsuz yorumların üzerinde yarattığı baskının önüne geçemedi. Ancak burada meselenin özü yine de değişmiş olmuyor: Eğer Ukraynalı bakan bile mukayese için zelzelenin devasa can kayıp miktarlarını kullanıyor ise, askerlerinin cephesinde durum hiç de iyiye doğru gitmiyor demektir. Gözüken o ki, önümüzdeki haftalar ve birkaç ay içerisinde Ukrayna Ordusu’nu gerçek manada çok ciddi bir ölümcül kırılma bekliyor…