Erzurum’daki göl “Hastalık saçıyor” diye kurutulmuş

Yayın tarihi: 13 Nisan 2022 Çarşamba 1:51 pm - Güncelleme: 13 Nisan 2022 Çarşamba 1:51 pm

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Erzurum’un 1950’li yıllara kadar sahip olduğu gölün, ‘hastalık saçıyor’ diye kurutulduğunu söyledi.

Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Erzurum’da 1950’li yıllara kadar bulunan 20 kilometrekare alandaki gölün, ‘hastalık saçıyor’ diye kurutulduğunu belirterek, bugünlerde yağmur ve eriyen kar sularının geçici olarak doldurduğu Erzurum Ovası’nın o günleri hatırlattığını anlattı.

Deniz seviyesinden 1950 metre yükseklikteki yerleşim alanıyla Türkiye’nin çatısı konumundaki Erzurum’da, 19’dan fazla köyün arazisini kapsayan gölün varlığının şehrin Palandöken Dağı eteklerine kurulmasında etkili olduğu belirtildi.

“KUŞ CENNETİYDİ”

Tarihçilere göre, gölün bölge halkına büyük gelir getirmesinin yanında bir kuş cennetine dönüştüğünü ifade eden Doç. Dr. Eğilmez, “Erzurum çevresinde bulunan su birikintileri, küçük göller, pınarlar ve geçmişte mevcut olan sazlık alanlar, bölgenin tarihi açısından çok önemli bir yer tutar. Özellikle içerisinde göl olarak adlandırabileceğimiz su yapısıyla Erzurum sazlıkları, yaklaşık 1500 yıl boyunca bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı üzerinde çok önemli bir rol oynamıştır. Söz konusu sazlık alan şehir merkezinin çok yakınında bulunan bir mevkidir. ‘Erzurum Ovası’ diye adlandırılan sahada yer alan sazlıklar, Fırat (Karasu) Nehri’nin kaynağa yakın bir yerinden başlayarak Ilıca’ya kadar devam etmekteydi. Sazlıklar, 20 kilometreden fazla uzunlukta olup genellikle bataklık oluşturmayan ve içerisinde bulunan yüzlerce çeşit kuşla bir doğa harikasıymış” diye konuştu.

KANALLARLA BOŞALTILDI

Erzurum sazlıklarının tarihinin eskiye dayandığını kaydeden Eğilmez, 7’nci ve 9’uncu yüzyıllar arasında yazıldığı kabul edilen, Ermeni yazar Horenli Moses’in (Moses Khorenatsi) ‘Ermeni Tarihi’ adlı eserinde yer verilen Erzurum sazlıklarının, 1950 yılına kadar varlığını sürdürdüğünü ifade etti.

1950’de gölün hastalık saçtığı yönündeki iddialarla, sazlık zeminindeki suları açılan kanallarla ovadan çekerek kurutma operasyonunun başlatıldığını belirten Eğilmez şunları söyledi: “Muhtelif müdahalelere rağmen yok olmayan sazlık, bu tarihten sonra ancak suların çoğaldığı bahar aylarında küçük bir göl şeklinde ortaya çıkıp yaz aylarında tekrar kaybolur.”

“BÖLGE EKONOMİSİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR YER TUTUYORDU”

Erzurumlu tarihçi Abdurrahim Şerif Beygu’nun, Erzurum sazlıkları ve göl hakkında değerli bilgiler verdiğini hatırlatan Doç. Dr. Eğilmez, “Beygu özetle şunları aktarır, ‘Baharda Erzurum Ovası’nda bir saatten ziyade genişlikte kurşun renginde uzun bir göl oluşur. Mayısın nihayetine doğru yavaş yavaş yatağına çekilir ve sudan kurtulan arazi de kamışlık ve bataklık halinde kalır. Bu zamanda sıcak memleketlerden çeşidi yüzü savuşan kuşlar, suyun kenarındaki geniş sazlıklara akın ederler. Karasu’da çokça kızılkanat ve sazan balığı vardır. Haziran ve temmuz aylarında Erzurum Ovası’nın görünüşü çok güzeldir. Ova yemyeşildir. 19’dan fazla köyün arazisini kapsayan Erzurum sazlıkları ve burada mevsimsel olarak ortaya çıkan göl, bölge ekonomisi için çok önemli bir yer tutuyordu. Bölgede bulunan balık, kuş, kuş yumurtaları, etrafta yetişen meyveler ve başlı başına sazlıkta yetişen kamış ve ondan üretilen kilim, örtü, kalem gibi ürünler Erzurum halkı için çok kıymetli ve hayati ürünlerdi. Bu durum bölgedeki hayvancığın devamı için de çok önemliydi” dedi.

Palandöken’de sular çekildi, kemikler kıyıya vurdu