Ergenekon kumpasının yıllar sonra ortaya çıkan perde arkası

Yayın tarihi: 9 Şubat 2021 Salı 9:09 am - Güncelleme: 9 Şubat 2021 Salı 9:09 am

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Ergenekon kumpası döneminde FETÖ’nün suçlama yapmak için neler yaptığını yazdı.

İşte Saygı Öztürk’ün yazısının o bölümü:

Sadrettin Sarıkaya, İstanbul’da özel yetkili cumhuriyet savcısıydı. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve eski MİT Müsteşarı Emre Taner ile Müsteşar Yardımcısı A.G’yi Oslo’da, PKK ile yapılan görüşmeler nedeniyle, KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırıyordu. Muhtemelen tutuklama ile sonuçlanacaktı. Her yıl 7 Şubat’ta bu konu “MİT’e ilk operasyon” olarak gündeme geliyor. Bu, aynı zamanda büyük operasyonun ilk ayağı olarak da kabul ediliyor.

Ama öyle değil. Aslında FETÖ’nün MİT operasyonunun başlangıcı, sanıldığı gibi 7 Şubat 2012 değil, 4 Aralık 2009’dur. Nedense, “Ergenekon soruşturmaları” döneminde yaşanan olaylar hep göz ardı ediliyor, “Yok” sayılıyor.

4 SAAT SÜREN ARAMA

FETÖ tarafından, Ergenekon kumpasının Erzincan ayağını yürütmekle görevlendirilen dönemin Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal (Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce silahlı terör örgütüne üye olmaktan 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi), 4 Aralık 2009 tarihinde 25-30 polisle, Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü’ne baskın yaptı. MİT binası ve lojmanlarında 4 saat süren arama yaptırdıktan sonra, bölge müdürü ve iki yardımcısını “Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla gözaltına aldırdı.

MİT bölge müdürü ve yardımcıları 3 gün Erzincan Emniyeti’nde tutulduktan sonra, Erzurum’a getirildi ve 7 Aralık 2009 tarihinde 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Amaç, o tarihlerde MİT’in terör örgütleri ile irtibatlı olduğunu göstermekti.

ÇATIŞMADAN DÖNÜLDÜ

FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ilk kumpas girişimi ise 9 Kasım 2005 tarihindeki Şemdinli olaylarıdır. Jandarmada görevli iki astsubayın ve bir PKK itirafçısının, Şemdinli’de Umut Kitabevi’ne bomba attıkları gerekçesiyle ilçede olaylar başladı.

Türkiye’yi sarsan bu olayları yerinde incelemek üzere bölgeye giden heyette; TBMM İnsan Hakları Komisyon ve Meclis Araştırma Komisyon üyesi olan CHP İzmir Milletvekili hukukçu Ahmet Ersin de bulunuyordu.

Bilinenin aksine, Erdoğan’ı da kapsayacak biçimde başlatılan MİT kumpasının ilk ayağı olan Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü’ne 4 Aralık 2009 tarihinde yapılan baskın sırasında silahlı çatışmanın eşiğinden son anda dönüldü. Belki de amaç silahlı çatışma çıkarmaktı.

FİDAN HAKLI ÇIKTI

Hakan Fidan’ın ifadesinin alınmasını durdurmak ve bu süreçte MİT Kanunu’nda değişiklik yapmak için harekete geçilmişti. İstanbul’da ifadenin alınmasını durdurmak için dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve HSYK Başkan Yardımcısı İbrahim Okur özel uçakla İstanbul’a gidiyor, Başsavcı Turan Çolakkadı ve yardımcısı Fikret Seçen’le görüşüyorlardı. Ama yine de ilginç gelişmeler oluyordu. İfadenin alınmayacağı, bekletileceği belirtiliyor ama gelişmeler öyle olmuyordu. Bu kez, Ankara Adliyesi’nde ikna turları devam ediyordu. “Tamam, çağrılmayacak” deniliyordu ama telefon görüşmesinin hemen ardından yine de Fidan ifadeye çağrılıyordu. Hakan Fidan, gelişmelerin böyle olacağını önceden öngörmüştü.

ANKARA’DA HAZIRLANDI

Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak Ankara’da hazırlanan iddianame, soruşturmayı yürüten Özel yetkili C. Savcısı Ferhat Sarıkaya’ya gönderilmişti. İddianamede çok ince hesaplar yapılmıştı. İsimsiz, adressiz ihbar mektubuna dayanarak TSK’da önemli görevler yürüten komutanlarla ilgili ağır ithamlar yer alıyordu. Yani, yargı eliyle TSK’yı yıpratma 2005 yılında başlıyordu.

Erzincan Ergenekon kumpasının sanıklarından biri de 18, 22 ve 23. Dönemlerde CHP’den İzmir milletvekilliği yapan Ahmet Ersin’di. Gerek Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi ve gerekse Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 yıl süren yargılamalar sonucunda beraat etti. Yani, bu ülkenin yalnız kamu görevlisine değil, siyasetçisine de çok çektirildi.

İTİRAFÇI OLDU

Savcı Ferhat Sarıkaya, dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten atıldı. Ama birileri savcıya o günlerde öyle sahip çıktılar ki, yapılan açıklamalara bugün inanamazsınız. Onun mesleğe dönmesi için 18 Aralık 2010 tarihinde yasa bile çıkarıldı. Döndü ve de Ankara Adliyesi’nde C. Savcısı olarak göreve başlatıldı. Ferhat Sarıkaya, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra itirafçı oldu. Tutuklandı ve hüküm giydi.

Sarıkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın adını da talimatla iddianameye koyduğunu belirtiyordu. Tutuklanmadan önce kendisiyle “Kod Adı Mürted” isimli kitabım için konuştuğumda şunları söylüyordu:

“Hep kumpasa düştüm. O soruşturmada ismi geçen askerlerden özür diliyorum. Eğer kabul ederlerse Yaşar Büyükanıt’tan da helallik isteyeceğim. Hep, vatanseverlik adına bunları yaptım. Kumpasa düşürüldüğümü inanın bilmiyordum.”

Yani kumpasçının bile kumpasa düşürüldüğü bir dönem yaşandı. İtiraflar da kumpasçı Ferhat Sarıkaya’dan.