Dış basında harekat yorumları: Erdoğan’ın en büyük kumarı olabilir

Yayın tarihi: 10 Ekim 2019 Perşembe 9:45 am - Güncelleme: 10 Ekim 2019 Perşembe 5:22 pm

Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili İngiliz ve Alman medyasında çıkan analiz ve haberlerde, operasyonun büyük boyutlu olması halinde, Türkiye’nin ciddi askeri ve ekonomik risklerle karşı karşıya kalabileceği yorumları yapılıyor. The Guardian yazarı Simon Tisdall, harekâtı “Erdoğan’ın en büyük kumarı” olarak nitelerken,  Alman FAZ gazetesi ise, ‘Erdoğan bu savaşla, kutuplaşmış ülkesini arkasında birleştirdi’ yorumunu yaptı. İşte Barış Pınarı Harekatı hakkında İngiliz ve Alman medyasındaki yorumlar.

Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili İngiliz basınında çıkan analiz ve haberlerde, operasyonun büyük boyutlu olması halinde, Türkiye’nin ciddi askeri ve ekonomik risklerle karşı karşıya kalabileceği yorumları yapılıyor. The Guardian yazarı Simon Tisdall, harekâtı “Erdoğan’ın en büyük kumarı” olarak nitelerken, Times’in Ortadoğu muhabiri Richard Spencer, Türk ordusunun sonu görünmeyen bir çatışmaya çekilebileceği yorumunu yapıyor.

The Guardian gazetesinin dış politika yazarı Simon Tisdall, “Suriye saldırısı Erdoğan’ın en büyük kumarı olabilir” başlıklı yazısında ABD Başkanı Donald Trump’tan “yeşil ışık” alarak Suriye operasyonunu başlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, şimdi bazı zor kararlarla karşı karşıya kaldığını yazıyor.

Tisdall’ın yazısından öne çıkan bazı satırlar şöyle;

“Şu ana kadar istediğini alan Erdoğan, bazı zor kararlarla karşı karşıya. Ne kadar ileri gidecek? Düşmanı kim? Bu kadar büyük bir operasyon ne kadar sürdürülebilir? Bu, risk almasıyla bilinen siyasetçinin şu ana kadarki en büyük kumarı olabilir.”

“Yutamayacağı bir lokma ısırmış olmaktan endişe duyan Türk yetkililer, askeri müdahalenin amacını yeniden tanımlamakla meşgul. Erdoğan’ın aylardır Kürt terör tehdidini yok etmek üzere yapmak istediğini söylediği harekat, birdenbire IŞİD’i hedef alan bir ‘barış operasyonuna’ dönüştü. Erdoğan’ın sağ kolu İbrahim Kalın, CNN’e YPG ile ilgili yaptığı açıklamada ‘Bu Kürtlere karşı bir hareket değil. Türkiye’nin Kürtlerle ilgili bir sorunu yok. Biz Kürt halkını da öldürüp, onlara zulmeden bir bir terör örgütüyle savaşıyoruz’ dedi.”

Tisdall, Türk yetkililerin ABD kamuoyuna yönelik söylemlerindeki bu “ani değişimin”, Trump’ın asker çekme kararı ardından Washington’dan yükselen tepkiler nedeniyle oluştuğu görüşünde; “Trump’ın, ilgiyi hakkında süren azil soruşturmasından başka yere kaydırmak için Erdoğan’a yeşil ışık yakmış olması olası. Amacı buysa bile, çevirdiği oyun ters tepti.”

Tisdall Türkiye’nin ülkesindeki Suriyelileri, oluşturulacak güvenli bölgeye yerleştirme planlarının da bazı soru işaretleri doğurduğuna dikkat çekiyor:

“İbrahim Kalın ayrıca Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesinin gönüllülük esasına göre yapılacağını iddia etti, ancak kimse bu insanlara bunu sormuş gibi görünmüyor ve yardım kuruluşları da bundan büyük şüphe duyuyor”

“Erdoğan bilinmezliklerle karşı karşıya”

Tisdall’a göre ordularını Suriye’ye gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan şu an bazı bilinmezliklerle karşı karşıya.

“Bunlardan biri, Türkiye’nin tek başına IŞİD’le mücadeleyi yürütme ve şu an Kürtler tarafından korunan IŞİDli kamplarının kontrolünü sağlama kapasitesinin olup olmadığı. Ankara halihazırda bazı bölgelerde IŞİD’le mücadeleyi tehlikeye atmakla suçlanıyor.”

“Diğer herkes gibi Erdoğan da Trump’ın bundan sonraki adımının ne olacağını bilmiyor. Rusya için de aynı şüpheler geçerli.”

“Erdoğan hakkında hayal kırıklığına uğramış ve ekonomik sıkıntılardan bunalmış Türk halkının, bu masraflı ve ucu açık çatışmaya nasıl bakacağı da belirsiz. Ve eğer Birleşmiş Milletler’in tahminlerindeki gibi operasyonun insani sonuçları ağır olursa, Erdoğan biliyor ki uluslararası suçlamalara – ve muhtemel ABD ve Avrupa Birliği yaptırımlarına – maruz kalacak.”

Tisdall, tüm bu nedenlerden ötürü Erdoğan’ın başta “ihtiyatlı” davranacağı tahmininde bulunuyor.

“Erdoğan ilk olarak, Suriye Milli ordusu savaşçılarını sahada kullanıp, onlara havadan destek verebilir. ABD’li yetkililer çok büyük çaplı bir işgal olmasını beklemiyor ve harekatın ilk adımlarının Suriye içinde muharebe noktaları oluşturmakla sınırlı kalabileceğini tahmin ediyor.”

İNGİLİZ MEDYASI

FT: Kısa vadeli siyasi kazanım, ekonomik sıkıntılarla gölgelenebilir

Financial Times (FT), Suriye harekatını başlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dizi çatışmalı çıkar ve taleplerle karşı karşıya olduğunu yazdı.

“Erdoğan bir taraftan Suriyeli Kürtlere yönelik bir operasyonu sabırsızlıkla bekleyen milyonlarca Türk’ü tatmin etmeyi umut ediyor. Diğer taraftan ise ABD Başkanı Trump’tan gelen karışık mesajlar arasında yolunu bulmak zorunda.”

Erdoğan’ın operasyonla birlikte halk desteğini artırabileceğini belirten FT, uzun vadede ise ekonomik risklere dikkat çekti.

ALMAN MEDYASI

FAZ: Erdoğan bu savaşla, kutuplaşmış ülkesini arkasında birleştirdi

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği askeri harekat Alman basınında geniş yer buldu.. Gazeteler, ABD Başkanı Trump’ın Suriye politikalarını eleştirdi.

Frankfurter Allgemeine Zeitung’da yer alan yorumda Türkiye’nin Suriye operasyonuna ilişkin şu değerlendirme yapılıyor:

“Türkiye’nin Suriye’ye yönelik üçüncü operasyonuna Barış Pınarı Harekâtı adı verildi ve bu operasyon bölgeye düzenlenen diğer iki operasyona kıyasla daha büyük. NATO üyesi olan müttefiklerinin uyarılarına ve Suriye’deki önemli tek bir aktrörün desteğini dahi alınmamış olmasına rağmen Türk hükümeti Çarşamba günü operasyona başladı. Buna ek olarak, Türk ordusunun aşmak istediği direnç ilk iki operasyondan daha büyük olacak. Yanında İran ve Rusya’nın durduğu Suriye ordusunu karşısında bulacak. Erdoğan’ın ülkedeki sayısını yarı yarıya indirmek istediği Suriyeli mültecilerin, Erdoğan’ın çağrısına kulak vererek aslında gelmedikleri bir bölgeye gitmeyi kabul edip etmeyecekleri belirsiz. Yine de Erdoğan bu savaşla, kutuplaşmış ülkesini arkasında birleştirmeyi başardı.”

Süddeutsche Zeitung’da yer alan yorumda, Suriye’nin kuzeyinden çekilme kararı alan ABD’nin, IŞİD militanlarının sorumluluğunu Türkiye’ye verdiği hatırlatılıyor:

“ABD tarafından şimdiye kadar desteklenen, ağırlığını YPG’li Kürtlerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), binlerce IŞİD militanı ve onların sayısı on binleri bulan aile üyelerini elinde tutuyor. (…) Özellikle orta Fırat havzasından, Irak sınırındaki Anbar’a uzanan çölün bulunduğu bölgede IŞİD’in pek çok uyuyan hücresi var. ABD Başkanı, IŞİD ile mücadele sorumluluğunu Türkiye’ye devretti. Ancak şimdiye kadar Ankara’nın buna istekli olup olmadığı ve kapsitesinin yetip yetmeyeceği belirsiz. Batılı istihbarat örgütleri tarafından IŞİD’in ana merkezi kabul edilen, 70 bin tutuklunun bulunduğu El Hol, Türkiye sınırına yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta ve Ankara’nın kontrolüne almak istediği bölgenin dışında kalıyor. Buradaki tellerle çevrilmiş bir bölgede, ne Irak ne de Suriye vatandaşı olan ve arasında IŞİD militanları ve sempatizanlarının bulunduğu 12 bin kişi tutuluyor. Şimdiye kadar bu kamp Suriye Demokratik Güçleri’nin gözetimindeydi.”

Chemnitz’de yayımlanan Freie Presse gazetesinde yer alan yorum, Türkiye’nin operasyonunun bölgede istikrarsızlığı artırmasının yanı sıra operasyonun Avrupa’ya olası etkilerine dikkat çekiyor:

“Türkiye’nin kuzey Suriye’ye yönelik operasyonunun terör tehdidini artırdığı tahmin edilebilir. Almanya’da yaşayan Kürtler radikalleşecektir. Onlar ve Erdoğan taraflarları arasında çatışmalar ihtimal dışı değil. Aynı zamanda yerinden edilen on binler hatta yüz binlerce Kürt ve Kürt bölgesinde kendine bir koruma bulmuş Suriye içinde yerinden edilmiş kişiler, Avrupa ve Almanya’ya doğru yola çıkabilir. Bir de buna savaşı uzatacak ve daha fazla insanın göç etmesine neden olacak Suriye içinde değişen iktidar dengeleri nedeniyle yaşanan kırılmalar eklendi. Bu yüzden Avrupa’nın ve Almanya’nın bunu engellemek için çok az şey yapması sadece utandırıcı değil aynı zamanda akılsızlık.”

Nürnberger Nachrichten’da yer alan yorum Trump’ın Suriye’nin kuzeyinden ABD birliklerini çekme kararını değerlendiriyor:

“Suriye’de IŞİD’in terörist militanlarına karşı verilen savaşta uzun süre ABD’nin en yakın müttefili olan Kürt savaşçılar görevlerini yerine getirdiler ve şimdi Trump böyle bir hareketin olası sonuçlarını düşünmeksizin onları aniden yüz üstü bırakıyor. IŞİD, Trump’ın sandığı gibi katiyen yenilgiye uğratılmadı. Trump’ın birlikleri aniden ülkeye geri çağırmasını İslamcılar sadece şu şekilde yorumlayabilir: Yeteri kadar sabredersen küresel güç ABD kendiliğinden diz çökecektir… Ne kadar ölümcül bir mesaj. Washington’un müttefikleri bunun üzerine bir anda yüzüstü bırakılmaktan korkmaya başlayacak.”