Erdoğan’dan yeni Anayasa işareti

Yayın tarihi: 1 Şubat 2021 Pazartesi 7:36 pm - Güncelleme: 1 Şubat 2021 Pazartesi 8:30 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Belki de Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” ifadelerini kullandı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalar yaptı. 8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim-öğretimin 1 Mart’ta başlaması için hazırlıklara başlanacağını belirten Erdoğan, “Belki de Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” dedi.

Erdoğan, artan gıda fiyatlarına ilişkin “Türk Lirası değer kaybında değil, değer kazanıyor. Kuraklığın bazı bölgelerde üretimi düşürmesi tüm dünyada gıda fiyatlarını hareketlendirmiştir. Üç beş aç gözlü tüccarın milletimize ekmeğini zehir etmesine göz yummayacağız. Gıda fiyatlarında artışın izahı yok. Yüksek enflasyonun hem üretici hem de tüketici cephesinde oluşturduğu tahribatın farkındayız. Gıda enflasyonu en büyük tehditlerden biridir” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN, YENİ ANAYASA İÇİN DİĞER SİYASİ PARTİLERDEN DESTEK İSTEMESİ GEREKECEK”

Erdoğan’ın yeni anayasa çıkışının ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan gazeteci Fergün Atalay, “Anayasa değişikliğinin referandum gerekmeden kabulü için 400 oya, referanduma gidecek şekilde kabulü için 360 oya ihtiyaç var. İki ittifakın da buna yetecek oyu yok. RTE diğer siyasi partilerden destek istemek zorunda” dedi.

Açıklamanın satır başları şöyle;

  • Dünya ve ülkemiz için oldukça zor geçen 2020’nin ardından büyük umutlarla girdiğimiz 2021’i, büyük şahlanış yılı olması gayreti içindeyiz. Bu amaçla, salgınla mücadelemize ve diğer yandan yatırımlarımıza hız verdik.
  • TÜRKSAT 5A uydumuzu 8 Ocak’ta yörüngesine yolcu ettik. Uzay çalışmalarında uzak mesafelerdeki uydular yerine düşük maliyetteki sebebi nedeniyle mikro uyduların önemi artıyor. Bu amaçla ülkemizde mikro uydu tesisi kurmaya başladık. Geniş bir kullanım alanına sahip Uzak ve Teknolojileri konusunda ülkemizi marka haline getirmekte kararlıyız.
  • Elazığ ve Malatya’da 8 bin yeni konutun anahtarını hak sahiplerini verdik.
  • Ülkemizde son 18 yılın en önemli özelliği demokraside ve ekonomide kesintisiz bir reform gündemine sahip olmasıdır.
  • Reform dediğimiz değişim gündemi dinamik bir süreci ifade ediyor. Bizim görevimiz, milletimizin değişen şartlarına ve beklentilerine göre yeni reform süreci oluşturmaktır. Geçmişte bırakınız dünya ile rekabet etmeyi, kendi vatandaşlarının asgari ihtiyaçlarını karşılamayacak bir ülkenin ihtiyaçlarıyla bugünküler bir olabilir mi? Avrupa’dan ABD’ye, Asya’dan Afrika’ya kadar köklü siyasi ekonomik çalkantılar yaşanırken, Türkiye’nin olduğu yerde çakılı kalması düşünülemez. İnşallah bu defa küresel siyasi ve ekonomik değişimin önünden giderek hedeflerimize ulaşacağız. Ülkemiz bu amaçla her alanda bölgesel ve liderlik politikası izlemektedir. Hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını bir süre önce başlatmıştık. Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerin detaylı analizi dışında birçok kurumla görüşmeler yapıldı. Her kesimin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı. Bu taslakları kendi içimizdeki kurumlarla ve ittifakımızla nihai aşamaya getireceğiz.
  • Belki de Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz
  • Koronavirüs salgını tüm dünyada üretimi, tüketimi, ticareti, yatırımları, turizmi, sosyal hayatı derinden etkileyen sorunlara yol açtı. Hasarın boyutunu gösteren çok çarpıcı bazı rakamları paylaşmak istiyorum. Yapılan son tahminlere göre 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,5, gelişmiş ülkelerin yüzde 4,9, Avro bölgesinin yüzde 7,2 gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2,5 oranında küçülmesi bekleniyor. Görmeye alışık olmadığımız bu rakamlar yaşanan krizin ne kadar büyük olduğunu işaret ediyor. Bu denli küçülme işsizilik değmektir. 2020 yılında çoğu da gençlerden ve kadınlardan oluşan 225 milyon iş kaybı yaşandı. Sadece bunların ekonomik değeri 4 trilyon dolara yakın. Böylesine zorlu bir küresel konjonktürün Türkiye’yi olumsuz etkilememesi mümkün değildir fakat bizi diğer ülkelerden ayıran avantajlarımız var.
  • Biz son 18 senede sağlığa, sosyal güvenliğe, sanayiye, teknolojiye, yani toplumun refahını artıracak her alana büyük yatırım yapan bir ülkeyiz. Yatırımların karşılığını da bu gibi zor günlerde alıyoruz. Milletimiz azmini, çalışkanlığını ve yardımseverliğini yeniden tüm dünyaya gösterdi. Sağlıkçılarımızın özverisini, sanayide, tarımda ve hizmet sektöründe çalışan kardeşlerimin alın teri tamamladı. Salgına karşı hep birlikte topyekün bir seferberlik yürüttük. Hükümetimiz de bu konuda vatandaşlarımıza desteklerini artırdı.
  • En düşük emekli maaşı ödemesini bin liradan 1500 liraya yükselttik. Sosyal destek kapsamındaki tüm ailelere ilave nakdi yardım yaptık. Büyüklerimize sahip çıkarak 80 yaş üstü vatandaşlarımızı yakın takibe aldık. Ekonomiyi canlandırmak için aldığımız bir dizi tedbiri kararlılıkla uyguladık. Bay Kemal, öyle gidip de çöp konteynırlarının içerisinden aldatmak suretiyle vatandaşlarımızı aç, açık, sefil gibi spekülasyonlarla sen bu milleti aldatamayacaksın. Zaten böyle söyledikçe bak partin de dağılmaya başladı.
  • KÇÖ’nün şartlarını kolaylaştırdık, kapsamını genişlettik. Kısa çalışma ve işsizlik sigortasından yararlanamayıp ücretsiz izne çıkarılanlara nakdi destek vermeye başladık. Çeşitli kesimlere verilen hibe desteklerinin rakamı 49 milyar lirayı geçti. Milletime sesleniyorum, 59 milyar lirayı geçti. SGK desteklerimiz ve İŞKUR desteklerimizle bu rakam 71 milyar liraya ulaştı. Geçtiğimiz yıl salgın şartlarına rağmen 16 milyonluk turist sayısına ulaştık. İhracatçılara destekleme ve fiyat istikrarı fonu kapsamında 2,4 milyar lira destek ödemesi yaptık. Pazara giriş çalışmalarını destekledik. Mart 2020’den itibaren belirli sektörler için mücbir sebep ilan ederek vergi yükümlülüklerini ve SGK prim ödemelerini 6 ay erteledik. 29 milyar vergi alacağına ve 40 milyar lira SGK alacağını erteleyerek 2,5 milyon vergi mükellefini rahatlattık.
  • İşyeri kiralamaları, otomotiv, motosiklet, bisiklet, kuru temizleme gibi genel orana dahil esnaf hizmetlerinde KDV’yi yüzde 8’e düşürdük. 2021 yılında yaklaşık 12,5 milyar lira vergiden vazgeçmiş olduk. Belediyelere ödenecek vergi, prim, para cezası gibi kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını sağladık. Bu uygulamadan yararlanmak için şu ana kadar 7,5 milyon vatandaşımız 108 milyar dolar alacağı yapılandırmak için vergi dairelerimize başvurdu.
  • Faaliyetleri tamamen durdurulan kıraathane, internet kafe, sinema salonu gibi işletmelerin vergi yükümlülüklerini de erteledik. Küçük esnafımızın tamamına ve gelir kaybına uğrayan esnaflarımıza da hibe şeklinde destekler vermeye başladık. Taksi, dolmuş, servis işletmecileri gibi basit usule tabi tüm esnaf ve sanatkarımızı doğrudan destek ödemesi kapsamına aldık. Aynı şekilde lokantacılık, pastanecilik, kadın ve erkek kuaförü gibi faaliyetleri kısıtlanan sektörleri de aynı kapsama dahil ettik. Böylece 1 milyon 240 bin esnafımız 3 ay süreyle ayda 1000 lira almaya devam edecek. Ayrıca esnafımıza büyükşehirlerde 750, diğer şehirlerde 500 lira kira ödemesi desteği yapıyoruz. Lokanta, restoran ve kafe sahibi esnaflarımıza yeni bir hibenin desteğinin müjdesini de geçtiğimiz günlerde açıkladık. 2019 yılı cirosu 3 milyon liranın altında olan işletmeler, 2020’de yüzde 50 kadar ciro kaybı yaşadılarsa, yüzde 3’ü kadar hibe alabilecekler.
  • “Ekonomi politikalarının olumlu etkileri makroekonomik verilerimize yansımaya başladı. Öncü göstergeler 2020 yılını yüzde 1’in üzerinde bir büyümeyle kapatabileceğimizi gösteriyor.
  • Türk Lirası değer kaybında değil, değer kazanıyor. Kuraklığın bazı bölgelerde üretimi düşürmesi tüm dünyada gıda fiyatlarını hareketlendirmiştir. Üç beş aç gözlü tüccarın milletimize ekmeğini zehir etmesine göz yummayacağız. Gıda fiyatlarında artışın izahı yok. Yüksek enflasyonun hem üretici hem de tüketici cephesinde oluşturduğu tahribatın farkındayız. Gıda enflasyonu en büyük tehditlerden biridir.
  • Köy okullarında 15 Şubat’ta eğitim öğretimin başlamasını kararlaştırdık. Eğitimin başladığı köylerde, vaka sayıları artarsa tekrar uzaktan eğitim olacak.
  • 8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim-öğretimin 1 Mart’ta başlaması için hazırlıklara başlanacak