Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti AB’nin vereceği parayı bulur, harcar

Yayın tarihi: 2 Mart 2020 Pazartesi 11:37 pm - Güncelleme: 2 Mart 2020 Pazartesi 11:37 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ortak basın toplantısı düzenledi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB, 18 Mart Bildirisinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir. Size 1 milyar avro göndereceğiz.’ diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz? Bizatihi bu parayı da istemiyoruz.” dedi.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“4 milyondan fazla sığınmacıya 9 yıldır ev sahipliği yapan Türkiye’nin durumunu maalesef AB üyesi ülkeler ve tüm dünya hala anlamış değil. AB ortak bir yük paylaşımına bizimle beraber destek vermezse kapıları açmak durumunda kalırız diye açıklamıştık. Biz Türkiye ile AB arasında varılan uzlaşı çerçevesinde yayınladığımız bildiride yer alan taahhütlerimizi harfiyen yerine getirdik. Bu kapsamda adil yük ve sorumluluk paylaşımındaki beklentilerimiz ise ne yazık ki sonuçsuz kaldı. AB ise 18 Mart bildirisinin gereklerini yerine getirememiştir.

“AB bugün de çifte standart uygulamaktadır. Bakınız hala AB üyesi ülkelerin önde gelenleri bizim sınırlara yürüyen mültecilerle ilgili Türkiye’nin burada yanlış yaptığını söyleyecek kadar çifte standart uyguluyorlar. Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı, bu yükü biz mi kaldıracağız, biz zaten 40 milyar doları aşkın harcamayı yaptık. Söz verdiniz 6 milyar Euro Türkiye’ye verecektiniz. Onu da bize değil STK’lara vereceklerdi. Bunu verdiler mi, hayır? Görüşüyoruz, size 1 milyar Euro göndereceğiz diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz ya? Biz artık bu parayı da istemiyoruz. Sığınmacılar için 40 milyar doları harcayan Türkiye Cumhuriyeti, AB’nin vereceği parayı bulur, harcar. Türkiye’nin onuruyla oynamaya kimsenin hakkı yoktur. AB hala çifte standart uygulamaya devam ediyor. Türkiye’nin güvenlik kaygılarını görmezden gelirken Yunanistan’ın 1951 Cenevre sözleşmesi ve AİHS’ne hilaf aldığı ölümleri desteklemektedir. Sığınmacılar, mülteciler gidecekleri yeri seçmekte özgürdürler. Lokal bir hukuktan bahsetmiyorum, uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Bu kişiler kendi özgür iradeleriyle ülkemizden ayrılmaktadır. Yunanistan gibi tüm ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek göçmenlerin milliyetine bakmadan gerekli korumayı sağlama zorunluluğu vardır. Nitekim bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü, 1 tane de ağır yaralı var.

“AB Konseyi Başkanı Michel de Türkiye-Yunanistan sınırını ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunan sınırında kaldığı insanlık dışı muameleleri görecektir. Yunanistan sahil güvenlik yetkililerinin Ege’de yaptıklarını izlemesini de tavsiye ediyorum. Değerli dostum Boyko’nun liderliğinde Bulgaristan’ın bu konuda sağduyulu yaklaştığını memnuniyetle ifade etmek isterim. Karşılıklı saygı ve anlayış içerisinde Bulgaristan’la mükemmel olarak nitelendirebileceğim bir iş birliğimiz ve dayanışmamız var. Bu iş birliği ve dayanışma anlayışının bütün AB ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlayışı benimseyen bütün ülkelerle Türkiye’nin ve parçası olduğu Avrupa coğrafyasının tamamını ilgilendiren bu hassas süreçte iş birliğine hazırız. Bu düşüncelerle Başbakan Borisov ve heyetine ülkemizle dayanışma ifadesi olarak gördüğümüz bu ziyaretten dolayı kendisine teşekkür ediyorum.”

Borisov’un açıklamalarından satır başları şöyle:

“Koronavirüs’e karşı aldığımız önlemler konusunda ihtiyaç duyduğumuz malzemelerle ilgili Sağlık Bakanı’nı çağırdığınız ve yardımcı olduğunuz için teşekkür ediyorum. Bulgaristan’daki kamuoyuna bilgi vermek adına dünya genelinde zor bulunan, ihtiyacı olan filtreli maskelerin bize temin edilmesi hususunda bize yardımcı olacağınız için de ayrıca teşekkür ediyorum. Bu maskeler sadece Türkiye, Çin ve Hindistan’da üretilmektedir.

“Perşembe günü Moskova’da gerçekleştireceğiniz ziyaret çerçevesinde Suriye’deki gelişmeler konusunda diplomatik bir çözüm bulacağınızı arzu ediyorum. Can kaybının yanı sıra yüz binlerce göçmen de tabii ki sınırlarımıza doğru geliyor.

“Şahsızın nezdinde Türkiye’nin Bulgaristan sınırına yönelik Avrupa ile imzalanan anlaşmanın hükümlerini yerine getirdiği için teşekkür etmek istiyorum. Bu da Bulgaristan vatandaşlarına müsterih olmalarını sağlıyor. Bu taahhüdü de bir kez daha teyit etmiş olduk.

“Buraya kadar iyi, epey çaba harcadım, Sofya’da güçlü ve daha büyük formatla bir toplantı gerçekleştirilmesi için. Belki de başarabilirdik. Tam o sırada öldürülen göçmenler konusunda bilgi geldi. Bazı benim mevkidaşlarım sosyal medyada görüş paylaşmaktan çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı aslında Sofya’ya gelmeye hazırdı. Fakat mevkidaşımla aynı masaya oturma arzusunu göstermeyince beni de böyle bir toplantı düzenleme niyetimden vazgeçirdi.

“İnanıyorum ki Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi, tüm mevkidaşlarımı toplamamız gerekli. Herkes kapıda bekleyen büyük insani krizi göremiyor. Ben en korkaklar arasından biri değilim. Fakat eminim ki ancak sağduyu, barış ve diplomasiyle çözebiliriz, karşı tarafın da yararlarını korumak suretiyle çözülebilir. Tabii ki imzalanan anlaşmaların da yerine getirilmesi gerekiyor. Türkiye’ye bu kaynağın neden verilmediğini ben anlayamıyorum. Avrupa Birliği’nin ana ilkelerinden bir tanesi paylaşılan yüktür.

“Umarım mümkün olduğunda en kısa zamanda Sofya’da böyle bir toplantı gerçekleştireceğiz. Sayın Erdoğan’a davetimi kabul ettiği için teşekkür ediyorum, tabii ki beni de anlaması lazım, Yunanistanlı mevkidaşım olmadan… Aynı coğrafyada bulunuyoruz. Çok çalışacağız, iyi komşuluk ve anlaşma için. Sınırlarda bekleyen bu çocuk ve kadınları korumak için çok çalışacağız. Bu bölgeden uzaklarda bulunanların öncelikle bizim taahhütlerimizi yerine getirip getirmediğimize bakmalarını istiyorum. Türkiye tarafından tehdit yapıldığını duydum. Fakat Türkiye saatiyle oldukça geç olduğu için bizim de uyku vaktimiz geldi, Sayın Cumhurbaşkanı’yla işi yarı yarıya bitirdik. Örnek teşkil eden bizim ilişkilerimiz karşılığında belki olur.”